Avrupalı yetkilinin yaptırımların kaldırılmasına ilişkin Viyana görüşmeleriyle ilgili yeni iddiası
Avrupa Birliği'nin dış politika yetkilisi sözcüsü, Viyana müzakerelerinin devam ettiğini söyleyerek, Batılı ülkelerin yaptırımların kaldırılmasına ilişkin Viyana müzakerelerini sonuçlandırmadaki başarısızlığını görmezden geldi.
İRNA'ya göre, Avrupa Birliği'nin dış politika şefi sözcüsü Peter Stano Salı günü Brüksel'de düzenlediği basın toplantısında, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) 8 Haziran'da üç Avrupa üye ülkesinin İran karşıtı bir kararını kabul ettiğini söyledi.
Avrupa Birliği Dış Politika Temsilcisi Sözcüsü Peter Stano, Nükleer Anlaşma'nın canlanması ile ilgili müzakerelerin sürdüğünü belirterek, nihai anlaşmaya çok yakın olduklarını dile getirdi.
Basın toplantısında konuşan Stano, Nükleer Anlaşma'nın canlanması ile ilgili son çabaların devam ettiğine dikkati çekerek, ''Bu nedenle AB Dış Politika Temsilcisi Borrell ve ekibi, Viyana müzakerelerini sonuçlandırmaya çalışıyor. Sayın Borrell bu çok önemli anlaşmaya geri dönmemizden emin olmak için elinden gelen çabayı sarfediyor'' diye belirtti.
İran'ın UAEK Yönetim Kurulu'nda İran karşıtı karara karşı başlattığı eylemlere işaret eden Stano, ''Biz endişeliyiz ve bu nedenle Nükleer Anlaşma'yı tam olarak uygulamaya dönmeliyiz. Taahhütlerin tam olarak uygulanması, İran nükleer faaliyetlerinin yüzde yüz denetimde ve katılımcıların Nükleer Anlaşma gereği taahhütlerini tam olarak yerine getirdiği takdirde bu anlaşma tamamen aktifleşecek'' diye konuştu.
İran'ın nihai anlaşmaya dönmesi için hangi engelin olduğu ile ilgili sorusuna cevap veren Stano, ''Biz koordinatör olarak katılımcıların anlaşmaya varması için var gücümüzle çalışıyoruz ve Nükleer Anlaşma'nın tam olarak uygulanmasından emin olmalıyız. Ancak bu bir diplomatik süreçtir ve konuşmaların içeriği ile ilgili yorum yapmayız'' diye ekledi.
Sorumlu bir ülke olarak İran İslam Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri'nin nükleer anlaşma ihlaline taraf olduğu göz önüne alındığında, yaptırımların kaldırılmasıyla anlaşmaya geri dönmesi gerekenin Washington olduğunu ve ABD'nin taahhütlerin doğrulanması gerektiğini bildiriyor.