Haziran 09, 2023 20:04 Europe/Istanbul
  • Filistin Özerk Teşkilatı, barışçıl politikanın El Fetih hareketinin popülaritesini azalttığını belirtti

Genel olarak Filistin'in siyasi arenasında El Fetih ve Hamas olmak üzere iki önemli hareket mevcuttur.

 

Filistin İslami Cihad hareketi de, tabii ki siyasi arenaya katılmayı reddeden ve seçimlere katılımı her zaman boykot eden önemli Filistin hareketlerinden biridir.

Filistin’in en önemli siyasi gruplardan biri olan Filistin İslami direniş hareketi Hamas, 2005 parlamento seçimlerine katıldı ve Fetih hareketine karşı zafer elde ederek hükumet kurmayı başardı.

Geçtiğimiz yıllarda da seçim konusu gündeme gelmişti ancak El Fetih hareketinin statüsündeki gerilemenin farkında olan Filistin Özerk Teşkilatı seçimlerin yapılmasına zemin hazırlamadı.

Fetih hareketi, Siyonist rejimle müzakere ve uzlaşmayı vurgulayan en önemli Filistinli gruplardan biridir.

Bu hareket, Siyonist rejimle uzlaşma vurgusu yapan Arap ülkeleri tarafından desteklendiği gibi, Batılı güçlerin de desteğini almaktadır.

Bu desteğin nedeni El Fetih hareketinin Kudüs'teki işgal rejimine karşı uzlaşmacı yaklaşımıdır.

Filistin'de ve işgal altındaki topraklarda son yıllarda yaşanan gelişmeler, El Fetih ve Filistin Özerk teşkilatı’nın bu ülkedeki siyasi ve halk statüsü açısından düşüş eğiliminde olduğunu gösteriyor.

Uzlaşma yaklaşımı Filistinliler için istikrar ve barış getirmezken Siyonist rejimi Filistinlilere karşı daha fazla şiddet kullanmaya cesaretlendirdi.

Bu bağlamda, Filistin Özerk Teşkilatı başkan yardımcısı ve etkili bir siyasetçi olan Mahmud al-Alul, bu hareketin İsrail ile barışçıl politikasının ve taahhüt ve vaatlerin yerine getirilmemesinin bu Filistinli grubun popülaritesini düşürmesine neden olduğunu söylüyor.

Önemli olan nokta ise, El Fetih hareketi içindeki uzlaşmacı yaklaşımın başarısızlığının alenileşmesi ve, bu hareketin bazı üyelerinin Siyonist rejime karşı direnişe inanarak bunu Filistin çıkarlarını güvence altına almanın tek yolu olarak görmeleridir.

Yayınlanan haberlere göre, Aslanlar Yuvası da dahil olmak üzere yeni kurulan Filistin hareketlerinin bazı üyeleri Fetih hareketinin  üyeleridir.

Buna ilaveten son iki yılda Batı Şeria Siyonist rejime karşı silahlanmıştır ve bu silahlanma bir yandan Siyonist rejimle uzlaşma ve müzakerelerin başarısızlığı anlamına gelirken, Özerk Teşkilatı ve El Fetih hareketinde bir bölünme anlamına da gelir.

Son nokta şu ki, El Fetih ve Filistin Özerk teşkilatı’nın konumunun zayıflamasını kabul etmek, direnişi İsrail'e karşı koymanın tek yolu olarak kabul etmek anlamına geliyor. Zira son iki yılda Filistin direniş gruplarının sayısı bir o kadar artmış ve uzlaşmacı konum zayıflamış, öyle ki Siyonist rejim Filistin direnişine karşı defalarca yenilgiye uğratılmıştır.

Sahadaki gelişmelere ilişkin ise geçtiğimiz günlerde Filistin direniş grupları yayınladıkları bildiri ile ırkçı İsrail rejimin Mescid-i Aksa'yı müslümanlar ve yahudiler arasında bölme yönündeki komplolarına tepki göstererek, bu planın Filistin halkına yönelik savaş ilanı olduğunu bildirdiler.

Sağcı Likud partisi üyesi Amit Halifi, Mescid-i Aksa'yı Müslümanlar ve Yahudiler arasında bölmek için bir plan ortaya koydu. Knesset'in bu üyesi tarafından sunulan plana göre,  müslümanlar Mescid-i Aksa'nın güneyi ve  el-Kıble Cami, Yahudiler ise orta kesimler ve Kuzey Kubbet-üs-Sahra'da olabilecekler.

Filistinli direniş gruplarından yapılan açıklamada, "Cani Amit Halefi'nin Mescid-i Aksa'yı bölmek için sunduğu plan'ın,  aşırıcı Siyonist kabinenin bunun feci sonuçlarından sorumlu olacağı bir patlama misali olacağı ve Direnişin böyle bir ihlali kabul edemeyeceği belirtildi.