Avrupalı ve Asyalı liderlerin nükleer anlaşmaya desteği
Nükleer anlaşmaya imza atan 6 ülkeden biri olmasına rağmen ABD Başkanı Donald Trump her daim nükleer anlaşma aleyhinde tutum sergileyerek, bu anlaşmayı en kötü anlaşma olarak niteledikten sonra, sonunda 8 mayıs 2018'de ülkesini bu anlaşmadan çıkardı ve İran'a yönelik nükleer yaptırımların yeniden getirilmesi için talimat verdi.
Trump'ın 5+1 grubunun diğer üyelerinden kendi girişimine uymayı ısrarla istemesine rağmen, Almanya, Fransa ve İngiltere'den oluşan Avrupa Troykası, ABD'ye uymadığı gibi, Rusya ve Çin de ABD'nin rakipleri olarak, Trump'a sert şekilde karşı çıkararak, nükleer anlaşmanın korunmasına vurgu yaptılar ve yapıyorlar.
Uluslararası camia da bu konuyla ilgili benzeri bir yaklaşım izlemiştir. Bu doğrultuda, Asya ülkeleri ve AB üyeleri cuma günü Paris toplantısında nükleer anlaşmayı destekleyerek, bu anlaşmanın dünya güvenliği için yararlı olduğunu belirtip, bu uluslararası anlaşmaya bağlı olacaklarına vurgu yaptılar.
Avrupalı yetkililerin açıklamalarına göre, Asya ülkeleri de güvenlik gerekçelerinden dolayı nükleer anlaşmanın korunması için büyük istek gösteriyorlar.
AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini perşembe günü düzenlenen Asya-Avrupa (Asem) Toplantısında yaptığı konuşmada, bu toplantıda Asya ülkelerinin nükleer anlaşmanın korunmasına yönelik tutumlarının Avrupa ile aynı olduğunu vurguladı.
AB ve nükleer anlaşmaya imza atan diğer taraflar, ABD Başkanı Trump'ın nükleer anlaşmadan tek taraflı ve yasadışı çıkmasına karşı çıkarak, bu anlaşmanın korunması için çalışıyorlar.
AB, bu bağlamda, İran ile iş tutan firmalarını korumak için paketler sunacağını ve Avrupa'nın İran ile mali işlemlerinin korunması için SPV diye bir mali mekanizma kuracağını ilan etmiştir.
Mogherini daha önce yaptığı açıklamada, Özel Mali Mekanizma'nın ekim 2018'ten itibaren çalışmaya başlayacağını duyurmuştu.
ASEM Grubu'nun nükleer anlaşmanın korunmasıyla ilgili sergilediği yaklaşım, ABD Başkanı Donald Trump'ın nükleer anlaşma karşıtı politikasına indirilmiş başka bir darbe sayılıyor.
ASEM üyelerince nükleer anlaşmanın bozulması ve iptal edilmesi, uluslararası barış ve güvenlik için birçok olumsuz etkileri olacak.
ASEM'in Avrupalı üyeleri ayrıca, nükleer anlaşmanın iptalinin AB'nin diplomasi itibarını de ciddi şekilde zan altında bırakacağına inanıyorlar.
Bu mülahazalardan dolayı Mogherini ve bazı Avrupalı liderler başta olmak üzere AB'nin üst düzey yetkilileri, işe yarayan bir anlaşma olduğu için nükleer anlaşmanın korunmasını istiyorlar.
Gelinen noktada AB, ASEM Liderler Zirvesi'nin ele verdiği fırsatı, Avrupa ve Asya'nın nükleer anlaşmanın korunması noktasında ortak pozisyonunu açıklamak için uygun görerek, bunu değerlendirmiş oldular.
Suudi Arabistan, BAE ve İsrail gibi bazı Ortadoğu müttefikleri hariç, nükleer anlaşma karşıtı politikasını destekleyecek birilerini bulmayan ABD Başkanı Donald Trump için ASEM açıklaması kuşkusuz kötü bir haber oldu.
ASEM'e üye Asyalı ve Avrupalı ülkelerin sayısına göre, nükleer anlaşmanın korunması bağlamında uluslararası bir mutabakat ve konsensüsün olduğu ifade edilebilir.
Kıtalar arası bir grup olan ASEM, Avrupa Komisyonu, 28 AB üyesi, 12 ASEAN üyesi, 3 bölgesel grup, Moğolistan, Pakistan, Avustralya, Yeni Zelanda, Hindistan, Bangladeş, Kazakistan, Rusya, Norveç, İsviçre ve Hırvatistan'dan oluşuyor. Halihazırda 53 ortak ve 2 uluslararası örgüt bu grupta yer almaktadır.
ASEM'e üye ülkeler, dünyanın toplam nüfusunun yüzde 60'ından fazlasına ve dünya gayri safi milli hasılasının yaklaşık yüzde 60'ına sahiptir.
ASEM'ın pozisyonu şudur ki Trump'ın nükleer anlaşmadan çekilme kararı, ABD'nin Barak Obama döneminde BM Güvenlik Konseyi'nin 2231 sayılı kararnamesi uyarınca üstlendiği yükümlülüklere ve ülkeler tarafından kabul edilen yükümlülüklerin yerine getirilmesi ilkesine aykırıdır.