Biden'in İran karşıtı yeni yaptırımları, İran halkıyla düşmanlığın göstergesi
Amerika Başkanı Joe Biden, 3 Ekim Pazartesi günü İran'daki son huzursuzlukları desteklemek yönünde yaptığı açıklamada, Washington'un "protestoculara karşı şiddete" karıştığını iddia ettiği İranlı yetkililere Amerika tarafından yeni yaptırımlar uygulayacağını söyledi.
Biden bu açıklamada, "ABD, güvenli ve yabancı platformlara ve sunulan hizmetlere daha fazla erişimi kolaylaştırmak da dahil olmak üzere İranlıların İnternet'e ulaşmasını kolaylaştıracağı" iddiasında bulundu. Daha önce Amerika Hazine bakanlığı İran'daki ahlak güvenlik polisini kadınlara karşı şiddete başvurmak iddiasıyla suçlarken bu teşkilatı yaptırım listesine ekledi. Amerika daha önceki bildirisinde hiçbir gerekçeye dayanmadan ahlak polisini Mehsa Emini'nin ölümünden dolayı sorumlu tuttu.
Amerika'nın İran'a yönelik yeni yaptırım kararı ve Biden'ın bu konudaki yeni tehdidi aslında yeni bir konu değil. Aslında İran 40 yılı aşkın bir süredir ABD'nin tek taraflı yaptırımları altındadır. ABD'nin eski başkanı Donald Trump'ın başkanlığı döneminde, Bercam'dan çekilip azami baskı kampanyası başlattıktan sonra İran karşıtı yaptırımların uygulanması, yeni ve eşi görülmemiş boyutlar kazandı. Washington İran'ın Amerika'nın gayrimeşru ve illegal taleplerine boyun eğmek umuduyla İran halkına karşı en şiddetli yaptırımları uygulamasına rağmen yenilgiye uğradı.
Amerika fiili başkanı Joe Biden, göreve geldiğinden beri önceki sloganlarına rağmen azami baskı kampanyasını sürdürüyor ve zaman zaman çeşitli bahanelerle İran'a yeni yaptırımlar da ekliyor. Bu kez yaptırımların bahanesi ise, Mehsa Amini'nin ölümü bahanesiyle bir süredir İran'ın farklı bölgelerinde huzursuzluk çıkaran İran'daki ayaklanmaları ve isyancıları desteklemektir.
Amerika'nın bir yandan sanal ortam ve internetle ilgili yaptırımları kaldırması, diğer yandan Tahran'a karşı yeni yaptırımlar uygulayarak İran'ın içişlerine açıkça müdahale etme hedefi, İran İslam Cumhuriyeti nizamını zayıflatmaktır. Joe Biden, Amerikan yaptırımlarının yavaşlaması ve baskı araç gereçlerinden yararlanarak, Donald Trump'ın İran'a karşı girişimlerini ilerletmek için gerilim yaratmak stratejisini elbette koruyucu bir jestle benimsemeyi planlıyor.
İngiliz gazeteci "Keith Klarenberg" şunları belirtiyor; "Pentagon'un İran'a karşı şifre çözücü savaşını Amerika'da bir tuşa basarak Tahran sokaklarındaki şiddete kadar deşifre ederek; İran'daki son protestoları dışarıdan planlayıp kışkırtılıyor. Amerikan hükümetinin İran halkını sözde desteklemesi gerçeklerle çelişiyor."
Corona virüsü salgını ve covid-19 hastalığı ve İran'ın bu ölümcül hastalıkla mücadele için ilaç ve tıbbi malzemeye kadar bir çok sağlık hizmetine ihtiyaç duyduğu sırada bile ABD, İran halkına yardım sağlanmasını engelledi ve tüm propagandasal girişimlerine rağmen, İran halkına yardım yapılmasını pratikte önlemeye çalıştı. Bu malzemelerin İran'a gönderilmesi konusunda görünürde herhangi bir yasak yoktur, ancak uygulamada sonraki yaptırımların uygulanması, şirketlerin ve bankaların İran ile bağlantı kurmaya girmesini engellemiştir. Haberleşme, güvenli ve yabancı hizmet ağları ve bu alanda daha fazla bağlantıları kolaylaştırmak da dahil olmak üzere İranlıların internete erişimini kolaylaştırdığını iddia eden Amerikan hükümeti, iki yıl önce İran'a ilaç satın almak için Uluslararası Para Fonu kredisine karşı çıktı.
Aslında Biden'ın ileri sürdüğü ve Amerika'nın İran halkının yanında olduğu iddiası yalandan başka bir şey değil. İran halkı, ABD'nin son 80 yılda İran'a yönelik kötü geçmişini asla unutmayacaktır. Amerika, Müttefikleriyle birlikte, İkinci Dünya Savaşı'nda İran'ı işgal etti ve bu da İran halkına birçok felakete neden oldu. 1953'teki ikinci dünya savaşı'ndan sonra Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere, 19 Ağustos'ta İran'ın meşru Başbakanı Muhammed Musaddık'a yönelik darbenin planlanması ve uygulanmasında kilit rol oynadı. Ardından 60'lı yıllarda İran'daki Amerikan askeri danışmanlarına dokunulmazlık hakkı sağlamak için, İran'a kapitülasyon yasasını dayattı.
Amerika ayrıca 1953'ten 1979'a kadar 35 yılı aşkın bir süre boyunca Şah rejiminin en büyük destekçisiydi ve muhalefeti bastıran SAVAK'ın kurulmasında önemli rol oynadı.
İslam devriminden sonra Washington, dayatılan savaş sırasında Saddam rejimine istihbarat, askeri ve silah yardımı sağlamakta da aktif rol oynadı ve savaşın sonunda İran Airbus yolcu uçağını kasten düşürdü ve 290'dan fazla yolcu ve mürettebatı şehit etti. Ayrıca Amerika, İran'ın milyarlarca dolarlık varlığını bloke ederek İran'a yoğun yaptırımlar uyguladı. Ayrıca, Trump yönetimi sırasında ABD, İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü komutanı Korgeneral Kasım Süleymani ve Bağdat'taki silah arkadaşlarına suikast düzenledi.
Bütün bunlar Amerika'nın İran halkına karşı uyguladığı gayrimeşru ve illegal girişimlerinin sadece birkaçıdır./