Avrupa Birliğinin Amerika'nın Tetik Mekanizmasına Baş Vurmasına Muhalefeti
(last modified Tue, 18 Aug 2020 02:57:21 GMT )
Ağustos 18, 2020 05:57 Europe/Istanbul
  •  Avrupa Birliğinin Amerika'nın Tetik Mekanizmasına Baş Vurmasına Muhalefeti

Amerika'nın İran'a yönelik silah yaptırımlarını devam ettirme taslağının BM Güvenlik Konseyi tarafından reddetmesi ile Amerika'nın açık ve net bir yenilgi almasının ardından, Washington bu kez BERCAM nükleer anlaşmasındaki tetik mekanizmasına başvurmak istiyor. Ancak bu süreçte Avrupalı ortakları buna karşı çıkmışlardır. Avrupa Birliği Pazar günü Amerika'nın tetik mekanizmasına baş vuramayacağını belirtti.

Bu çerçevede Avrupalılar, Amerika'nın  2015'te imzalanan BERCAM anlaşmasında belirlenen tetik mekanizması çerçevesinde İran'a karşı yeni uluslararası yaptırımları hayata geçiremeyeceğine vurgu yapıyorlar.  Avrupa Birliği dış ilişkileri yüksek temsilcisi Josep Borrell'in sözcüsü ise Amerika'nın 2018'de BERCAM anlaşmasından çekilmesi ve ardından bu süreçte işbirliği yapmamasından dolayı artık bu anlaşmanın üyesi olmadığını ve bu yüzden de tetik mekanizmasına başvuramayacağını belirtti. 
Avrupa'nın bu net tutumunu, Washington'un İran'a karşı tehditleri hususunda bir başka başarısızlığı sayılır.  Washington'un BM Güvenlik Konseyi oturumunda istediği taslağı onaylatamamasının ardından Amerika başkanı Trump bu hafta İran'a yönelik uluslararası yaptırımları otomatikman uygulamaya sokan tetik mekanizmasını aktifleştireceğini belirtti. 
BERCAM nükleer anlaşmasını her zaman yoğun şekilde eleştiren  Trump, sonunda Amerika'yı  8 Mayıs 2018'de bu anlaşmadan çekti.  Buna rağmen Washington fırsatçı yaklaşımları çerçevesinde çıkarları gerektirdiği zaman BERCAM nükleer anlaşmasında belirlenen tetik mekanizmasından söz etmiştir.  
Buna rağmen Amerika'nın bu iddiaları 4+1 Grubu tarafından reddedilmiştir.  Grubun doğu kanadı yani Rusya ve Çin  ilk baştan itibaren  Amerika'nın bu temelsiz iddiasına karşı çıkarak  Amerika'nın bu anlaşmadan çıktığını, bu yüzden anlaşmada öngörülen  mekanizmalara baş vuramayacağını belirttiler. 
Buna rağmen mevcut dönemde Washington'un Avrupalı ortaklarının bile  Amerika'ya tetik mekanizmasına baş vurma hakkı tanımamaları  ve açık bir şekilde ona karşı çıkmaları Amerika hükümeti için skandal ve utanç sayılıyor.  Avrupa Birliği dış siyaset sorumlusu Josep Borrell bu hususta Amerika'nın nükleer anlaşmadan çekildiğini ve şimdi de bu anlaşmanın bir parçası olamayacağını belirtti.  Bu da Amerika'nın Avrupalı ortakları arasındaki nüfuzunu bile kaybettiğini ve dünya düzeyinde daha da tecride sürüklendiğini gösteriyor.
 Amerika içinde bile Trump'ın İran'a yönelik silah yaptırımlarını devam ettirme politikalarına dair eleştiriler artmıştır. Öyle ki  Trump hükümetinin eski makamları bile  böyle bir yaklaşımın olumsuz etkileri hakkında uyarılarda bulundular.
Amerika eski ulusal güvenlik danışmanı John Bolton Twitter'dan paylaştığı mesajda, "Trump'ın  Obama'nın 2015'te yaptığı anlaşmada sözü geçen yaptırımların hemen geri getirilebilmesi paragrafı hususundaki  tehditleri, Amerika'nın BM Güvenlik Konseyi'ndeki veto hakkına uzun vadeli ve sürekli zararlar verecektir." Diye yazdı.
Bu arada bazı eleştirmenler de Trump'ın İran'a yönelik yaptırımları başlatma ısrarının, başkanlık seçimlerin eşiğinde yeni dış siyaset sorunu yaratarak, ülke içindeki popülerliğinin azalması ve iç siyasi sorunları örtbas etmek ve böylece seçimlerde kazanma şansını arttırmak düşüncesinde olduğunu düşünüyorlar. 
 Bu mesele ise Demokratların dikkatinden kaçmamış ve Trump'ın İran'a yönelik yaklaşımı çerçevesindeki ısrarını sorgulamışlardır. 2020 Amerika başkanlık seçimleri  demokrat adayı  Jose Biden'in danışmanı Anthony Blinken ise  BERCAM nükleer anlaşması içeriğine değinerek Washington'un  artık tetik mekanizmasına baş vuramayacağını çünkü iki yıl önce bu anlaşmadan çekildiğini belirtti. 
Blinken şöyle yazdı: 2231 kararı çerçevesindeki çözüm yolları katılımcı ülkelerin inisiyatifinde bulunuyor.  Beyaz Saray bu anlaşmayı terk ettiği zaman kelimenin tam anlamı ile "Amerika'nın BERCAM nükleer anlaşmasındaki katılımının sonlanması" başlıklı bir bildiri yayımladı. Aslında güçlü ve etkin anlaşmalara bağlı kalmak gerekir.
Böylece görünen o ki Trump hükümeti  İran'a karşı yaklaşımının bir başka aşamasında şimdi de tetik mekanizmasına baş vurmak istese de  4+1 grubunun muhalefetinin yanı sıra  Amerika içindeki eleştiriler ile de karşılaşmıştır. Böylece Trump'ın iddialarının Amerika içinde bile makbul olmadığı söylenebilir./