Şah rejimi tarafından İran halkının malvarlığının çalınması
İran'da İslam İnkılabının doruk noktaya ulaşması ve İran halkının Şah rejimine karşı ayaklanmasının ardından İran'ın son şahı olan Muhammed Rıza Pehlevi, ailesi ile birlikte dinlenmeye çekilme bahanesiyle İran'dan firar etti. Pehlevi ailesi ve o dönemki ülkenin mülkü ve askeri yetkilileri bu olaydan önce ve sonra İran'dan çıkarken, İran halkına ait yüklü miktarda para ve serveti yağmalayarak, yurtdışına taşıdılar.
Pehlevi hanedanı ve rejim yetkililerince İran'dan çıkarılan taşınır ve taşınmaz malın miktarı, tartışılacak bir konudur. Ünlü Amerikalı tarihçi Yervand Abrahamian, "İki Devrim Arasında İran" isimli kitabında, Pehlevi yakınları ve kraliyet sarayında çalışanlar tarafından yağmalanan para ve servet miktarı hakkında, merkez bankasının verilerine istinaden şöyle yazıyor: İran Merkez Bankası, Pehlevi rejimin önde gelen isimlerinden 177 kişiden oluşan listeyi yayınladı. Bunlar toplam yaklaşık 2 milyar dolar, İran'dan yurtdışına çıkardılar."
New York Times gazetesi de 10 ocak 1979 tarihinde, Dünya Merkez Bankası kaynaklarının ifadelerine göre, şah rejiminin son iki senesinde sadece 2 milyar dolar para, İran'ın kraliyet ailesi tarafından ABD'ye götürüldüğünü yazarken, Financial Times de hicri şemsi 1391 yılında, Arap ülkelerinde İslami uyanış dolaysıyla yayınladığı bir yazıda, Muhammed Rıza Pehlevi tarafından yurtdışına çıkarılan malvarlığını şöyle açıkladı: İran'ın devrik şahı Muhammed Rıza Pehlevi, İran'dan 35 milyar doları çıkarmıştır.
"1. Pehlevi'nin Devrilmesinden Sonra Kraliyet Mücevherleri Bilmecesi" makale yazarı, Muhammed Rıza ve Farah Pehlevi İran'dan çıkarken, kraliyet mücevherlerinin büyük kısmını, çeşitli bavullarla dev tutardaki dövizlerle birlikte yurt dışına çıkarıldığını, Pehlevi'nin 384 adet bavul ve sandığın kapatılması için talimat verdiğini, Farah'ın güvendiği bir timin her türlü antik eserler, değerli elmaslar ve mücevherler, tam altın saatler ve zümrüt taçları toplayıp, bavullara aldığını belirtmişti.
Mücevherler ve antik eserlerden oluşan bu hazine, Niyaveran Sarayı'nda güvenli yerlerde tutuluyordu.
Tüm bunlar ancak Pehlevi Hanedanı tarafından kaçırılan malın bir kısmıydı. Onlar kaçmadan önceki senelerde, İsviçre, İtalya, İngiltere ve ABD gibi çeşitli ülkelerde villalar ve konakların alımı için yüklü miktarda para harcamışlardı.
Muhammed Rıza Pehlvi'nin yakınlarından Ahmed Ali Mesut Ansari, İslam İnkılabı Belgeleri Merkezi'ne yaptığı açıklamada, Şah'ın ülkeden çıkarken servetinin 4 bölümden oluştuğunu, birinci bölümünün Şah yaşadığı sırada harcadığı 62 milyon dolardan bir kısmını harcadığını, geri kalan 50 milyon doların miras olarak yüzde 20'şer olarak Rıza, Farah, Alirıza, kızları olan Farahnaz ve Leyla'ya yüzde 15'er, diğer kızı Şehnaz ve torunu Mehnaz'a da yüzde 8'er olarak bölüşüldüğünü, Pehlevi Hanedani'nin servetinin ikinci kısmını, evler, binalar ve arsaların teşkil ettiğini, bunların değerinin milyarlarca dolar olduğunu ifade etti.
Ensari, Pehlevi rejiminin kaçırdığı servetin üçüncü kısmını, Pehlevi ailesinin yurtdışına götürdüğü mücevherler olduğunu, bu mücevherlerin bir kısmının Farah'ın annesi Feride Diba ve Şehbazi tarafından 4 büyük kasa halinde İsviçre bankalarına koyulduğunu, Pehlevi rejiminin kaçırdığı malın 4. Kısımının da milyarlarca dolar değerinde olan Şah'ın kurduğu tröst olduğunu, bunun rakamının 20 milyar veya 22 milyar dolar olarak duyduğunu sözlerine ekledi. Tröst, bir sanayi dalının, bir ortaklar grubunun eline geçmesiyle gerçekleşen tekelciliğin gelişmiş bir biçimidir.
Bu rakamlar ve veriler, diğer birçok delillerle birlikte, Şah rejiminin iktidarda olduğu müddette İran halkının kaynaklarını yağmaladığını ve devrimden önce ve devrim sırasında bu milyarlarca dolar değerinde olan serveti, yurt dışına götürdüklerini gösteriyor.
Hala belli bir yanıt verilmeyen önemli konulardan biri, devrik Şah'ı destekleyen ve bugün İran halkını himaye ettiklerini savunan ülkelerin niçin İran halkına ait bu servetleri, Pehlevi ailesinden geri alıp, belli bir prosedür içinde iade etmemesi veya en azından İran halkı temsilcilerinin Pehlevi yağmacılar hakkında soruşturma başlatmasına izin vermek için çaba göstermemeleridir./