Gazze savaşıyla ilgili İstanbul'daki D8 toplantısının önemi
Siyonistlere karşı ortak tutumun alınması amacıyla D8 üyesi ülkelerin dışişleri bakanları, İran, Türkiye, Malezya, Endonezya, Mısır, Nijerya, Pakistan ve Bangladeş temsilcilerinin katılımıyla İstanbul'da olağanüstü toplantı düzenlendi.
Siyonist rejimin Gazze Şeridi'ndeki soykırımının üzerinden 8 aydan fazla zaman geçti. İşgalci Kudüs rejiminin Gazze'de işlediği suçlara ilişkin bugüne kadar bölgesel, bölge dışı ve küresel çok sayıda toplantı düzenlendi. Bu toplantılar Siyonistlerin Gazze halkına karşı işlediği suçların sona ermesine yol açmadı. Ancak D8 toplantısı çeşitli nedenlerden dolayı önem taşıyor.
Birinci faktör, bu toplantının İslam ve Arap olmayan ülkelerin katılımıyla yapılmış olmasıdır. Bu mesele, Filistin meselesinin bir Arap meselesi olmadığını, bunun da ötesinde bir İslam meselesi olduğunu göstermektedir. Elbette Gazze'deki soykırım Filistin meselesinin küresel bir mesele haline gelmesine neden oldu. Türkiye'nin İstanbul kentinde düzenlenen D8 toplantısına 8 nüfuzlu İslam ülkesi katıldı.
İkinci faktör, İslam dünyasının gelişmekte olan önemli ülkelerinden oluşan D8 grubunun, gayri safi yurt içi hasılası 4,8 trilyon dolar olan dünya nüfusunda 1,2 milyar insanı içermesidir. Dolayısıyla bu grup bir yandan Siyonist rejime ekonomik baskı uygulanmasında, diğer yandan da Gazze'ye insani yardım gönderilmesinde önemli bir rol oynayabilir. İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakan vekili Ali Bakıri Keni de bu toplantıda yaptığı konuşmada, “İran İslam Cumhuriyeti, İslam ülkeleri ve D8 Örgütüne üye ülkelerin tüm ilgi ve kapasitelerinin bu yöne yönlendirilmesi gerektiğine inanmaktadır. Siyonist rejimin hayati damarlarını kesmek, siyasi ve ekonomik ilişkilerini kesmek ve Siyonist rejimin petrol, enerji ve mallarına ambargo koymak, bu rejimin Gazze'deki kitlesel katliam ve yıkıma yönelik saldırgan eylemlerine karşı gerekli ve açık bir adımdır.”
Üçüncü faktör ise D8 grubunun toplanması, Siyonistlerin Gazze halkına karşı işlediği suçların durdurulması konusunda İslam ülkelerinin gösterdiği dayanışmanın yanı sıra uluslararası toplumun eylemsizliğine de bir tepki olarak değerlendirilebilir. Ali Bakıri Keni bu bağlamda, konuşmasının bir bölümünde şöyle dedi: “İşgalci rejim, toplu cezalandırma politikası uygulayarak Gazze'yi yaşanmaz hale getirerek, savaş suçlarının ve soykırımın açık bir örneği olan Gazze'deki meşum ve tehlikeli toplumsal çöküş hedefini gütmektedir.”
Dördüncü faktör, İstanbul toplantısına katılan 8 İslam ülkesinin sonuç bildirisinde Filistin'e destek konusunda ortak tavır alınması gerektiğini vurgulamalarıdır. Sözkonusu toplantının ardından yayınlanan ortak bildiride şu ifadelere yer verildi: “Gazze'de derhal, kalıcı ve koşulsuz ateşkes sağlanmasını ve İsrail'in (rejimin) Gazze'deki Filistin halkına yönelik saldırılarına son verilmesini talep ediyoruz.”
Bildiri şöyle devam ediyor: “D-8 üyesi devletlerin, Filistin'in Birleşmiş Milletler'e tam üyeliğine ve Filistin mücadelesine sarsılmaz desteğini vurguluyoruz.”
Dolayısıyla D8 gibi toplantıların sonucu, Filistin'in Birleşmiş Milletler'e tam üyeliği ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulması yönündeki küresel fikir birliğinin güçlendirilmesi olabilir.