AB'nin İran'dan petrol alımını sürdürmeye vurgusu
(last modified Tue, 17 Jul 2018 07:25:25 GMT )
Temmuz 17, 2018 10:25 Europe/Istanbul
  • AB'nin İran'dan petrol alımını sürdürmeye vurgusu

ABD'nin 8 mayıs 2018 nükleer anlaşmadan çekildikten sonra, Avrupalılar'a göre bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrar oluşturulması yolunda önemli bir adım sayılan bu anlaşma tehlikeye mazur kaldı.

ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, nükleer anlaşmadan Washington'u çektikten sonra, 4 kasım 2018'e kadar İran'ın petrol ihracatını sıfırlayacağını ilan etti. ABD, İran'dan petrol alan firma veya ülkelerden hiçbirine muafiyet tanımayacağını iddia ediyor. Bu mesele yüzünden Tahran'ın nükleer anlaşmaya bağlı kalması için Avrupalılar'dan İran'ın ham petrol ihracatı için güvence vermesi şartını ileri sürmüştür. Avrupalılar, İran'ın nükleer anlaşmada tutulmasının Tahran'ın anlaşmanın menfaatlerinden yararlanmasına bağlı olduğunu çok iyi biliyorlar. Buna göre, Brüksel'de  düzenlenen AB Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın hedeflerinden biri, petrol ihracatı başta olmak üzere ABD'nin İran'a yönelik yeniden yaptırım uygulamasının etkilerini azaltma yollarını incelemek oldu.

Bu Bağlamda Fransa Dışişleri Bakanı, Brüksel'de toplantı öncesinde yaptığı açıklamada, bu toplantıya katılanların İran ile imzalanan nükleer anlaşmayı ele alacaklarına işaretle, Avrupalı ülkelerin hedefinin İran'ın petrol satışının sürmesini temin etmek olduğuna vurgu yaptı.

Fransa Dışişleri Bakanı sözlerine şöyle devam etti: Viyana'da biz İran'la nükleer anlaşmanın sürdüğünü gördük. Bizim hedefimiz, İran'ın petrol satışını sürdürmesini temin etmektir.

İran ve 4+1 ülkeleri iki hafta önce nükleer anlaşmanın ABD'sin sürdürülmesini ele almışlardı. Bu toplantı sonrasında, AB yaptığı açıklamada, finansal işlem kanallarının korunması ve petrol satışının sürmesinin iki tarafın öncelikleri arasında olduğunu deklare etti.

Karşı tarafta ise ABD, İran'a karşı petrol yaptırımının etkin bir araç olması temennisiyle İran'dan petrol alımlarına engel olmak amacıyla diğer ülkelere karşı tehditlerinin dozunu arttırmıştır.

Bu bağlamda, ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden biri, İran'dan petrol alan ülkelerin İran'dan ithalini sıfırlamamaları halinde Washington'un yaptırımlarına maruz kalacaklarını ilan etmiştir.

Bu tehditlere rağmen, Fransa, Almanya ve İngiltere Troykası ve de AB, Rusya ile birlikte yaptıkları, onların İran ile petrol ticaretini sürdürmek için kararlılığını gösteriyor. Nitekim AB İran'a sunduğu öneri paketinde, İran'dan petrol alımını sürdürmeye devam edeceğini ve Moskova'nın da petrol dahil Tahran ile ekonomik münasebetlerini sürdüreceğini ve hatta arttıracağını bildirmiştir.

Çin de İran ile petrol münasebetlerini sürdürmek istiyor. Ayrıca İran'ın büyük petrol müşterilerinden sayılan Hindistan da, İran'dan petrol ithalatı konusunda kendi ulusal çıkarlarını korumak için elinden geleni yapacağını duyurmuştur.

Bu bağlamda Hindistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, "Biz gereken her şeyi yapacağız" diye açıklama yaptı. 

İşte tüm bunlar, ABD'nin İran'ın petrolüne yönelik "Sıfır İhracat" politikasının fiyasko verdiği anlamına gelmektedir.

Öte yandan, İran'ın petrol arzından kaynaklanan arzı telafi etmek neredeyse imkansızdır. Nitekim Diğer yandan Bloomberg haber kanalı son sıralarda verdiği bir raporda şöyle dedi:  İran'a karşı yaptırımlar Kasım ayında gerçekleştiğinde Petrol üreticileri İran üretimin yokluğundan oluşan boşluğu doldurmak için gereken kapasiteye sahip değillerdir.  Eğer Trump İran Petrol ihracatının tamamen durdurulması konusunda başarılı olursa,  Petrol üreticileri günlük 2 milyon  700 bin  varil İran petrolünü telafi etmeleri gerekiyor.  Bu ise  doldurması zor olan  büyük bir dilektir.

İran'a Petrol ihracatını tamamen durdurma yaptırımı,  Donald Trump için kolay bir rüya değildir ve hatta Suudi Arabistan'ın Amerika isteğini icabet etmesi bile bu Arap  ülkenin teknik ve bilimsel kapasitesini aşıyor.İran petrolü ihracatını sıfırlama sonuçları ise halihazırda dünya Petrol piyasalarındaki gerçeklere göre dünya yararına değildir ve Donald Trump'ın maceracılığı tüm dünyayı ağır bir petrol şoku ile karşı karşıya getirecektir.