Haziran 07, 2023 06:21 Europe/Istanbul
  • İslam İnkılabı Lideri'nin düşmanlara karşı direnme vurgusu

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, İslam Cumhuriyeti'nin kurucu lideri İmam Humeyni'nin rıhletinin 34. yıldönümünde halkın ve yetkililerin katıldığı törende İmam Humeyni türbesinde yaptığı konuşmada bir kez daha emperyalist düşmanın karşısında direnişe devam edilmesine vurgu yaptı.

Ayetullah Hamanei, Pazar günü yaptığı açıklamaların bir bölümünde, bazılarının yanlış düşüncesinin aksine emperyalizm ve küresel Siyonizm'in İran milletine yönelik düşmanlığının taktiksel geri çekilmeler nedeniyle azalmadığına veya kaybolmadığına işaret etti ve şöyle buyurdu:  "Birçok durumda geri çekilmemiz, onların öne çıkmasına ve daha fazla talepte bulunmasına neden oldu, çünkü asıl amaçları İran'ı devrimden önceki döneme, yani bağımlılık ve kimliksizlik çağına döndürmekti. "         İslam İnkılabı Rehberi bu bağlamda şunları da sözlerine ekledi: "Bu on yılların bazı hükümetlerinde insanlar geri çekilmeye ve taviz vermeye inandılar, ancak bu hükümetlerden birinde, geri çekildiğimiz dönemde, aynı ülke, cumhurbaşkanımıza karşı  iddianame yayınladı ve o gıyabında onu mahkemeye çıkardılar ya da ne yazık ki Amerikalılara yardım eden başka bir hükümette, İran'ı şer ekseni olarak adlandırdılar."  İslam İnkılabı Lider'inin bu önemli açıklamaları, İran İslam Cumhuriyeti'ni tartışmalı konularda geri adım atmaya zorlamak amacıyla başta ABD ve Siyonist rejim olmak üzere düşmanların siyasi, ekonomik ve propaganda baskılarının devam etmesiyle ilgilidir.

Gerçek şu ki, İslam İnkılabı'nın zaferinden sonraki yıllarda başta ABD olmak üzere düşmanlar, verdikleri tahribata ve yarattıkları ekonomik sorunlara rağmen İran İslam Cumhuriyeti'ne baskı yapmak için tüm siyasi, ekonomik ve hatta askeri araçları kullanmışlardır buna rağmen halk ve sistem, ne iç sahada ne de bölgesel ve uluslararası arenadaki temel pozisyonlarından ve tutumlarından vaz geçmediler ve bu felç edici baskılar hiçbir zaman değişikliğe yol açmadı. Halkın zihninde İran'ın ekonomik ve siyasi durumunun kara ve elverişsiz bir resmini sunmak, sivil itaatsizliğe zemin hazırlamak, kaos ve isyan yaratmak da düşmanların İran İslam Cumhuriyeti aleyhine yürüttüğü propaganda ve medya savaşında odaklandığı eylemlerden biridir. İran İslam Cumhuriyeti, bu konuda da halkın ve yetkililerin açık görüşlülüğü sayesinde, düşmanların hedeflerine ulaşmasını engelledi.

 

Ancak İran'ın siyasi arenasında, düşmanlarla yüzleşme ve sulta duzenıne karşı koyma alanında her zaman iki genel görüş olmuştur: Bir görüş, karşı tarafın bazı taleplerini kabul edip bazı konumlardan geri çekilerek zorlukların ortadan kaldırılabileceğini iddia etmektedir. Ancak ikinci bakış açısı, düşmanlara ve onların aşırı taleplerine karşı direnmeye ve ayakta durmaya devam etmeye inanıyor; Çünkü son on yılların deneyimi, düşmanların asıl amacının İran İslam Devrimi'ni olası herhangi bir yöntemle yenilgiye uğratmak olduğunu açıkça gösteriyor. 

Örneğin İran, Kapsamlı Ortak Eylem Planı'nı (KOEP) kabul ettikten sonra, batılı taraflar daha da ileri gittiler ve bu kez İran'ın bölgesel ve füze faaliyetleri başta olmak üzere diğer konularda müzakere edilmesi gerektiğini tartıştılar; Elbette İran İslam Cumhuriyeti tarihinde başka tecrübeler de bu aşırıcılığın kanıtı olmuştur, mesela sekiz yıllık kutsal savunma tecrübesi, direnmeden ve ayakta durmadan zorbalığın önüne geçilemeyeceğini kanıtlıyor. Ayrıca İran İslam Cumhuriyeti'nin bilimsel, sanayi, nükleer, uzay ve askeri alanlarda tümü yaptırımlar koşullarında elde ettiği başarı ve ilerlemesi, başarının kanıtı ve geleceğe bakmanın olumlu sonucudur. Düşmanlarla yüzleşmede iç kapasite ve yeteneklere güvenmenin düşmanın komplolarını etkisiz hale getirilebileceğinin kanıtıdır. Bu nedenle İslam İnkılabı Lideri de  her türlü tavize karşı çıkarak düşmanlara karşı ayakta durmanın ve direnmenin gerekliliğini her zaman vurgulamış ve iç kapasitelere vurgu yapmıştır.