Hindistan'da İslam Peygamberi'ne yapılan hakaretlere tepkiler
Hindistan televizyonunda İslam Peygamberine yapılan hakaretin ardından Hindistan Büyükelçisi İran Dışişleri Bakanlığına çağrıldı.
Hindistan'daki televizyon programında Allah Resulü Hz. Muhammed’e (saa) hakaret edilmesinin ardından Hindistan'ın Tahran Büyükelçisi pazar akşamı Güney Asya Genel Müdürlüğü tarafından Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı ve Hindistan Büyükelçisine protestolar hakkında bilgi verildi. İran İslam Cumhuriyeti hükümeti ve halkının protestoları Hindistanlı tarafa iletildi.
Hindistan'ın İran Büyükelçisi, İslam Peygamberine yapılan herhangi bir hakaretin üzüntü verici olduğunu ve kabul edilemezliğini dile getirerek, dinlere saygı duyan Hindistan hükümetinin tutumunun bu olmadığını, hakaret edenin hiçbir devlet makamı olmadığını, anılan şahsın sırf partide bulunduğunu partiden de atıldığını belirtti. Katar Dışişleri Bakanlığı ve Kuveyt Dışişleri Bakanlığı da Hindistan'ın iktidardaki Bharatiya Janata partisinin bir üyesinin hakaretlerinin ardından Yeni Delhi Büyükelçisine protestolarını ifade etmek için Hindistan'ın Doha ve Kuveyt Büyükelçilerini çağırdı.İktidar partisi sözcüsünün bu şahsın görevden alındığını ilan eden bir açıklamada, "Tüm dinlere saygı duyuyoruz ve herhangi bir dine veya inanca hakaret eden ideolojilere karşıyız." dendi. Hindistan iktidar partisinin yaptığı açıklamada özür dilemediğini belirtmekte fayda var.
Bu doğrultuda İslami ülkelerden tepkiler gelmeye devam ediyor. Bu çerçevede Pakistan ordusu sözcüsü kimi iktidardaki Hindistan partisi üyelerinin İslami kutsallıklara hakaretlerini kınayarak bu ülkeyi Müslümanların duygularını zedelemekle suçladı.
Bu bağlamda Pakistan dışişleri bakanlığı da İslamabad'daki Hindistan büyükelçisini çağırarak Pakistan halkı ve hükümetinin sert protestolarını iletti.
Taliban hükümeti sözcüsü Zabihullah Mücahid, bir tweet'te Hindistan'da iktidar partisinin bir yetkilisinin İslam Peygamberi kutsal şahsiyetine yönelik hakaret edici sözler kullanmasını en sert şekilde kınadı.
Hintli yetkililerin İslam Peygamberi'nin kutsal şahsiyetine yönelik hakaret edici sözleri, ülkede iktidardaki Hindu milliyetçisi partinin son yıllarda izlediği bölücü politikaların devamı niteliğindedir.
Son yıllarda Hindistan hükümeti, Müslüman dini törenlerini kısıtlamak, Müslüman göçmenlerin ikamet etmesini yasaklamak, Keşmir özerkliğini iptal etmek ve Müslümanlara yönelik aşırı Hindu şiddeti karşısında sessiz kalmak gibi haksızlıkları reva görmüş ve İslami değerlere karşı ciddi önlemler almıştır. Hindistan'da Müslüman karşıtı nefrette önemli artış da buradan kaynaklanmıştır.
Bazı aşırılık yanlısı Hinduların son haftalarda Hindistan merkezi bölgesinde bir camiyi ateşe verme eylemleri, iktidar partisinin Müslüman topluluğa karşı Hindu milliyetçiliğini güçlendirmeye yönelik politikalarının yalnızca bir parçasıdır.
Altkıta sorunları konusunda uzman Pir Muhammed Mollazehi şöyle diyor: " Gerçek şu ki, ülkede Hindu kültürünü tamamen musallat kılmak ve diğer etnik kökenleri yok saymak isteyen Hindistan'da Müslümanlar ile aşırılıkçı gruplar arasındaki çatışmanın tarihi kökenleri var."
Hintli yetkililerin iyilik ve merhamet Peygamberi'ne yönelik hakaret edici sözleri, iktidar partisinin Hindistan'daki aralıklı dini şiddet ve çatışmaların kaynağı olan dinlerin mensupları arasındaki bölünmeleri ve gerilimleri teorileştirme yaklaşımının bir işaretidir.
İki Hintli yetkilinin Hz. Muhammed'e (saa) yönelik çirkin sözleri üzerine İslam ülkeleri ve dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlardan gelen tepkiler, hükümete göre iki BJP politikacısının görevden alınmasına yol açsa da, ancak beklentiler Yeni Delhi'nin bu ülkedeki Müslüman azınlık ile farklı dinlere mensup kişiler arasında gerilim yaratmaya yönelik yaklaşımlarını değiştirmesi ve aşırı milliyetçiliği kışkırtmaktan kaçınması doğrultusundadır.
