İmam Humeyni’nin –ks- yurda dönüşü ve Şafakta 10 günün başlaması
HŞ 12 Behmen (1 Şubat) İslam cumhuriyetinin büyük kurucusu İmam Humeyni’nin –ks- 15 yıl sürgünün ardından İran’a geri dönüşü yıldönümüdür. Bu dönüş son asırda dünyada benzersiz olan halkın eşsiz hareketi ve İslam inkılabının başarıya ulaşması için bir başlangıçtı.
İran İslam inkılabı 20. asrın ikinci yarısında dünyanın en önemli ve büyük devrimi sayılır; Aslında İslam inkılabının zaferi, büyük bir halkın bağımsızlık ve izzet kazanmak ve istikbar güçlerin egemenliğinden çıkma iradesinin gerçekleşmesiydi. Dünya doğu ve batı süper güçleri tarafından bölündüğü bir ortamda İran halkı, “ne doğu ne batı” sloganı ile İmam Humeyni’nin –ks- liderliği ile hş 22 Behmen 1357 tarihinde zafere ulaştı.
Hş 12 ila 22 Behmen 1357 günleri arasında İran’da yaşanan gelişmeler kof Şahlık sisteminin devrilmesine sebep oldu. Kader belirleyen bu 10 günlük süre, şahlık rejimi ve başta Amerika olmak üzere destekçilerinin hesaplarını altüst etti, İmam’ın 12 Behmen günü ülkeye geri dönmesini engelleme planları, İmam Humeyni tarafından geçici hükümetin kurulması, petrol sanayi gibi hassas sektör çalışanlarının halkın inkılapçı hareketi ile dayanışma içinde olduğunu duyurması, saltanat konseyinin feshedilmesi, İmam’ın emri ve halkın sokaklardan ayrılmaması ile sıkı yönetim kurallarının etkisizleştirilmesi ve hava kuvvetleri personelinin hş 19 Behemn günü İmam ile tarihi biat etmesi, inkılabın zaferini gerçekleştiren kader belirleyici en önemli gelişmelerdi.
İslam inkılabı rehberi Ayetullah Hamenei o gün ile ilgili şöyle buyuruyor:
Bir anlama 12. Gün, İslam gücünün başlangıç günüydü. Gerçi 12 Behmen 57 yılında görünüşte tağut rejimi görevdeydi, fakat aslında değildi. Aslında büyük İmam’ın gelişi ile bu çürümüş fasit ve şahlık sisteminin temeli, ki gerici ve yanlış ve insanlık dışı ve kabul edilemez bir rejimdi, yok oldu, duman oldu ve yıkıldı. Belki onu kurtarabilirler ve birkaç gün daha sürdürebilirler diye boşuna çabalıyorlardı, fakat olmuyordu ve olmadı.
İmam Humeyni liderliğinde İran İslam inkılabı çeşitli siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel açılardan diğer ülkelerdeki devrimlerin hiç biri ile kıyaslanamaz. Aslında İslam inkılabı dışında inkılapların hiç biri, o toplumun tüm inanç ve değerlerini içeren ve tüm toplumsal kesimlerinin katılımını içeren gerçek bir devrimin özelliklerine ve unsurlarına sahip değillerdi.
İmam Humeyni –ks- İran İslam inkılabını dünyanın diğer devrimleri ile kıyaslayarak şöyle buyurdu:
“Bu Fransız ihtilali, o Sovyetlerin devrimi, araştırın. İnsanlar devrimlerden önce ne olduğunu ve şimdi ne olduğunu görsünler. Acaba milletler bir şey kazanmış mı?”
İran toplumunun inkılabın zirve dönemi ve ondan önceki yılların siyasi, kültürel ve sosyal durumu hakkında bilgi sahibi olan İmam Humeyni –ks- başarı şifresi ve en büyük zafer faktörünün, halkın ruhunda oluşan “ilahi gelişme” biliyor. Bu şartlarda insanlar İmam Humeyni’nin –ks- sözleri ile değişti ve aynı zamanda Allah Teâla’nın inayeti ile şahlık rejiminden korkmadan büyük bir cesaret ile bu rejime karşı direndiler.
Tabi ki topluma rehberlik etme ve desteklemede liderliğin rolü yadsınamaz ve halkın devrimci hareketinin bayraktarı olmak için bilgisini, kavrayışını ve etkisini kullanabilen bir lidere sahip olmak hayati önem taşımaktadır. İmam Humeyni –ks- müdebbir, cesur, düşünür, dönemin ve dünya meseleleri hakkında bilgi sahibi olan bir liderdi ve yeni ve yenilikçi yöntemleri kullanarak, en büyük çağdaş devrime liderlik etti.
İmam Humeyni sorumluluk sahibi güçleri eğitmek, inkılapçı ideolojiyi yaymak ve halk seferberliği ile seçkinler ve kitleleri sahneye çıkarmakla geniş ve güçlü bir hareket başlattı ve şahlık rejimi ile yabancı destekçilerini gafil avladı ve onları İran halkının İslam inkılabına karşı çaresiz bıraktı; ardından bu inkılap Müslüman ve zulüm altında olan Müslüman milletlerin uyanması için bir örnek teşkil etti.
Alman Doğu Araştırmaları Enstitüsü müdürü Judo Steinbach, İmam'ın İslam Devrimi'ndeki liderliğinin rolü hakkında şöyle diyor: Çekici ve karizmatik bir kişiliğe sahip olan İmam Humeyni, dünyanın en siyasi ve manevi lideriydi; İslam cumhuriyetinin üzerinde kurulu olan tüm idealleri, İmam’ın düşüncelerinden kaynaklanıyor./