İnsan Hakları Konseyi'nin İran'a yönelik garazkar raporu ve Fransa'daki şiddet olayları
İnsan Hakları Konseyi tarafından İran hakkında kurulan sözde gerçekleri araştırma komitesi, İran'ın ülke çapındaki kendilerince protestolara yönelik baskısı olarak adlandırdığı ilk raporunu yayınladı.
İran'da geçen yıl yaşanan isyanların üzerinden yaklaşık 7 ay geçti. Bu kargaşalardan 7 ay sonra, İnsan Hakları Konseyi tarafından oluşturulan sözde gerçekleri araştırma komitesi, raporunu yayınladı ve İran'ın "Mehsa Amini"nin ölümünden sonra sözde barışçıl protestoculara yönelik sürekli baskıya ve infaz dalgasına ve yaygın tutuklama ve gözaltılara son verilmesi gerektiğini iddia etti. Bu komite ayrıca tutuklamalar ve infazlar devam ederse insan haklarının, daha da bozulma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını iddia etti.
Bu rapor İnsan Hakları Konseyi toplantısında İran ve bağımsız hükümetler tarafından protestolarla karşılandı. Raporun okunması ardından bağımsız hükümetler, komite üyelerinin taraflı beyanlarına ve raporuna sözlü olarak itiraz etti.
Önemli olan nokta, raporun düzenlendiği temelin yanlış olmasıdır çünkü raporun içeriği incelendiğinde satır satır Farsça düşman medyanın sahte ve çarpıtılmış haberlerine ve inkılap karşıtı akımların psikolojik operasyon odalarında sosyal ağlarda belirli hesaplar tarafından beslenen düşman akımların haberlerine göre hazırlandığı anlaşılıyor. Hal bu ki geçen yılki kargaşalarda şiddetin yayılmasında aynı düşman medya önemli bir faktördü.
Önemli olan nokta, bu raporun geçen sonbaharda İran milletine karşı yürütülen çok katmanlı birleşik bir savaşın meyvesinin bir parçası olmasıdır, ve bugün failleri bu çürümüş ve tekrarlanan gösteri üzerinden sonuçlarını yaşıyorlar.
Geçen yıl, geniş çaplı bir savaş sırasında İran İslam Cumhuriyeti muhalifleri, bir dizi psikolojik operasyon ve kapsamlı bilişsel savaş yoluyla kamuoyunu kışkırtmaya ve vatandaşların algısını değiştirmeye çalıştı.
Geçen yıl topyekün bir savaşta İran İslam Cumhuriyeti muhalifleri kamu oyunu kışkırtarak ve bir takım psikolojik operasyonlarla vatandaşların algısını değiştirerek sosyal bir itirazı, meydan eğitimi görmüş unsurları kullanarak kargaşa ve isyana çevirmeye çalıştılar.
Olaylardan 7 ay geçerken düşmanlar bu kez tekrardan ibaret çürümüş bir senaryo ile uluslararası kurumlar tarafından İran'a baskı uygulamaya çalışıyorlar. Bu yüzden sözde tarafsız olan gerçekleri araştırma komitesi kurmakla İran'a karşı taraflı raporlarını yayımlamaya çalışıyorlar.
Bir diğer önemli konu da; bu raporun iki önemli olayla eş zamanlı olarak aynı anda yayımlanmış olmasıdır. Birinci olay İran'ın bölgesel dış politikasındaki dönüşüm ve komşu ülkelerle ilişkilerinin genişlemesi, ikinci olay ise Fransa'da yaygın şiddet olaylarıdır. Bu gülünç propaganda gösterisi, dünya kamuoyunun protestocu Fransız vatandaşlarına yönelik topyekun şiddete tanık olduğu bir dönemde sahneleniyor. Ancak bu tür komitelerin hiçbir etkisinin olmaması bir yana, Fransız protestocular vahşi hayvan sürüleri olarak yorumlanıyor.
Geçen yılki kargaşalarda batı medyası İran'daki gelişmeleri ters göstermekle, insan haklarını desteklediğini iddia ederek kamuoyunu kışkırtırken, şiddeti yaymaya çalıştılar; ama şimdi Fransa'daki topyekun şiddet olaylarına sessiz kalıyorlar. İran haklarında hakikati arayan komite gibi komiteler, Fransız şiddeti için kurulmayacak./