BMT'nın , Amerika'nın Yaptıkları Karşısındaki Pasifliği
(last modified Sun, 12 Jan 2020 04:24:19 GMT )
Ocak 12, 2020 06:24 Europe/Istanbul
  • İran-BMT
    İran-BMT

İran İslam Cumhuriyeti'nin Birleşmiş Milletler Teşkilatı'ndaki daimi temsilcisi Mecid Tahtı Revançi bu teşkilatın genel sekreterine bir mektup yazarak İran'ın Trump hükümetinin İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanına BMT Güvenlik Konseyi oturumuna katılmak için vize vermemesini sert bir şekilde eleştirip İran'ın protestolarını bildirdi.

Mecid Tahtı Revançi Cuma günü Birleşmiş Milletler Teşkilatı genel sekreteri Antonio Guterres'e mektubunda Amerika'nın yasal taahhütlerine bağlı kalmaması ve New York'ta bulunan BMT merkezini diğer ülkeler aleyhindeki bir siyasi baskı aracı olarak kullanmasını eleştirdi. 

Tahtı Revançi Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Sekreteri'nden bu teşkilatın merkezi ile ilgili anlaşmanın 21'inci paragrafına göre bu sorunu çözmeye odaklanmasını ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı sisteminin itibarının sorgulanmasına neden olan bu kusuru gidermesini istedi. 

İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanı Muhammed Cevad Zarif BMT Güvenlik Konseyi dış ilişkiler oturumuna katılmak üzere Perşembe günü New York'a ziyaret gerçekleştirecekti. Ancak Amerika hükümeti İran'a yönelik maksimum baskı siyaseti çerçevesinde İran'ın diplomasi sistemi başkanına New York'a ziyaret gerçekleştirmek için vize çıkarmadı. 

Amerika'nın yasa dışı bir şekilde Birleşmiş Milletler Teşkilatı merkezine ev sahipliği hususunu araçsal olarak kullanması aslında bu uluslararası teşkilatın faaliyetlerine gölge düşürmüştür. Bu uluslararası örgütün ilkelerine göre Amerika hükümeti tüm Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın üyelerine hiçbir bahane söz konusu olmadan vize vermesi gerekiyor. Bu ilkelere göre Amerika dışişleri bakanlığı ve istihbari kurumları bile üye ülkelerin temsilcileri ve katılımcılarına kısıtlama getirmemeli ve onlara yönelik ifadelerde de bulunmamalıdır. 

Bu hususta Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulu tarafından da hükümetleri ülke dışı yasalar uygulamaktan sakındıran birçok karar alınmıştır. Birleşmiş Milletler Teşkilatı anlaşmasının 7'inci maddesinin 2'inci paragrafı da devletlerin iç işlerine müdahale etmemeye dayalıdır. 

Amerika daha önce de geçen yıl Eylül ayında  Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Kurulu oturumuna paralel olarak İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanı Muhammed Cevad Zarif'in New York'a yaptığı ziyarette engeller oluşturmaya çalışarak İranlı heyetin New York ziyaretini geciktirmişti. 

Amerika hükümeti ayrıca Temmuz 2019'da da İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanının Birleşmiş Milletler Teşkilatı Sosyal-Ekonomik Konseyinin üst düzey oturumuna katılması sırasında ona yönelik ağır kısıtlamalar uyguladı. 

Birleşmiş Milletler Teşkilatı merkezi ev sahipliği ile ilgili 1947 anlaşmasına göre Amerika, BMT üye ülkelerin diplomatik heyetlerine dokunulmazlık sağlamalı ve onların BMT oturumları ve toplantılarına katılmaları yolunda her hangi bir engel oluşturmamalıdır. 

İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanına New York'a yapacağı ziyaretler yolunda kısıtlamalar uygulanması, aslında Amerika'nın diğer garip davranışlarına kıyasla o kadar da beklenmedik bir olay değildir. 

Amerika başkanı Donald Trump Beyaz Saray'a ayak basmasının ardından bir çok kez uluslararası kurallar ve yasalarını ihlal edip ayakları altına alarak uluslararası camiayı ciddi sorunlar ile karşılaştırmıştır. 

Bu husustaki ilgi çekici nokta ise Amerika dışişleri bakanı Mike Pompeo'nun 14 Temmuz 2019'da Washington Post gazetesine verdiği röportajda itirafta bulunarak Zarif'in çalışmalarının etkilerinden duyduğu kaygıyı ve bu ziyaretlerin Amerika ve dünya kamuoyunu etkilemesi hususundaki endişelerini dile getirmesi idi. 

Doğal olarak Amerika için kaygı verici konulardan biri de İranlı makamların bu ülkeye ziyarette bulunmasında her defasında medyalar, araştırma merkezleri ve karar alma merkezleri tarafından daha fazla ilgi görmesidir. Bu ilginin meydadaki yansıması ise Amerika hükümeti için ciddi sorunlar yaratmaktadır. 

Amerikalılar şimdi de Zarif'in bir önceki ziyaretlerinin Amerikan iç siyasetine yönelik  etkilerini hatırlayarak özellikle de mevcut durumda İranlı diplomatlar ve makamlara kısıtlamalar getirip baskı uygulayarak İran'ın Amerika ve dünya kamuoyu üstündeki yumuşak gücünün etkisini azaltmak istiyor.