Haziran 24, 2021 06:18 Europe/Istanbul
  • Putin'in Avrupa Güvenlik Düzeninin Bozulması Hususundaki Uyarısı

Rusya devlet başkanı Vladimir Putin dün, İkinci Dünya Savaşı sırasında Vatanseverlik Savaşı'nın başlama yıl dönümü dolayısı ile düzenlenen sanal seminerde, "Avrupa Güvenlik Düzeninin tamamı ciddi şekilde bozulmuş, gerilimler artmış ve yeni silahlanma rekabeti gerçek bir şekilde ortaya çıkmıştır." dedi.

Putin, Rusya'nın  müttefik bir Avrupa'nın oluşturulması mantığıyla Avrupa ile işbirliği istikametinde hareket ettiğini ancak  NATO'yu yayma mantığının galip geldiğine işaretle Rusya'nın yine de Avrupa ile işbirliğinde bulunma istediğini, bir çok ortak yanları olduğunu sözlerine ekledi. 
Putin Rusya'nın  Avrupa ile tekrar kapsamlı  işbirliğinden yana olduğunu ve Büyük Avrupa'yı oluşturma mantığı ile  Avrupa Birliği ile ilişkileri  geliştirmek istediklerini ancak Batı'nın başka bir yaklaşım içerisinde olduğunu vurguladı. 
Aslında Putin'in  Avrupa Güvenlik Düzeninin bozulması özellikle de  Rusya ile Amerika öncülüğündeki NATO arasındaki askeri ve güvenlik yaklaşımlarının geçmişte görülmemiş şekilde artması hususundaki uyarısı, Moskova'nın Ukrayna sınırlarına güçlerini konuşlandırma bağlamında anlam kazanmaktadır. 
Amerika Orta Menzilli Nükleer Güçler Anlaşması-INF'den  çekilerek Avrupa'da çeşitli nükleer tabanlı seyir ve balistik füzeleri konuşlandırmak istemektedir. Bu da pratikte  Rusya'nın karşılıklı silahlanma yarışındaki hareketlenmesine yol açmıştır.  Bu durumun sonucunda Rusya ile Amerika, Avrupa sahasında  Soğuk Dönemi hatırlatacak saflar oluşturacaktır. 
Bu doğrultuda Vladimir Putin,   yeni bir silahlanma yarışının Avrupa'nın güvenliğini tehdit ettiğini belirterek ülkelerin  ortak hedefinin  ayrılma hatları olmadan güvenliğin temini, eşit işbirliği ve küresel kalkınma olması gerektiğini belirtti. 
Putin açısından,  NATO'nun kışkırtıcı girişimleri ve başta Doğu'ya doğru yayılması, mevcut gerilimlerin artması ve  Avrupa Güvenlik düzeninin dağılmasında  önemli rol oynamıştır. 
 Son yıllarda özellikle 2014 Ukrayna krizinin ardından Rusya ve NATO'nun karşı karşıya gelmesi ile bu güvenlik düzeninin temelleri daha da sarsıldı. 
 Uluslararası ilişkiler uzmanı Murtaza Hansari'ye göre "Rusya,  ezici, kesin ve bitirici savunma kabiliyetine ayrıca  her türlü askeri tehdide karşılık verme gücüne sahip olmasına rağmen  Kremlin, uygun olmayan ekonomik durum ve Amerika ile NATO karşısında saldırganlığa dayalı olmayan yaklaşımından yola çıkarak  önleyici girişimde bulunmayacaktır."
 Rusya, 1990'lı yıllarda Sovyetler Birliğinin halefi olarak  Batı'ya iyimser bir yaklaşım içerisinde idi ve  Avrupa ve genellikle de Batı blokuna karşı  işbirliği ve yakınlaşma siyaseti izlemeye çalışıyordu. Buna rağmen  1990'lı yıllarının sonlarından itibaren esasında Batılıların, Rusya'ya büyük nükleer depolarından dolayı  kötümser bir bakış içerisinde oldukları ve  Doğu ve Orta Avrupa  ülkelerini NATO'ya katarak  Rusya'yı kuşatmak ve bu ülkeyi dizginleme peşinde olduklarını gösterdiler. 
  NATO'nun bu doğrultudaki çabaları sürerken, Batı Balkan ülkelerini hedef ülkeleri olarak seçti. NATO'nun bu yaklaşımı ise  Rusya'nın ciddi tepkilerine yol açtı ve hatta bir kaç kez uyarıda da bulundu.  Aynı zamanda  Kremlin liderleri, Ukrayna ve Gürcistan gibi çevre ülkelerin NATO'ya üyeliğini Rusya ulusal güvenliği için kırmızı çizgi görüyorlar.  Bu yüzden de NATO'yu defalarca uyarmışlardır. Öyle ki NATO liderleri verdikleri sözlere rağmen hala bu iki ülkeyi kendilerine katamamışlardır. Böylece Kiyev ve Tiflis'ni pek de NATO'ya üyelik konusunda en azından yakın gelecekte umut beslememeleri gerektiği söylenmelidir. 
Aslında Putin'in iktidara gelişinden sonra Rusya'nın tutumları ve yaklaşımları, Moskova'nın  kesin bir tavır ile  NATO'nun yayılmacı ve saldırgan girişimleri karşısında  tepki göstereceğini  ve Batı'ya direneceğini göstermiş oldu./

Etiketler