İslam İnkılabı Rehberi'nin Siyonist rejimin çökmesi ile ilgili görüşü üzerine
(last modified Tue, 11 Apr 2023 14:41:38 GMT )
Nisan 11, 2023 17:41 Europe/Istanbul
  • İslam İnkılabı Rehberi'nin Siyonist rejimin çökmesi ile ilgili görüşü üzerine

İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamanei Nevruz Bayramı dolaysıyla ülke yetkililerini kabul ettiği görüşmede, Siyonist rejimin iç krizlerine işaretle, "Siyonsit rejimin gelecek 25 yılını görmeyeceğini söyledik, kendileri acele ediyor ve daha erken gitmek istiyorlar, durmadan çöküşün yakın olduğunu ve 80 yılını görmeyeceklerini söylüyorlar." diye konuştu.

İslam İnkılabı Rehberi 8 sene önce, Siyonist rejimin gelecek 25 sene içinde yok olacağını ve dağılacağı öngörüsünde bulunmuştu. Bu tahmin üzerinden  8 sene geçerken, işgal rejiminin çöküş belirtileri patlak vererek her geçen gün daha da yoğun şekilde yaşanıyor.  Siyonist rejimde iç kriz Benyamin Netanyahu'nun yeniden iktidara gelmesiyle hızlı şekilde büyüdü. 
12 sene iktidar olduktan sonra 2021 yılında başbakanlığı bırakmak zorunda kalan Netanyahu yeniden Aralık  2023 tarihinde yani 18 aydan sonra tekrar iktidara geldi. Ancak Netanyahu bu kez aşırı sağcılar ile yeni kabineyi kurdu. Yeni kabinede yer alan isimler ise, yargı sistemini zayıflatmayı ve kabine ve knesset'i güçlendirmeyi ve Netanayahu'nun diktatörlük sürecini hızlandırma doğrultusunda adım atmaya başladılar.
İşgal topraklarında her hafta yüz binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen geniş çaplı gösterilerin ardından işgal rejimi başkanı Ishaac Herzog gibi Siyonist yetkililer defalarca rejimin dağılması konusunda uyarıda bulundular. Geniş çaplı protesto eylemleri ve grevlerin ardından sonunda Netanyahu 27 Mart tarihinde yargı sisteminde reform paketini incelemeyi askıya alarak ileri bir tarihe aldıklarını duyurdu. Aslında Netanyahu yargı sisteminde sözde reformla yargıyı zayıflatmayı ve kendisine dokunulmazlık kazandırarak mahkemede görülen dosyalardan kurtulmak istiyordu.
İşgal rejimi başbakanı Netanyahu'nun yargı reformu ile ilgili aldığı karar, krizi sonlandırmak değil "dondurulması anlamına" geliyor. Netanyahu aslında bu girişimi ile krizin geçici olarak önüne geçmek için zaman kazanmaya çalıştı. Böylece işgal topraklarındaki kriz çözümlenmezken devam ediyor. 
Diğer bir konu da, Netanyahu'nun kabinesinde Bezalel Smotrich ve İtamar Ben-Gvir gibi kimi müttefiklerinin yargı reformunun ertelenmesinin kabul görmesine rağmen  Likud Partisi'nin Arie Derai gibi diğer bazı siyasi ortakları, Netanyahu'nun eylemciler karşısında geri adım atmasını kabul edilemez olarak görmeleridir.
Bu nedenle, Netanyahu'nun yargı reformundan geri adım atması, işgal topraklarındaki geniş çaplı protesto eylemleri sırasında rejime suni nefes verme anlamına geliyor. Netanyahu'nun kendisi de defalarca İsrail toplumunun bölünmüşlüğünü itiraf etmişti.
Esasında, Benyamin Netanyahu'nun yargı reformu karşısındaki son eylemler, işgal topraklarındaki krizler ve çatlakların başlangıç noktası değil, ortaya çıkış noktasıdır.
İşgal ordusunda bile bölünmüşlüğün yaşandığı bildiriliyor. Nitekim Siyonist rejimin hava kuvvetlerinde çok sayıda personel grev  eylemlerine katılarak, Netanyahu'nun politikalarını protesto etti.
İşgal topraklarındaki bu krizlerin yansıra, bu topraklarından tersine göç dalgasının hızlanması, işgal toprakları içinde  etnik çatışmalarının yaşanması ve de Siyonistlerin İsrail'in egemenlik yapısına güvenmemesi de eklenebilir. İşte tüm bunlar, Siyonsit rejim yetkililerinin rejimin çöküşü için uyarıda bulunmalarına yol açtı. Netanyahu'nun Suriye'ye karşı saldırıları gibi girişimleri de, bu rejimin kudreti değil, çaresizliği ve ataleti yüzündedir. Çünkü böylece iç krizlerin üstünü kendince kapatmaya çalışıyor.
Buna rağmen son 4 yılda defalarca gerçekleşen bu eylemler işgal edilen Filistin topraklarında siyasi çıkmazın sona ermesine sebep olmadığı gibi rejimin şimdiye kadar görülmemiş iç krizini çözemezken üstelik Filistin, Suriye, Lübnan ve İran İslam cumhuriyetinin karşılıklı misillemesine dair iradesini daha da arttırıyor./