4 batı ülkesinin BERCAM ile ilgili kamuoyunu saptıran bildirisi
Amerika, Britanya, Fransa ve Almanya liderleri dün Roma’da G20 zirvesi oturumları arasında bir araya gelerek İran ve BERCAM nükleer anlaşma konusunda ortak bir bildiri yayınladılar. Onlar İran’dan nükleer müzakerelere hüsnü niyetle başlamasını, böylece Tahran ve Washington’un anlaşmaya dönmesi için ortam hazırlanmasını istediler.
Sözkonusu 4 ülkenin bildirisi, Amerika’nın anlaşmadan tek yanlı çıkışı ve Avrupa’nın Tahran’a karşı sorumluluklarındaki pasifliğine değinmeksizin, “Biz İran'ın asla nükleer silah geliştiremeyeceğini veya elde edemeyeceğini temin etme kararlılığımızı ilan ediyor ve bu konudaki yoğun ve artan endişemizi de paylaşıyoruz” denildi.
Viyana müzakereleri 7. Turunun Kasım ayında düzenlenmesi konusunda İran ve AB’nin anlaştığı bir dönemde Amerika ve Avrupa troykasının ortak bildirisi, batının İran’ı askeri nükleer çalışmalarla suçlayarak propaganda ve psikolojik savaş ortamı oluşturma hedefinde olduğunu gösteriyor. Onların gelecek müzakerelerdeki amacı kendi aşırıcı istekleri yani İran nükleer çalışmalarını ve gelişmesini kısıtlamak ve füze kabiliyeti ile bölgesel siyasetler gibi BERCAM dışı konuları anlaşmaya sığdırmaktır.
Fakat her 4 ülke liderleri ve özellikle Biden mevcut çıkmazdan bizzat Washington siyasetlerinin sorumlu olduğunu unutmuşa benziyor. Amerika eski başkanı Trump 8 Mayıs 2018’de Amerika’nın tek yanlı olarak nükleer anlaşmadan ayrıldığını ilan ederek, İran’ı teslim almak ve kendi isteklerini dayatmak için benzeri görülmeyen yaptırımları Tahran’a karşı maksimum baskı siyaseti çerçevesinde yürürlüğe soktu ve BERCAM’ın korunması için her türlü plana muhalefet etti.
Joe Biden Trump’ın tek yanlı çıkışıyla hata yaptığını ve Amerika ulusal çıkarlarına karşı bir harekette bulunduğu ve Amerika’yı inzivaya sürüklediğini itiraf etti. Fakat yine de uygulamada Ocak 2021’de göreve başlamasından itibaren İran’a karşı maksimum baskı siyasetine devam etti. Üstelik nükleer anlaşmadan çıkarak bozan tarafın kim olduğuna değinmeksizin Amerika’nın anlaşmaya dönüşünü Tahran’ın eylemlerine endeksledi. Biden yönetimi hatta İran’a karşı yeni yaptırım kararları bile aldı.
Avrupa tarafı da pratikte Amerika’nın Mayıs 2018’de anlaşmadan ayrılması ardından kendi sorumluluklarını yerine getirme bağlamında hiçbir etkin girişimde bulunmazken Amerika’nın tek yanlı yaptırımların yükünü hafifletmek için de hiçbir şey yapmadı, böylece sadece görünürde anlaşmanın bir tarafı olarak rolüne devam etti, bu yüzden İran’a bir nevi borçlu sayılır.
Avrupa troykası da Amerika baskıları ve kendinden gerekli iradeye sahip olmaması nedeniyle BERCAM sorumluluklarını yerine getirmek ve özellikle INSTEX olarak bilinen mali mekanizmanın etkin çalışması için her türlü eylemden kaçındı.
İran ise Avrupa troykasının bu konudaki eylemsizliği ve pasifliğine tepki olarak bir yıllık beklemenin ardından Mayıs 2019’dan itibaren 5 adımda ve bizzat nükleer anlaşma kapsamına sorumluluklarını hafifletti ve uranyum rezervlerini artırma, zenginleştirme seviyelerini yükseltme ve yeni santrifüjleri çalıştırma gibi BERCAM ötesi adımlar da attı. Tahran ayrıca İslami Şura Meclisi'nin kararı doğrultusunda Ek Protokol'ün gönüllü uygulanmasını da askıya aldı. Fakat tüm bunlar Amerika’nın hasmane girişimleri ve Avrupa’nın sorumlulukları hakkındaki eylemsizliğine bir tepki olarak gerçekleşti.
Siyasi meseleler uzmanı Hasan Beheştipur’a göre “Avrupa BERCAM’dan vazgeçemez, onlar sonuca ulaşmak istiyorlar, halbuki başlıca sorun bizzat Amerika’dır.”
Mevcut durumda top, batının sahasında, bu yüzden zamanı boşa harcamak ve mantıksız ve BERCAM karşıtı taleplerde bulunmak yerine, Viyana müzakerelerini BERCAM’ın ihyası ve yaptırımların kaldırılması hedefiyle başlatmalı. Şüphesiz Amerika’nın İran karşıtı tek yanlı yaptırımlarını iptal edilmesi ile Tahran tekrar BERCAM sorumluluklarına geri döner./