Viyana müzakerelerinde İran’ın meşru talepleri
(last modified Mon, 08 Aug 2022 02:53:10 GMT )
Ağustos 08, 2022 05:53 Europe/Istanbul
  • Viyana müzakerelerinde İran’ın meşru talepleri

İran’ın Viyana müzakerelerinde heyet başkanı danışmanı Muhammed Merendi dün akşam yaptığı açıklamada müzakerelerde genelde ilerlemenin yaşandığını fakat bazı konuların hala çözüme kavuşması gerektiğini söyledi. Merendi Amerika ve Avrupalıların kendi isteklerini ve kararlarını İran’a dayatmada yenildiklerini, Devrim Muhafızları ordusu konusunun da müzakerelerdeki her hangi bir şart olmadığını, batı medyasının bu konuyu abarttıklarını belirtti.

Merendi “İran’ın tüm talepleri BERCAM nükleer anlaşmanın çerçevesindedir ve onun dışında hiçbir şey yoktur” diyerek Amerika’nın anlaşma konusunda şimdiye kadar iyi bir karneye sahip olmadığına işaretle, şöyle devam etti: Amerika İran’ın endişelerini gidermek için bazı kararlar almalıdır. İran için ilerleme önemlidir ve ilerleme sürdükçe müzakereler de sürecektir. Bizim için önemli olan ise insaflı bir anlaşmaya varmaktır.”
Son günlerde yapılan müzakerelerde, AB tarafından gündeme getirilen öneriler ayrıca geri kalan konular hakkında İran’ın görüşleri hakkında fikir alışverişleri yapıldı ve bazı ilerlemeler kaydedildi. Fakat hala geriye kalan konuların hiç birinde kesin anlaşma sağlanamamıştır. Bu da Muhammed Merendi’nin değindiği konudur. Bu bağlamda, ileride İran’a karşı baskı aracına dönüşecek hiçbir konunun geriye kalmaması ise İranlı heyetin üzerinde durduğu konulardır. 
Diğer önemli konu ise Çarşamba gününden itibaren Viyanada’da başlayan görüşmelerde batı medyasının ileri sürdüğü haberlerine karşı, önceden geriye kalan ve İran’ın nükleer anlaşmadan yararlanmasını engelleyen hiçbir konunun İran heyetinin gündeminden çıkmamasıdır ve Tahran tarafından önerilen konular ise Tahran’ın beklentilerini karşılamak ve görüşmelerin sonuca ulaşması için gündeme gelmesidir.
İran’ın bu aşamadaki taleplerinden biri, bugün Viyana’daki müzakerelerin önemli bir bölümünü oluşturan ve daha önce Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı UAEA tarafından İran’da 3 bölge ile ilgili ileri sürülen temelsiz iddiaların tekrar gündeme gelmemesidir. Bu konunun çözülmesi ve gelecekte İran’a karşı bir baskı aracına dönüşerek suiistimal edilme ihtimalinin ortadan kaldırılması büyük önem taşıyor.
Hiç şüphesiz İran nükleer programına karşı sözde koruma iddiaların sonuca ulaştırılmaması bir yandan gelecekteki suiistimallerin önünü açarken diğer yandan UAEA’na arada bir başta Siyonist rejim olmak üzere 3.taraflarca ileri sürülen iddialara dayanarak İran’a karşı yeni soruları gündeme getirme bidatini oluşturur. Üstelik geriye bakıldığında batılı tarafların ahde vefasızlıkları ve Mart 2022’de Ajans’ta oluşan siyasi sürece son vermek için varılan anlaşmaların gerçekleştirilmediği anlaşılıyor. Bu yüzden İran’ın haklı talebi Ajans’ın iddialara dayalı dosyasının tamamen kapatılmasıdır.


Buna ilaveten tehdit içerikli Avrupa Troykasının son bildirisinde, İran’ın bu konudaki talebinin, Tahran’ın aşırı istekleri şeklinde lanse edilmeye çalışılıyor. Halbuki korunma konuları temelde BERCAM nükleer anlaşmadan ayrı bir konu veya İran tarafından ek bir talep değildir. Onlar 2015 yılı anlaşma metninde de Ajans yönetim kurulunda İran’ın nükleer programına karşı iddiaların son bulması için siyasi taahhütte bulundular.
Bu konu özellikle batılıların İran’a karşı davranış tecrübesi bakımından büyük önem taşıyor. Aslında eğer Avrupalılar iddia ettikleri gibi İran ile gerçek anlamda bir anlaşmaya varmak niyetindelerse Amerika’yı izlemekten sakınarak bağımsız olarak karar vermeleri gerekir.
Batılıların ahde vefasızlıkları geçmişi, onların güçlü ciddi ve sürekli bir anlaşmaya varma iddialarında hüsnü niyetten yoksun oldukları ve İran’a psikolojik baskı uygulayarak daha fazla imtiyaz almaya çalıştıklarını gösteriyor. Batı, Viyana müzakerelerinde kendi çalışmalarını, müzakere dışındaki araçlarla Tahran’ı, BERCAM’dan yararlanma konusunu olduğu gibi belirsiz durumda tutacak ve İran’a karşı iddia edilen dosyaların açılmamasını garanti etmeyecek bir anlaşmayı kabul etmeye zorlamaya dayandırmıştır. 
Fakat buna karşı İran’ın tutumu ve mantığı bu konuda çok açıktır. İran’a göre devam etmekte olan müzakerelerde eğer İran’ın iki temel isteği yani “gelecekte İran’a karşı her türlü baskı aracının ortadan kaldırılması” ve “ticari ortaklarına güven vermek için yaptırımların kalıcı ve istikrarlı bir şekilde kaldırılması” şartları gerçekleşmeyecekse, böyle bir anlaşma İran halkının çıkarlarını garanti etmediği için onu kabul etmek için hiçbir delil yoktur. 
Bu yüzden eğer batılılar iddia ettikleri gibi İran ile bir anlaşmaya varmak istiyorlarsa Tahran’ın meşru taleplerine karşı gerçekçi olmalı, bunları kabul etmekle, tarafları tatmin edecek bir anlaşmaya varmanın yolunu açmalıdır./