Corbyn'den Amerika'nın Fars Körfezi'nde Kışkırtıcı Girişimlerine Eleştiri
(last modified Mon, 22 Jul 2019 03:18:33 GMT )
Temmuz 22, 2019 06:18 Europe/Istanbul
  • Corbyn'den Amerika'nın Fars Körfezi'nde Kışkırtıcı Girişimlerine Eleştiri

Son günlerde Fars Körfezi bölgesindeki gerilimler, Britanya'ya ait petrol gemisine denizcilik kurallarını ihlal etme gerekçesi ile İran tarafından el koyulması ve Amerika'nın İran'a ait İHA'yı düşürdüğü iddiası sonucunda, iyice artmıştır. Bu mesele ise Britanya makamlarının tepkilerine yol açtı.

Britanya İşçi Partisi başkanı Jeremy Corbyn bu ülkenin bayrağını taşıyan bir geminin  İran sularında denizcilik kurallarını ihlal etmesi yüzünden el koyulmasının ardından Amerika başkanı Donald Trump'ı Fars Körfezi'ndeki gerilimlerden sorumlu tuttu. 
Corbyn " Trump Bercam Nükleer Anlaşmasından çekilmekte suçludur. O, İran ile topyekun bir çatışmanın tehlikesini arttırmış oldu. " dedi.
Üst düzeyli İngiliz siyasetçinin Amerika'nın Fars Körfezi bölgesindeki gerilim oluşturan rolünü itiraf etmesi İran'ın bölgedeki güvensizlik ve istikrarsızlıktan sorumlu olduğunu göstermeye çalışan Batı medyasının tek yanlı propagandalarına rağmen Corbyn gibi tecrübeli siyasetçilerin Washington'un Fars Körfezi bölgesindeki askeri varlığının mahiyeti ve hedeflerinden haberdar olduğunu gözler önüne serdi. 
Burada önemli olan nokta ise Britanya muhafazakar hükümetinin Amerika'nın bölgesel girişimleri ve projelerinde Washington yanında yer almasıdır. Bunun bariz bir örneği de Britanya donanmasının Fars Körfezi bölgesindeki askeri varlığının artması ve de Londra'nın İran'a yönelik maksimum baskı siyasetleri çerçevesinde Cebelitarık bölgesinde İran'ın Suriye'ye petrol götüren tanker gemisine el koymasıdır. 
Çoğu analistler ve hatta birçok Batılı politikacı da Washington'un Londra'yı bu alanda teşvik ettiğine vurgu yapmaktadır. İsveç Başbakanı Carl Bildt ise bu hususta şöyle diyor: "İran petrolünü taşıyan tanker gemisine Cebelitarık'ta Britanya askeri güçleri tarafından Avrupa Birliğinin koyduğu yaptırımları ihlal etme bahanesi ile el koyulması, İran'ın bu birliğin üyesi olmaması yüzünden, daha çok bir komploya benziyor. "
Bildt Amerika'nın İran'ın petrol ihracatını durdurmasına yönelik çabalarına değinerek İspanyol makamların da Londra'nın Washington talimatı ile İran gemisine el koyduğuna vurgu yaparak bu tür girişimlerin Amerika ile işbirliği çerçevesinde İran'a maksimum baskı uygulamak doğrultusunda hayata geçirildiğini söyledi. 
Buna karşın İran İslam Cumhuriyeti Stena İmpero adlı İngiliz petrol tanker gemisine el koyulmasının nedenini, geminin uluslararası denizcilik kurallarını ihlal ettiği olduğunu bildirdi. 
Halbuki Britanya'nın İranlı petrol tanker gemisine el koyma sebepleri yasa dışı ve uluslararası kurallara aykırıdır. Buna rağmen Devrim Muhafızları Ordusu, İran İslam Cumhuriyeti Gemicilik ve Limanlar Kurumunun isteği üzerine uluslararası hukuk ve kurallara uygun bir şekilde İngiliz gemiye el koymuştur. 
İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanı Muhammed Cevad Zarif İran ve Britanya arsında yaşanan son olaylar ile ilgili paylaştığı Tweet'inde şöyle bir açıklamada bulundu: "Cebelitarık'ta yaşanan korsanlık vakasının aksine, bizim Fars Körfezi bölgesindeki girişimimiz uluslararası denizcilik kurallar çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. New York'ta da söylediğim gibi Fars Körfezi bölgesi ve Hürmüz boğazının güvenliğini garanti eden İran'dır. Britanya artık Amerika'nın maşası olmaktan ve uyguladığı ekonomik terörizmden vaz geçmelidir. "
Bunlara ilaveten Amerika, Britanya gemisine Fars Körfezi bölgesinde el koyulması vakasından İran aleyhindeki hedefleri doğrultusunda yararlanmak istiyor. Bu çerçevede Amerikan makamları Fars Körfezi bölgesinde sözde Gemicilik ve Denizciliğin Korunması Koalisyonun oluşmasını istemişlerdir. 
Bu çağrı ise açık bir şekilde İran'ın denizcilik ve gemicilik faaliyetlerinin kısıtlanması hedefi ile ortaya atılmaktadır. Britanya muhafazakar hükümeti ise hala Trump hükümetine paralel olarak Amerika'nın bölgesel siyasetlerini adım adım uygulamaktadır. 
Londra'nın bu yaklaşımı kesinlikle Britanya için ciddi bedeller ve sonuçlara mal olacaktır. 
Aynı zamanda Britanya İşçi Partisi başkanının Amerika'nın bölgede gerilim oluşturan rolünü itiraf etmesi, Britanya'nın mevcut muhafazakar hükümetinin Amerika yanında yer almasının bölgede gerilime yol açmaktan başka bir getirisi olmadığını göstermektedir. /