Ayetullah Hamanei’nin Batılı gençlere yazdığı ikinci mektubun yıldönümü
(last modified Tue, 27 Nov 2018 08:25:06 GMT )
Kasım 27, 2018 10:25 Europe/Istanbul
  • Ayetullah Hamanei’nin Batılı gençlere yazdığı ikinci mektubun yıldönümü

Üç yıl önce böyle günlerde Paris kentinde düzenlenen bir dizi terör saldırılarından sonra Batılı ülkelerde yeni bir İslamofobi dalgası yükselmeye başladı.

Batılı siyaset ve medya çevreleri bir kez daha çeşitli düzeylerde İslam ve Müslümanlara karşı kin ve nefret saçma fırsatı buldu. Gerçekte Avrupa’da terör saldırıları her seferinde Batılı devlet adamlarına İslam ülkelerinde terörle mücadele bahanesi ile dayattıkları krizleri ve savaşları haklı gösterme malzemesi oluşturuyor. Batılı devlet adamları bu doğrultuda İslam dinini şiddet yanlısı ve radikal bir din olarak tanıtmaya çalışıyor.

 

Avrupa’da terör saldırıları bahanesi ile başlayan İslam karşıtlığı ve İslamofobi, İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’yi on ay ara ile ikinci kez Batılı gençlere hitap etmeye ve onlardan İslam dinini hiç bir aracıya başvurmaksızın ve hiç bir kin ve nefrete kapılmadan esas kaynaklarından öğrenmeye davet etmeye yöneltti.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin birinci mektubu da, ikinci mektubu gibi Fransa’da terör saldırıları düzenlendiği bir dönemde yazılmıştı. Ocak 2015’te Fransa bir dizi terör hadiseleri ve İslam Peygamberi’ne -s- hakaret içeren karikatürleri yayımlayan Charlie Hebdo dergisine saldırıya şahit olmuştu.

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Avrupa ve kuzey Amerikalı gençlere hitaben yazdığı birinci mektubunda İslam dininden korkunç bir görüntü sunmayı İslam’a karşı geniş çapta karalama hareketi adlandırdı  ve Batılı gençlerden İslam dinini birinci elden ve aracısız tanımalarını istedi. Ayetullah Hamanei ikinci mektubunu de yine Fransa bazı terör saldırılarına şahit olduğu bir sırada yazdı. Ayetullah Hamanei ikinci mektubunun başında Batılı gençlere şöyle yazdı: Fransa’da kör terörün sebebiyet verdiği acı hadiseler bir kez daha beni siz gençlerle sohbet etmeye yöneltti.

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin Avrupa ve kuzey Amerika başta olmak üzere Batılı gençlere hitaben yazdığı birinci mektubunun amacı, Batılı gençleri İslam dinini aracısız ve doğrudan tanımaya davet etmekti. Ancak Ayetullah Hamanei’nin ikinci mektubu yazmaktan amacı, terörizmin İslam dünyası ve Batı’nın ortak derdi ve acısı olduğu yönündeki önemli bir noktayı hatırlatmaktı. İkinci mektubun bir başka amacı, Paris’teki terör saldırıları radikal İslamcı örgütlerce düzenlenmiş olmasına karşın bu örgütlerin başta ABD olmak üzere bizzat Batılı güçlerce kurulmuş ve beslenmiş olmasını hatırlatmaktı.

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei mektupta bu konuda şöyle yazdı:

Bugün az sayıda insan Amerika’nın El-Kaide, Taliban ve onların şom uzantılarını kurmak ve takviye etmek ve silahlandırmakta rolünden habersizdir.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin de mektupta belirttiği üzere, bugün artık herkes hangi ülkelerin El-Kaide, Taliban, IŞİD, el Nusra ve bu örgütlere benzeyen onlarca tekfirci terör örgütünü Afganistan, Irak, Suriye, Lübnan, Libya ve diğer bazı İslam ülkelerinde kurduklarını ve bu örgütleri besleyerek silahlandırdıklarını çok iyi biliyor.

