İran'ın iki Yunan tanker gemisine el koyması
İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları Ordusu, İran tanker gemisine Yunanistan tarafından el konulmasına tepki olarak, 2 Yunan tanker gemisine el koyduğunu duyurdu.
Bu duyuruya göre Fars Körfezi'ndeki diğer Yunan gemilerine de uyarı yapılmıştır. Bu bağlamda 17 Yunan gemisine de uyarıların yapıldığı Yunanistan'ın yaramazlıklarının devam etmesi halinde yine yeni Yunan gemilerine el konulacağı belirtilmektedir. Bilgi sahibi kaynaklar Yunanistan’ın bir an önce İran petrol tanker gemisi ile ilgili telafi edici girişimlerde bulunmasını vurguluyor. Yunanistan, uluslararası gemicilik ve denizcilik anlaşmaları ve ilkelerine ters düşecek bir şekilde İran'ın Akdeniz'de seyreden gemisine el koymuş ve petrolünü ABD'ye teslim etmişti.
İran'ın Fars Körfezi sularında iki Yunan tankerini ele geçirme ve el koyma eylemi, denizde seyir ve gemicilik kurallarına ve düzenlemelerine uyma konusundaki ciddiyetini ve ayrıca denizde herhangi bir ihlale müsamaha göstermediğini gösteriyor. İlginçtir ki Yunanistan buna itiraz ederek İran'ı korsanlıkla suçluyor. Devrim Muhafızları ise Yunan gemilerinin ihlalleri nedeniyle durdurulduğunu belirtti. Ancak Yunan limanlarında İran petrolü taşıyan tankere el koyulması tamamen yasa dışı ve gerekçesiz olmuştur. Dahası bu gemilere el koyulduktan sonra taşıdıkları petrolün ABD'ye teslimi deniz hukukuna aykırı bir şekilde gerçekleştirilmiştir. İran bayraklı Rus tankeri "Lara" 700 bin varil İran petrolü taşıyordu ve 15 Nisan'da Yunan sularında durduruldu.
Yunanistan daha sonra ele geçirilen petrol sevkiyatını ABD'ye teslim etti. Atina'nın bu düşmanca davranışı, yalnızca Washington'un rızasını kazanmak ve ABD'den tavizler almak için yapılmıştır. Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Celil Rahimi Cihanabadi "Devrim Muhafızlarının iki Yunan gemisini ele geçirme eylemi deniz kanunlarına uygundur. Devrim Muhafızları bizim savunma gücümüzdür ve hükümetin ve halkın tüm kesimleri tarafından desteklenmektedir. Batı bize yönelik vurgunu ve petrol hırsızlığını meşrulaştırıp Devrim Muhafızları'nın tankerleri ihlalleri dolayısıyla durdurmasını yasa dışı göstermez. Bu hususta çifte muamele yapmak kabul edilemez. "
Tahran bu konuda Yunanistan'ı şiddetle protesto etmiştir. Bu bağlamda, ülkenin deniz egemenliğinin mercii olan İran Limanlar ve Denizcilik Teşkilatı, Yunan hükümetinin eylemine tepki gösterdi ve bir açıklamada Yunan hükümetine uluslararası yükümlülüklerini bir an önce yerine getirme çağrısında bulundu. Açıklamada, "İran İslam Cumhuriyeti bandıralı bir gemi Yunan hükümeti tarafından karada durdurularak yüküne mahkeme kararı uyarınca ve ABD hükümetinin koordinasyonunda el konuldu halbuki gemi mürettebatın güvenliği amacıyla Yunanistan kıyılarına sığınmıştır. Buna rağmen ne yazık ki gemiye herhangi bir işbirliği ve yardım sağlanamamış ve Yunan ordusu, korsanlığın açık bir örneği olacak şekilde kargoyu tahliye etmiştir. Yunan hükümeti, uluslararası yükümlülüklerini kabul etmesine ve Uluslararası Denizcilik Örgütü'nün (IMO) bir üyesi olarak İran İslam Cumhuriyeti Hükümeti'ne karşı bu adımı atması kabul edilemez. "
Kayda değer bir diğer konu ise, deniz hukuku da dahil olmak üzere uluslararası hukuk ve düzenlemeleri tek taraflı bir yaklaşımla hiçe sayan ABD'nin, kendi gündemine tek taraflı olarak müttefiklerinden İran dahil hasım ülkelerin petrol gemilerine el koymayı taşımasıdır. Amerika hükümeti tek taraflı ABD yaptırım yasalarını ihlal etme bahanesiyle İran petrol tankerlerine el koymak istediğini açıkça ortaya koymuştur. Ancak böyle bir eylem sadece BM Güvenlik Konseyi'nin kararı ile ve BM Güvenlik Konseyi'nin hedef ülkeye yönelik yaptırımları çerçevesinde gerçekleştirilebilir.
İlginç bir şekilde, İran mevcut durumda BM Güvenlik Konseyi'nin Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması ve BM Güvenlik Konseyi'nin 2231 sayılı Kararı uyarınca nükleer meseleye ilişkin herhangi bir BM yaptırımına tabi değil, bu yüzden Amerika Birleşik Devletleri gemilere el koyma konusunda esasen yasa dışı hareket ediyor. Bu bağlamda İran ticari gemileri veya İran'a ait bir kargoya el koymak mümkün değil. Bu bağlamda, Cuma günü İsviçre Büyükelçisi'nin yokluğunda, İsviçre'nin Tahran Büyükelçiliği Maslahatgüzarı İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanlığına çağrıldı ve gereken itirazlar kendisine iletildi. Bu bağlamda uluslararası kanunları ve deniz hukuku düzenlemelerini açıkça ihlal etme hususunda uyarılar yapıldı.
 
							 
						 
						