Amerika ve Siyonist rejimin, İran ve Arabistan yakınlaşmasından öfkesinin sebebi
İran ve Suudi Arabistan arasında diplomatik ilişkiler ve diyaloğun başlamasına dair varılan anlaşmanın duyulmasından bir hafta geçmezken, İran ulusal güvenlik konseyi sekreteri Ali Şemhani Birleşik Arap Emirlikleri’ne gitmekle, Tahran’ın doğuya yönelişi ve komşu ülkeler ile dostane ilişkilerin başlama siyasetine tekrar onay damgası vurdu.
Üst düzeyli bir güvenlik ve ekonomi heyetin başkanlığında BAE’ne giden Ali Şemhani burada BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid Al-ı Nahyan ve yardımcısı Muhammed bin Raşid Al-ı Mektum ayrıca mevkidaşı ve BAE ulusal güvelik danışmanı Tahnun bin Zaid Al-ı Nahyan ile bir araya gelerek ikili ve çeşitli bölgesel ve uluslararası konuları ele aldı.
Şemhani’nin BAE’ne ziyaretinin İran’ın komşu ülkelere açık kapı siyasetine tekrardan bir vurgu olduğu söylenince, İran’ın her zaman komşuları ve özellikle Fars Körfezi kıyısı dost ve kardeş ülkelere elini uzattığı anlamındadır, zira bu ülkelerin güvenliğini kendi güvenliği biliyor ve bölgede bir ülkede güven olmayınca diğer ülkelerin güvenliği de tehlikeye giriyor. Bölgenin tek bir coğrafyası var ve bu tek coğrafya, güvenlikten ekonomiye her alanda ilişkilerin güçlendirilmesini gerektiriyor.
İran dış faktörler yani Amerika ve özellikle Siyonist rejimi, bölgede kirizn oluşmasındaki başlıca sebepler olarak görüyor, zira her zaman bölgede barış ve dayanışmayı etkisizleştirerek bölgedeki krizleri sürüklemekle kendi çıkarlarını sağlamaya çalışıyor. bu yüzden İran ve Arabistan anlaşması ve Şemhani’nin BAE’ne ziyareti, İran ve Arap ülkelerinin yakınlaşması yolundaki mevcut engelleri aşmakta ciddi ve dürüst bir harekettir.
Krizi yaratmak ya da ağırlaştırmak Amerika'nın aleni ve genel politikasıdır. Nitekim eski dışişleri bakanı Henry Kissinger'in "Soğuk Savaş'tan Günümüze Diplomasi" adlı kitabında belirttiği gibi, Amerika dünyanın sorunlarını çözme peşinde değil, kendi çıkarlarını güvence altına almak için sorunları kendi ellerinde yönetmeye çalışıyor.
İşte bu da İran’ın her zaman uyarıda bulunduğu konudur. İran, Amerika’nın bölgede krizlerin oluşması ve yoğunlaşmasından sorumlu olduğunu, böylece ülkelerin içişlerine müdahale ederek onların birleşmesi ve vahdetini engellemeye çalıştığını belirtiyor.
Amerika, bölge ülkeleri arasındaki yakınlaşmayı, bölgedeki yasadışı varlığına tehdit olarak görmektedir, çünkü bu ülkeler birleşirse, bölgedeki askeri varlığı, bölge düzenini ve istikrarını bozmak için gerekli bahaneleri elde edemeyecektir.
Amerika’nın Siyonist rejim ile birlikte İran ile Suudi Arabistan arasındaki anlaşmaya gösterdikleri tepkilerinden, bu anlaşmayı sürekli sorgulamaya ve hatta bozmak için psikolojik bir savaş başlatmaya çalışmaları, bu gerçeği gösteriyor. Onlar bu anlaşma taraflarının karşılıklı bazı tavizler verdiklerini ima etmeye çalışıyorlar. Hal bu ki ne İran ve ne de Arabistan, varılan anlaşma karşılığında karşı tarafa her hangi bir puan vermediler. Bu arada yaşanan tek şey ise iki ülkenin kendi çıkarları ve bölge için husumetten vazgeçerek dostluk kapısından girmeye çalışmalarıdır.
Bu anlaşmada bölgesel meselelerden söz edilmediği doğrudur, ancak iki ülkenin bölgedeki önemli ve asli rolü düşünüldüğünde, bu anlaşmanın tüm bölgesel meselelere kesinlikle olumlu etkileri olacaktır ve Amerika'yı ve Siyonist rejimi kızdıran ise tam da bu konudur. /