AB ve İngiltere’nin İran’a yönelik yeni yaptırımları
AB ve İngiltere, pazartesi günü koordineli bir harekette İran’a karşı yeni yaptırımlar uyguladılar. Londra bağımsız ülkelerin içişlerine müdahale edilmemeye dayalı uluslararası yasaları çiğneyerek, insan hakları bahanesi ile, fakat gereçekte kargaşacıları destekleme bağlamında İran’da 24 kişi ve kurumu yaptırım listesine aldı. İran iletişim bakanı İsa Zaripur’un adı da listede bulunuyor.
AB de 29 kişi ve 3 kurumu, yaptırım listesine ekledi. Yaptırım uygulanan kişiler arasında güvenlik güçlerinden 4 çalışan, polis güçlerinden ve İslam İnkılabı Muhafızlar ordusunun eyalet komutanlarından bazıları, ayrıca kara kuvvetler komutanı Kiyomers Hederi’nin adı da kargaşacılar ve halkın güvenliğini bozanlara karşı mücadele bahanesi ile listede yer aldı. Ayrıca siber polis komutanı Vehid Mecid ve de içişleri bakanı Ahmed Vehidi de yeni yaptırım listesinde bulunuyor. AB ayrıca PRESSTV haber kanalı muhabirini de listeye aldı.
Yaptırım çerçevesinde alınan kararlar, kişi ve kurumların yolculuk yasağı, mal varlıklarının dondurulması, ayrıca Avrupalı firma ve vatandaşlarının onlara finansal ödeme yasaklarını kapsıyor. Böylece AB’nin sözde insan hakları bahanesi ile yeni yaptırım karar listesinde toplam 126 kişi ve 11 kurum bulunuyor.
Almanya başbakanı Olaf Schultz batının İran’ın içişlerine müdahale tutumu ve İran’daki olayları destekleme doğrultusunda, kargaşacıların yıkıcı eylemlerini “cesur mücadele” şeklinde nitelendirdi ve “Yaptırımlar, İran üzerindeki baskıyı arttırmamızın yoludur” dedi.
Broksel’in İran’a karşı yaptırımlarında her şeyden daha çok dikkat çeken konu, İngilizce yayın yapan PRESSTV uydu kanalını boykot etmesidir. Bu haber kanalı, uzun çalışma yıllarında olayları ve haberleri, her zaman belirli yönelmeler ve kendi çıkarları doğrultusunda aktaran batı medyanın tekelini kırma yaklaşımı ile dünyaya aktarmaktadır. Tabi ki bu mesele her zaman batı hükümetlerini öfkelendirmiş ve bu yüzden arada bir, YouTube ve Instagram gibi sosyal sitelerde PRESSTV’yi engelleme vb. eylemlerde bulunarak aynı zamanda uyguladığı baskılarla PRESSTV’nin uydulardan yayınını kesmeye çalışmıştır.
Şimdi Avrupalılar da Amerika’ya paralel olarak ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü gibi sloganlarının tersine, İran İslam cumhuriyetinin görüşleri ve özellikle son günlerde ülkede yaşanan kargaşa ve isyanların mahiyeti ve batının bu alandaki rolünü aydınlatan haber ve raporlarının yayınlanmasının devamını engelleme hayali ile PRESSTV’ye yaptırım uyguluyorlar.
Hal bu ki batı dünyası ve bölgenin gerici rejimleri ve özellikle Suudi Arabistan’ın parası ile başta İngiltere’de olmak üzere Avrupa ülkelerinde Farsça yayın yapan uydu kanalları ve çeşitli medya, yıkıcı çalışmalarına devam ediyorlar. Bu bağlamda Arabistan’ın parası ve İngiltere’nin belirlediği rotada hareket ederek yalan, yıkıcı ve sahte haberlerle çalışan Iran International kanalına değinilebilir.
Söz konusu medya, çok özgür bir şekilde İran’da kargaşalar ve isyancıları desteklerken, onları isyana devam etme bağlamında yalan haberlerle teşvik etmeye ve hatta Molotof kokteylin yapımını öğretmek gibi yıkıcı eylemlerle şiddet eylemlerini körüklemeye çalışıyorlar.
Şimdi sorulması gereken soru şu: Acaba her hangi bir uydu kanalı bu ülkelerde şiddeti yaymak ve savaş silahı yapımını onların yurttaşlarına öğretmeye çalışsa, onların faaliyetine izin verirler mi? Sorunun cevabı muhakkak, hayırdır.
Hal bu ki onlar İran düşmanlığı bağlamında ve İran İslam cumhuriyetine karşı hasmane tutumları nedeni ile İran’a düşman olan medyaya bu izni kolaylıkla verirler. Bu da batının terörizm, insan hakları, ifade özgürlüğü ve medya özgürlüğü gibi konulardaki çelişkili tutumunun bariz örneğidir./