 

Kuşkusuz Amerika, İngiltere, S. Arabistan ve BAE gibi ülkelerin destekleri olmasaydı bölgede tekfirci terör örgütleri günümüzde dünyanın en büyük terör örgütlerine dönüşemezdi. Bu örgütler Batı medyasının geniş kapsamlı imparatorluğunun yardımlarıyla cinayetlerini İslam’ın adına mal ettiler ve yine mal etmeye devam ediyorlar. Batılı siyaset ve medya çevreleri hatta Batılı ülkelerde terör örgütlerinin faaliyetlerini ve saldırılarını İslam’ın tealimine bağlıyor ve böylece bölgede tekfirci terör örgütlerine verdikleri destekleri Suriye ve Lübnan milletleri için sözde demokrasi ve özgürlük adına örtbas etmeye çalışıyorlar.

 

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Batılı gençlere hitaben yazdığı ikinci mektubunun ilk satırlarında bir dini lider konumundan konuştu ve Paris’te terör hadiselerini üzücü hadiseler niteledi. Ayetullah Hamanei mektupta şu ifadelere yer verdi: kim sevgi ve insaniyetten biraz anlamışsa, ister Fransa’da olsun, ister Filistin’de veya Irak’ta veya Lübnan’da veya Suriye’de yaşanmış olsun, bu görüntüleri görmekten üzülür.

 

Aslında İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin bu cümlesi her şeyden ziyade 17 bin masum insanını Batı’nın desteklediği kör terörün kurbanı olan bir ülkenin lideri olmasına rağmen yine de benzer hadiselerin hatta liderleri İran’a karşı savaşan teröristlerin başhamileri olan bir ülke için vuku bulmasından derinden kaygılandığını ve terörü ne şekilde ve dünyanın neresinde olursa olsun kınadığını gösteriyor. Kuşkusuz Ayetullah Hamanei’nin bu bakışı insanların hayatına ırklarından ve milliyetlerinden bağımsız olarak saygı duyan ve değer veren ilahi ve dini derin bir anlayışın ürünüdür.

 

Kuşkusuz İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin bu bakışı rahmet dini İslam’ın yüce öğretilerinden alıntıdır. İslam dini barış, rahmet, dostluk ve kardeşlik habercisidir. İslam Peygamberi Hz. Muhammed -s- son ilahi resul olarak yüce Allah tarafından gönderildi ve insanların kör ve bağnaz cahillikten kurtararak yüce ilahi ve insani değerlere doğru hidayete erdirmek istedi. Bu din bunca yüce değeri ile nasıl radikalizm ve şiddetin taraftarı olabilir?

 

 

Batılı devlet adamlarının insani değer ve ülküleri nisbi saymalarının aksine İslam dininde insani değerler ve insani ahlak ve insanseverlik gibi durumlar mutlaktır ve İslamî tealimin hiç bir yerinde bu değerlerin hiç bir şekilde ayaklar altına alınmasına izin verilmemiştir. Müslümanların ve dünyanın hür insanlarının büyük önderi İmam Hüseyin -s- bu ilahi ve insani değerleri savunma uğruna kendisini ve pak hanedanının fertlerini feda etti, ama asla zorbalığa ve zulme karşı boyun eğmedi.

 

Son günlerde ve aylarda Yemen’de yaşanan insani facia ve cinayetler ve yine Arabistanlı bir muhalifin Suud rejimi tarafından feci bir şekilde infaz edilmesi ve başta ABD olmak üzere Batılı devletlerin bu tür cinayetlere gösterdikleri tepki, insani değerlerin nasıl petrol dolarlarının uğruna hiçe sayıldığını açıkça ortaya koyuyor. Amerika Başkanı Donald Trump kendi casusluk teşkilatı olan CIA’nin kesin delillere dayanarak Arabistanlı muhalif gazeteci yazar Cemal Kaşıkçı’nın Suud rejiminin veliaht prensi Muhammed bin Selman’ın doğrudan talimatı ile infaz edildiğini açıkladığı halde halâ türlü bahaneleri ileri sürerek Suud hanedanını aklamaya çalışıyor.

 

Bugün Yemen’de binlerce kadın ve çocuğun Suud rejimi ve başını çektiği ittifak tarafından katliam edilmeleri ve bu ittifakın dayattığı savaş ve kuşatma yüzünden açlık ve hastalık yüzünden sessizce ölümleri de Batılı devletlerin insani değerleri para uğruna kurban edebileceklerini açıkça ortaya koyuyor.

