Trump’ın Bolton’u eleştirmesi ve İran ile anlaşma isteği
Amerika başkanı Donald Trump’ın eski ulusal güvenlik danışmanı John Bolton her zaman İran’a karşı düşmanca tutum izliyor ve Tahran’a karşı maksimum baskı politikasının mimarlarındandır. Donald Trump ve John Bolton arasındaki ihtilaf, nihayet Bolton’un görevden uzaklaştırılmasına sebep oldu.
Trump bu bağlamda en son açıklamalarının birinde, “John Bolton’un bir çok hataları vardı ve Amerika hükümetinde önemli insanlarla uyumlu değildi” dedi.
Trump’ın belirttiği üzere Bolton’un Libya gibi bir çok hataları vardı. Trump ayrıca Bolton ve kendisi arasında Venezuela konusundaki görüş ayrılığına değinerek Bolton’un Venezuela konusunda yanlış yol izlediğini söyledi.
Bolton’u diğer Amerikalı üst düzey yetkililerinden ayıran ise onun Amerika dış siyasetinde ve özellikle İran karşıtı görüşlerinde savaş yanlısı biri olmasıdır.
Bolton dünyaya sulta kurmanın, Amerika’nın risaleti olarak görüyor ve kendince bu büyük görevi gerçekleştirmek için çalışıyordu. Amerika haber ve medya çevreleri Trump ve Bolton arasında Afganistan, K. Kore, Suriye, Venezuela ve İran konularında yaşadıkları ihtilaflar ayrıca Bolton’un savaş yanlısı huyunun kendisinin beklenmedik şekilde görevden alınmasına sebep olduğunu belirtiyorlar. Buna rağmen bir çok siyaset uzmanına göre Bolton’un görevden alınma sebebi, Trump’ın “barışçıl tutumu” değil, onun Amerika yönetiminin uluslararası alanda ve bağımsız ülkelere karşı tek yanlı ve saldırgan siyasetlerinin yenilgiye uğramasıdır.
John Bolton ister George W. Bush zamanında Amerika’nın BM temsilcisi olduğu dönemde ister daha sonra Enterprise araştırma enstitüsünde her zaman İran’a karşı en sert tutumları izlemiş, üstelik münafıklar terör örgütü ile işbirliği yaparak onların yıllık oturumlarına katıldı ve her zaman İran İslam cumhuriyeti nizamının devrilmesi için askeri seçenek ve savaşın başlamasının altını çizmiştir.
Bolton Trump yönetiminde ve ulusal güvenlik danışmanı koltuğunda da Beyaz Saray’da aynı siyasete devam etti. Öyle ki onun İran karşıtı sert sözleri ve tutumları, dışişleri bakanı Muhammed Cevad Zarif’in onu “B Takımı”na yerleştirmesine neden oldu; Suudi veliaht bin Salman, siyonist rejim başbakanı Benjamin Netanyahu’nun da içinde bulunduğu B takımı her zaman İran’a karşı en sert tutumları ile biliniyorlar.
Şimdi Bolton’un Beyaz Saray’dan uzaklaştırılması,B Takımının etkinliğinin azalacağı ve dolayısı ile İran’a baskıları yoğunlaştırma tutumunun zayıflaması anlamındadır.
Bu konu Trump’ın açık bir tutum değişikliğinde İran’a karşı daha yumuşak bir tutum sergileyerek İran ile müzakere yolunun açılması için bazı yaptırımları azaltma ihtimalini iddia etti.
Trump, “İran ile bir anlaşmaya varmak istediklerini, fakat eğer de olmazsa sorun oluşmayacağını” söyleyerek, “Fakat bana göre İran bir anlaşmaya varmak istiyor” dedi.
Amerika başkanı İran cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile görüşmek için bir girişim olarak İran’a karşı yaptırımların azalması konusundaki soruya, “bekleyip görmek gerektiğini” söyledi ve Washington’un İran’da nizamı değiştirmek peşinde olmadığını vurguladı.
Trump’ın bu tutumu, önceki tutumlarının tam tersidir. Kendisi Fransa’nın Bercam’ın korunması bağlamında Tahran tarafından sorumluluklarını yerine getirilmesine karşı İran petrol müşterilerine muafiyet tanınmasına dair planına karşı çıkarak, İran’a karşı yaptırımların devam etmesini vurgulamıştı.
Fakat Trump, 2020 yılında önündeki başkanlık seçimlerini dikkate alarak, dış siyasette bir başarıya ulaşmak için, özellikle de k. Kore ve Venezuela’daki başarısızlıkları ardından şimdi İran’a göz dikmiştir.
Fakat İran, Washington yaptırımlarının devam ettiği sürece Amerika ile müzakerenin kesinlikle imkansız olduğunu belirtti; üstelik nükleer alandaki hak ve kabiliyetleri, füze çalışmaları ve dış siyaseti konusu ve Trump’ın diğer istekleri hakkında pazarlık yapmayacaktır./