Güvenlik Konseyi'nin Fars Körfezi Bölgesi Güvenliği ile İlgili Sanal Oturumu
Fars Körfezi dünyanın jeostratejik bölgelerinden biri olarak ekonomik ve enerji alanında büyük küresel öneme sahiptir. Bu bölgenin güvenliği hususu ise BM'nın da önemli kaygılarından sayılır. Bu doğrultuda BMT Güvenlik Konseyi Salı günü Rusya'nın inisiyatifi ve Rusya dışişleri bakanı Sergey Lavrov'un da başkanlığı ile sanal bir oturum düzenledi.
Oturumda BM Genel Sekreteri Antonio Guterres BERCAM nükleer anlaşmasını Fars Körfezi güvenliği için hayati niteleyerek bu güvenliğin korunmasına vurgu yapıp şöyle dedi:" Bölgenin istikrarı ile ilgili nükleer silahların yayılmamasının büyük öneme sahip olduğu söylenmelidir. İlk baştan beri her daim BERCAM nükleer anlaşmasının nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve bölgesel güvenliğin sağlanması için önemli bir araç olduğunu gördük. "
Guterres'in BERCAM nükleer anlaşmasının korunması zaruretine ve doğrudan Fars Körfezi güvenliği ile ilgili olmasına vurgusu bu önemli küresel kurumun tutumunu göstermektedir. Bu çerçevede BM Güvenlik Konseyi de uluslararası güvenlik ve barışı korumakla mükelleftir. Ancak Amerika BERCAM nükleer anlaşmasına karşı izlediği siyasetler ve Fars Körfezindeki geniş çaplı varlığı ile pratikte bölgede gerilim yaratmıştır. Buna rağmen İran bölge dışı güçlerin Fars Körfezi bölgesindeki günden güne artan varlıklarına karşı geçen yıl Fars Körfezi kıyı ülkelerinin katılımı ile bölgesel güvenlik sisteminin kurulması teklifinde bulundu. İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanı Muhammed Cevad Zarif ise Güvenlik Konseyi oturumunda Hürmüz Barış Kampanyasına değinerek şu açıklamada bulundu:" Bu inisiyatif bölgedeki her ülkenin komşularının barışı, istikrarı ve refahını sağlamayı garantilemek ve herkesin çıkarlarının sağlanmasına yardımcı olmak sorumluluklarına dayalıdır. "
Aynı zamanda BERCAM anlaşması Fars Körfezi güvenliğinin sağlanmasında da önemli bir role sahiptir. Anlaşmada bulunan Rusya, Çin, Fransa, Almanya ve Britanya ve AB bile Guterres ile bu alanda aynı görüşleri paylaşarak BERCAM nükleer anlaşmasının bölgesel ve küresel barış ve güvenliğin korunması doğrultusunda önemli uluslararası bir anlaşma olduğunu savunuyorlar. Avrupa Konseyi başkanı Charles Michel ise BERCAM nükleer anlaşmasının bölgesel güvenliğin garantisinde kilit rol oynadığını düşünüyor. Buna karşın Amerika başkanı Trump Mayıs 2018'de uluslararası toplumun karşı çıkması ve İran'ın da BERCAM nükleer anlaşması taahhütlerine tam bağlı kalmasına rağmen tek taraflı olarak nükleer anlaşmadan çekilerek Washington'un Tahran'a taleplerini dayatmak için tarihin en ağır yaptırımlarını maksimum baskı çerçevesinde İran'a dayatmıştır.
Burada önemli olan nokta Trump hükümetinin BERCAM nükleer anlaşmasını terk ettikten sonra bu anlaşmayı dağıtmak için de elinden geleni yapması idi. Bu doğrultuda Washington Avrupalı ortaklarını bu anlaşmadan çıkmaya teşvik edip İran'a yönelik uluslararası yaptırımların tekrar uygulanmasını istiyordu. Buna rağmen üst düzey Avrupa Birliği makamları ve Avrupalı liderlerin BERCAM nükleer anlaşmasının korunması zaruretine vurgusu da onların Amerika'dan farklı düşündüklerini gösteriyor. Aslında halihazırda nükleer anlaşma Amerika ve Avrupa arasındaki ciddi ihtilaf konularından biridir.
Arap dünyası siyasi uzmanı Muhammed Fendi ise şöyle diyor:" Amerika bölgedeki silah satışlarını sürdürmek için her daim kaos ve güvensizlik oluşturmak istiyor. BERCAM nükleer anlaşması ise Amerika'nın bu yöndeki beklentilerini karşılamamaktadır. "
BERCAM nükleer anlaşmasının Doğulu tarafları özellikle de Rusya BERCAM nükleer anlaşmasının korunmasına vurgu yaparak Amerika'nın Fars Körfezi güvenliği alanındaki yıkıcı rolüne vurgu yaptılar. Rusya dışişleri bakanı Sergey Lavrov ise Güvenlik Konseyinin sanal oturumunda Amerika'nın yaklaşımına vurgu yaparak " Fars Körfezi bölgesinde tek taraflı siyasetlerin sonuç vermediğini ve tehdide siyasetlerin de yanlış ve tehlikeli olduğunu" belirtti.
Sergey Lavrov'un burada kastettiği ülke Amerika'dadır. Amerika özellikle de son iki yılda İran'a baskılarını iyice arttırmış ve Fars Körfezindeki askeri varlığını da pekiştirmiş özellikle de İranofobik çalışmalarında bulunmuştur.