İnsan hakları; Batı’nın İran’a karşı siyasi malzemesi
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade bazı Batılı ülkelerin BM insan hakları konseyinin 46.oturumunda İran İslam Cumhuriyeti aleyhinde onayladıkları kararname yasal meşruiyetten ve uluslararası makbuliyetten yoksun ve batıl bir kararname olduğunu belirtti.
Çarşamba günü konu hakkında açıklama yapan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade, BM insan hakları konseyinin çıkardığı kararname çok zayıf oy oranı ile onaylandığını, üstelik konseyin İran işleri ile ilgili atadığı özel raportörü raporunda İran’da yüzlerce masum çocuk ve hastanın Batı’nın dayattığı yaptırımların yüzünden gerekli ilaç ve tıbbi teçhizattan mahrum kalarak hayatını kaybettiğine değinmediğini kaydetti.
İran karşıtı insan hakları kararnamesi 12 olumsuz ve 14 çekimser oya karşı sadece 21 olumlu oyla onaylandı. Bu kararname aslında geçen sene de onaylanan kararnamenin aynısıydı ve daha çok BM insan hakları konseyinin İran işleri özel raportörünün görev süresini uzatmayı amaçlıyordu.
Aslında BM insan hakları konseyinde İran karşıtı kararname çıkaran ülkelerin açıkladıkları tutumları ile uygulamaları arasında açık çelişki açıkça ortadadır ve Batılı devletlerin İran İslam Cumhuriyeti’nde insan hakları meselesine tamamen siyasi açıdan yaklaştıklarını göstermektedir.
Bugün korona virüs salgını doruk noktasına ulaştığı bir sırada İran’da binlerce vatandaşın ABD yaptırımları ve daha da önemlisi Avrupa ülkelerinin ona eşlik etmesi yüzünden hayat hakkı ve ilaç elde etme hakkının ihlal edilmesi ortadayken, Batı insan haklarını savunmaktan söz edemeyeceği kesindir.
Son yıllarda BM insan hakları konseyinin bazı üyeleri İran İslam Cumhuriyeti’ni mesnetsiz iddialarla suçlamak ve BM özel raportörünün mesnetsiz raporlarını desteklemekle İran’da insan hakları meselesine siyasi yaklaşımlarını sürdürmekte ısrar ediyor; oysa asıl bu ülkelerin kendileri İran milletinin insan haklarını ihlal ettikleri için hesap vermeleri gerekiyor.
BM insan hakları konseyinde İran karşıtı insan hakları kararnamesi, bu siyasi kararnameye destek veren Avrupa ülkeleri Amerika terör devletinin İran’a dayattığı ilaç ve diğer zaruri ürünlere yaptırımlarına eşlik etmek, İranlı vatandaşlara terör saldırısı düzenleyerek katleden terör örgütlerine destek vermek, Suud rejimine en gelişmiş silahları satarak Yemen milletine karşı cinayetlere ortak olmakla dünyanın en büyük insan hakları ihlalcileri oldukları halde gündeme geliyor.
Bu bağlamda İran’ın Cenevre’deki BM binasındaki daimi temsilcisi İsmail Bekai Hamane konu hakkında yaptığı açıklamada, Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya ve Kanada gibi bazı ülkeler insan haklarından muhalif ve bağımsız ülkelere karşı siyasi bir malzeme gibi yararlandıklarını ve aynı zamanda Suud rejimine kitle imha silahları satarak Yemen milletine karşı işlenen korkunç cinayetlere ortaklık ettiklerini vurguladı.
Batılı devletlerin İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı insan hakları alanında siyasi tutumu ve çifte standart uygulaması, İran İslam Cumhuriyeti dini yükümlülükleri, anayasaya bağlılığı ve uluslararası yasalara ve konvansiyonlara uyma kararlılığı ile her daim insan haklarını geliştirme yolunda adım attığı halde gündeme geliyor.
Kuşkusuz BM insan hakları konseyinde İran karşıtı sürekli aynı kararnamelerin çok zayıf oy oranı ile çıkarılması batılı devletlerin İran karşıtı tutumlarında uluslararası konsensüsü bile sağlayamadıklarını gösteriyor. Her halükarda insan hakları karnesi kapkara olan Batı İran İslam Cumhuriyeti gibi bağımsız ülkelerin insan hakları ile ilgili kararlarında temel alınamayacağı da açıkça ortadadır.