Bundan başka siyonistlerin işgal ettikleri Filistin topraklarında mazlum Filistin milletine karşı her türlü cinayeti işlemesi ve ABD ve bir çok Batılı devletin bu cinayetlere her türlü desteği vermeleri de yine Amerika ve Batılı devletlerin kara karnelerinin bir başka belgesidir.

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Batılı gençlere yazdığı ikinci mektubunda da bu konuya temas ederek şöyle yazdı:

Siyonist rejimin uyguladığı şiddetin gözardı edilmesi, bu cani rejimin uyguladığı şiddeti sıradan bir durum haline getirmiştir. Bir başka ifade ile Filistin milletine karşı uygulanan şiddet, Batılı devlet adamları ve vatandaşları için normal ve tekrarlı bir durum haline gelmiş ve bu yüzden insani duyguları etkilemediği anlaşılmaktadır. Belki de siyonist rejimin en büyük günahı dünyada insanları katliam etmeyi ve öldürmeyi normal bir konu haline getirmiş olmasıdır.

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin Batılı gençlere hitaben yazdığı mektubun bir başka ekseni, Paris ve Avrupa’nın diğer kentlerinde gerçekleşen terör hadiselerinin İslam ülkelerinde yaşanan terör hadiselerinden farklı oluşudur. Ayetullah Hamanei bu konuda da şu ifadelere yer verdi: Eğer bugün Avrupa insanı bir kaç gündür evlerine sığınıyor ve kalabalık merkezlerde ve ortamlarda bulunmaktan kaçınıyorsa, Irak, Suriye, Yemen, Afganistan,... insanları yıllardır ve Filistin milleti onyıllardır bu tür güvensizlik şartlarına şahit oluyor.

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’ye göre İslam dünyasında terör acısı Batı dünyasında terör acısıyla iki önemli açıdan farklıdır. İlk farklılık şöyle ki, İslam dünyası daha geniş ve daha yoğun bir şekilde ve çok daha uzun bir süredir dehşet ve şiddetin kurbanı olmaktadır. İkinci farklılık da şu ki İslam dünyasında şiddet sürekli Batılı güçlerce vve çeşitli yollardan ve etkili bir şekilde desteklenmiştir.

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin mektubunun üçüncü ekseni, Batı’nın İslam dünyasında başlayan İslamî uyanış sürecine karşı çelişkili bir politika izlemeleriydi. Batılı devletler demokrasi ve insan hakları sloganları atarken, İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei Batılı gençlere İslam dünyasında en gerici ve en despot rejimlerin Batı’nın müttefikleri olduğunu ve bölgede en halkçı ve en bağımsız devletleri Batı’nın acımasız saldırılarının hedefi olduğunu belirtiyor. Bu tezat Batı’nın siyasetlerinde açıkça göze çarpıyor. ABD Başkanı Trump’ın Muhammed bin Selman’ın sorumlu olduğu Kaşıkçı cinayetini örtbas etme gayretleri, Amerika ve diğer Batılı devletlerin demokrasi iddiaları ile çelişen tutumlarının en somut örneğidir.

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei ikinci mektubunun sonunda Batılı gençlerden doğru tanım ve derin bakış ve acı deneyimlerden yararlanarak İslam dünyası ile onurlu ve doğru ve şerefli bir irtibat kurmalarını istedi.

Batılı devletlerde Müslümanlara karşı çıkarılan haksız yasaları tenkit eden Ayetullah Hamanei, Batılıların ister Müslümanların misafiri oldukları ister ev sahibi konumunda bulundukları her zaman Müslümanlarda sevgi, şefkat ve sabırdan başka bir şey görmediklerini vurguladı.

Gerçekte Batı medyasında ve edebiyatından İslam dininden  sunulan olumsuz imajın aksine, asıl Batı terör, şiddet ve savaşı İslam dünyasına dayattı, fakat gerçekleri ters yüz göstererek bu durumlardan İslam dinini sorumlu göstermeye çalışmaya başladı. Bu yüzden bu durumdan çıkmak için en başta Batılı devletlerin küresel sorunlara karşı politikalarını gözden geçirip düzeltmelere gerekir. kuşkusuz başta ABD olmak üzere Batılı devletler terörü iyi ve kötü diye ikiye ayırdıkları ve İsrail gibi terörist bir rejimi ve IŞİD gibi tekfirci bir terör örgütünü desteklediği sürece dünyanın hali aynı şekilde devam edecektir.