Avrupa'da İslamofobik Eylemlerin ve Müslümanlara karşı şiddetin İran Tarafından kınanması
(last modified Tue, 19 Apr 2022 15:15:13 GMT )
Nisan 19, 2022 18:15 Europe/Istanbul
  • Avrupa'da İslamofobik Eylemlerin ve Müslümanlara karşı şiddetin  İran Tarafından kınanması

İran İslam Cumhuriyeti hükümet sözcüsü Ali Bahadori Cehromi, Avrupa'da, özellikle İsveç'te, aşırı sağın İslam karşıtı eylemlerine tepki olarak  sanal ortamdaki kişisel sayfasında şunları paylaştı:

 "Dini özgürlükler, yerini semavi dinlere saygısızlığa vermiş. İfade özgürlüğü  Batı'da radikalizm ve aşırıcılığı yayma aracı haline gelmiştir.  Mübarek Ramazan ayında  hem de İsveç polisinin resmi koruması ile 2 milyar Müslüman'a utanmaz bir şekilde hakaret edilmesi, insanlığın manevi hayatına karşı bir girişim ve nefret saçma eylemidir. "

Bahadori Cehromi, İsveç polisinin pratikte desteğinin eşlik ettiği İsveç'teki aşırı sağın yeni İslam karşıtı eylemlerine atıfta bulunmaktadır.  Çevik kuvvet teçhizatlı polis Pazar günü Müslümanların bir araya geldiği Norrköping  şehrindeki bir mitinge baskın düzenleyerek protestocuların üçünün yaralanmasına yol açtı.  İsveç'teki hakaretlere karşı başlayan protestolar Perşembe gününden itibaren  aşırı sağcı İslam karşıtı girişimlerinin ardından ülkeye yayıldı. Bu durum ise  şiddet ve çatışmaya yol açtı. 

Sert Çizgi aşırı sağcı parti lideri İsveç- Danimarka vatandaşı Rasmus Paludan  İslam karşıtı ve göçmen karşıtı programı çerçevesinde  kamuoyu gözleri önünde Kuran-ı Kerim'i yakma töreni düzenledi. Bu girişim aslında Avrupa'da var olan İslam karşıtı yaklaşımının da bir göstergesidir.   Tabii ki Rasmus'un ve diğer aşırı sağcıların bu bağlamdaki son şeytani çabaları Linkoping şehrinde geniş çaplı gösteriler ve protestolar yüzünden başarısız kaldı. 

 

Tabii ki bu şeytani tören, bu aşırı sağcı grubun ilk İslam karşıtı girişim değildi.  28 Ağustos 2020'de de İsveç'in Malmö kentinde benzer çatışmalar da yaşandı ve sokaklarda ciddi kaoslara ve karışıklıklara yol açtı. O dönemde Sert Çizgi partisi üyelerinin mitinginde İslam karşıtı sloganlar atılıp, Kuran-ı Kerim ateşe verilmiş ve buna tepki olarak da Malmö şehrinde yaşayan yüzlerce Müslüman protestolara başladı. Üyeleri Danimarka başkentinde Kopenhag'da Kuran-ı Kerim'i yakan  Sert Çizgi Partisi başkanı Rasmus Paludan bu şeytani eylemden güttükleri amacın  İsveç halkını uyandırmak ve tenbihlemek olduğunu iddia etmişti. 

 

Danimarka ve İsveç hükümetlerinin bu aşırı sağ partinin Kuran-ı Kerim'i  yakarak İslami kutsallıklara hakaret etmesine ve Müslümanlara hakaret etmesine izin vermelerinin bahanesi ise ifade özgürlüğü ve Avrupa hükümetlerinin sözde bu içi boş özgürlükleri koruma iddiasıdır. Avrupa ülkeleri de dahil olmak üzere Batı'nın ifade özgürlüğü konusundaki çifte standartlarına bakıldığında, ifade özgürlüğünün yalnızca İslamofobi ve İslam karşıtlığı ve dine karşıtlık gibi durumlarda var olduğunu Batı'nın amaçladığı konuları sorgularken ve aşağılarken geçerli olmadığı görülüyor. Holokost, yani İkinci Dünya Savaşı'nda Yahudilerin öldürülmesi veya Ukrayna'daki mevcut savaş sırasında Rus yanlısı bir duruş sergilemek, Avrupa hükümetlerini ciddi şekilde rahatsız etmektedir. Öyle ki bu bağlamdaki görüşler hemen yargılanmaya çalışılıyor. 

İran, Avrupa da dahil olmak üzere Batı'nın ifade özgürlüğü alanındaki ikili yaklaşımlarını ve bu bahaneyle İslam karşıtı eylemlerin savunma yaklaşımlarını defalarca kınamış. Buna göre bazı saygısızlıkara izin verilmesi, Kuran-ı Kerim'in yakılması gibi iğrenç bir eylemi "İfade Özgürlüğü" taktiğiyle haklı çıkarmak, insanlığa ve aklaniyete hakaret sayılır.  İsveç'te sözde özgürce ve belki de hükümetin ve polisin desteğiyle yapılanlar, bir ifade özgürlüğü örneği değil, açık bir "nefret" ve "ırkçılık" örneğidir ve bu nedenle ahlaka, mantığa aykırıdır. Demokratik değerler ve hukuk tarafından tanınan ilkelere aykırıdır.  Bu kışkırtıcı eylemleri destekleyenler, sonuçlarından da sorumlu olmalıdır.