Haziran 26, 2021 06:02 Europe/Istanbul
  • Rusya ve İngiltere’nin benzeri görülmemiş askeri karşılaşması; NATO'nun Moskova üzerinde artan baskısı

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergei Ryabkov Perşembe günü NATO gemilerinin yeniden Rusya kara sularına yasadışı girişi hakkında uyarıda bulundu. Ryabkov “Rusya sınırlarının kesinlikle güvende olduğunu ve ister diplomatik ister siyasi veya askei olarak korunduklarını” söyledi.

 Rus diplomat İngiliz gemisinin adının savunucu 'Defender' yerine saldırgan, 'Aggressor' olarak değiştirilmesi gerektiğini belirterek Rusya gücünü sınamamaları gerektiğini, zira bu durumda büyük risk almış olacaklarını belirtti.
Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov ve Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova da “HMS Defender” destroyerinin Kırım sularına gelişini önceden tasarlanmış kışkırtıcı bir hareket olarak değerlendirdiler.
Bu arada Rusya Dışişleri Bakanlığı  Perşembe günü İngiliz büyükelçisini çağırarak, İngiliz donanmasının Kırım açıklarında kışkırtıcı eylemlere devam etmesi halinde, Karadeniz'de konuşlu İngiliz gemilerini bombalayacakları uyarısında bulundu. 
Buna karşı İngiliz Savunma Bakanlığı Basın Merkezi de yaptığı açıklamada, Karadeniz'de Rus karasularının ihlal edilmesi ardından  bir Rus savaş uçağının uyarı ateşi açtığını yalanlayarak, Kraliyet Donanması gemisinin uluslararası hukuka uygun olarak Ukrayna karasularını güvenli bir şekilde geçtiğini iddia etti.
Çarşamba günü İngiliz muhrip gemisi HMS Defender Rusya sınırını geçerek Fiolent Burnu'nda Rus karasularında üç kilometre ilerledi. Gemiye sınırın ihlali durumunda silah kullanılacağı konusunda uyarı yapıldı, gemiden he hangi yanıt gelmeyince saat 12:06-12:08 arasında sınır devriye gemisi, İngiliz gemisine uyarı ateşi açtı. Dokuz dakika daha sonra da Su-24M savaş uçağı, dört OFAB-250 bombasıyla muhrip geminin seyir istikametinde uyarı amaçlı bombardıman uçuşu gerçekleştirdi. Saat 12:23'te İngiliz gemisi Rusya'nın karasularını terk etti.
Soğuk Savaş sonrası dönemde ilk kez Rus donanması ile önemli bir NATO üyesi olan İngiltere arasında Rusya'nın kendince kara sularında bu kadar yakın ve tehlikeli bir çatışma yaşanıyor. İlginç olansa, Londra’nın yasa dışı ve uluslararası hukuku ihlal edecek her hangi bir girişimde bulunmamasını iddia etmesidir. 
İngiltere Başbakanı Boris Johnson Perşembe günü Rus kara sularını  ihlal eden İngiliz destroyerini savundu. Johnson şöyle dedi: Uluslararası suları kullanmanın doğru olduğunu düşünüyorum. Önemli olan şu ki, Kırım'ın Rusya'ya ilhakını tanımıyoruz, bunlar Ukrayna'nın suları ve "a" noktasından "b" noktasına geçmek için kullanılması oldukça doğru.
Aslında, İngiltere Başbakanı sözlerinde iki konuyu kabul etti. Birincisi, İngiliz savaş gemisinin eylemi tamamen kasıtlı ve kışkırtıcı bir eylem olduğu, Kırım yarımadası çevresindeki Rusların sahip olduğu sulara girişinin farkında olduğu ve hedefin, Moskova'nın çevredeki sular da dahil olmak üzere bölge üzerindeki egemenlik iddiasını reddetmek ve ona meydan okumaktır.
İkinci konu, bu eylemin, Moskova'nın Kırım ve Sivastopol ile ilgili iddiasının Londra tarafından ve Batı'nın defalarca belirtildiği gibi kabul edilmemesi konusundaki koordineli pozisyonu doğrultusunda reddedilmesi anlamına gelmesidir. Aslında Londra'nın bu eylemi, Batı'nın Ukrayna'nın Kırım yarımadası ve Sivastopol üzerindeki iddiasına ve onları Kiev'e iade etme gereğine verdiği desteğin sürmesinin bir işaretidir.
Hatta bazı analistler, İngiliz muhribinin hareketinin, aslında Kırım'ı işgal etmek ve Ukrayna'ya yeniden katılmak için olası bir NATO askeri operasyonunda bir tatbikat olduğunu iddia ettiler.
Ancak İngiliz gemisinin Rusya'nın kendisine ait olduğunu düşündüğü sularda hareket etmesi, son derece tehlikeli bir adımdır ve Moskova'nın iddia ettiği toprakları savunma kararlılığına bir meydan okumadır.
Rusya’nın İngiliz savaş gemisine deniz ve havadan ateş açması ve uyarı bombalama tepkisi ise aslında son aylarda doğu Avrupa’da ve özellikle Karadeniz, Baltık Denizi ve komşu ülkelerde NATO’nun kışkırtıcı girişimlerine karşı çok ciddi olduğunu gösteriyor. Bu da Doğu Avrupa'da Rus ve Batılı güçler arasında askeri çatışma olasılığının ne kadar ciddi hale geldiğini gösteriyor.
Uluslararası meseleler uzmanı Morteza Hansari şöyle diyor: NATO ve Rusya, bir Avrupa savaşı durumunda bunun iki dünya savaşı kadar yıkıcı olacağını biliyor. Bu nedenle, her iki tarafta da doğrudan savaş iradesi yoktur. Bunun yerine kısa ve orta vadeli siyasi ve askeri taktikleri dikkate alıyorlar. 
Aslında İngiliz gemisinin hareketi NATO'nun Rusya üzerindeki baskıyı artırmak için iyi düşünülmüş ve kasıtlı yaklaşımını yansıtıyor./

Etiketler