Hazar Denizi'nde yabancılar olmadan güvenliğin sağlanmasına vurgu
Hazar'a kıyısı olan devletlerin Altıncı Zirvesi, Aşkabat Deklarasyonu adı verilen ortak bir bildiri yayımlanmasıyla sona erdi.
Aşkabat Deklarasyonu, Hazar Denizi'nde yabancı silahlı kuvvetlerin bulunmamasına ve bu su bölgesindeki çevrenin korunmasına vurgu da dahil olmak üzere beş yönlü işbirliğinin en önemli konularını ele almaktadır. 29 Haziran akşamı başlayan Hazar kıyı devletlerinin altıncı zirvesine İran, Rusya, Kazakistan, Azerbaycan Cumhuriyeti ve Türkmenistan'ın yürütme erklerinin başkanları katıldı. Aşkabat'tan yapılan açıklamaya göre yedinci Hazar Zirvesi'nin İran'da yapılmasına karar verildi. Aşkabat deklarasyonunda, Hazar'a kıyısı olan devletlerin liderleri bir kez daha Hazar'ın bir barış denizi, beşli ortak anlaşmalar, iyi komşuluk ve verimli uluslararası işbirliği alanı olduğunun altını çizerek Hazar liderleri, Hazar Denizi'ndeki askeri ilişkiler alanında ortak etkileşim ve karşılıklı işbirliğinin önemini de vurguladılar.
Aşkabat oturumunda Hazar liderlerinin Hazar Denizi'nde Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) ve Siyonist rejimin yokluğuna vurgu yapmaları, bazı kıyı ülkelerinin liderleri tarafından dile getirilen önemli bir mesajdı.
Hazar kıyısı liderlerinin defalarca yapmış olduğu vurgulamaların göz önüne alındığında, güvenlik konularında ortak işbirliğinin Hazar kıyısı zirvesinde dikkate alınması gereken önemli konulardan biri olduğuna şüphe yoktur.
Hazar Denizi'nde yabancı güçlerin askeri varlığının olmaması çok önemlidir. Bu bağlamda İran ve Rusya liderleri Hazar kıyısındaki ülkeler vasıtasıyla bu denizin güvenliğinin sağlanması gerektiğini her zaman vurgulamışlardır. Aynı zamanda yabancı güçlerin Hazar Denizi'nde askeri mevcudiyetine izin verilmemesi, Hazar kıyısındaki bağımsız hükümetler tarafından her zaman üzerinde düşünülen bir diğer önemli konudur.
Bu bağlamda İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Seyid İbrahim Reisi geçen hafta Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ile Tahran'da yaptığı görüşmede, Hazar Denizi'nde komşu ülkeler arasındaki işbirliği , herhangi bir yabancı askeri varlığın yasaklanmasının önemi ve özellikle İran İslam Cumhuriyeti kıyılarının genişliği ve istisnai durumunu vurguladı.
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın son zamanlarda yaptığı açıklamalar ve Rusya Federasyonu Başkanı'nın Hazar Denizi'nin güvenliğinin kıyı devletler tarafından sağlanması gerektiğine tekrar tekrar vurgu yapması, bu konunun İran ve Rusya için önemini göstermektedir. Rusya Dışişleri Bakanlığı'na bağlı Diplomasi Akademisi Avrasya Araştırmaları Merkezi Başkanı ve siyasi ve güvenlik konularında uzman olan "Ali Mostafabili" konuyla ilgili şunları söyledi:
"Hazar Denizi'nin Hukuki Rejimi Sözleşmesi, bu havzada yabancı güçlerin bulunmadığını vurgulamaktadır."
Bu Rus uzman ayrıca şu ifadelere de vurgu yaptı:
"Hazar Denizi'ndeki tüm güvenlik sorunları beş kıyı devleti tarafından çözülmelidir. Özellikle Hazar Denizi'nin iç işlerine yabancı güçlerin müdahalesi bu havzada bir istikrarsızlık ve güvensizlik nedenidir."
Hazar Denizi'nin bağımsızlığının kıyı devletleri tarafından korunmasının önemi ve Hazar liderlerinin bu havzada NATO ve Siyonist rejimden bir iz bulunmaması gerektiği mesajları dikkate alındığında, kıyı devletlerinin Hazar Denizi'ndeki ırkçı İsrail rejimi ve NATO üyelerinin varlığına duyarlı oldukları söylenebilir. Aslında kıyı ülkeleri Hazar Denizi'nde yabancıların varlığını bu su alanının güvenliğine aykırı buluyor
Buna rağmen bazı kıyı hükümetleri Hazar Denizi'nde yabancı ülkelerle ortak askeri tatbikat düzenlemenin yanı sıra her türlü bahaneyle yabancılara Hazar Denizi'nin yolunu açmaya çalışıyor. Kuşkusuz bu çabaların sürdürülmesi kıyı hükümetleri arasında kriz ve gerilim oluşturacak. Hazar'a kıyısı olan devletlerin hiçbirinin bu denizde yabancı hükümetler tarafından sağlanması istenen güvenliğe ihtiyacı yoktur.