İran’daki seçimlerin diğer bölge ülkelerindekinden farklılıkları
İran'daki seçimler Batı Asya ülkelerindeki seçimlerden önemli farklılıklar gösteriyor.
İran genelinde 12. İslam Şura Meclisi ve Rehberlik Uzmanlar Meclisi Hubrega’ın 6. Dönem seçimi HŞ 11 Esfand günü olan 1 Mart tarihinde yapılacak. Düşmanlar İran'daki seçimlere karşı geniş propaganda yapıp insanları seçimleri boykot ederek katılmamaya ve oy kullanmamaya teşvik ediyor. Fakat gerçek şu ki İran İslam Cumhuriyeti, seçim düzenleme açısından Batı Asya bölgesinin en iyi ülkeleri arasında yer alıyor.
Bölgedeki çoğu ülke seçim yapmayı reddederken, İran İslam Cumhuriyeti'nde bugüne kadar resmen 39 seçim yapıldı ve Cuma günü de düzenlenecek olan iki meclis seçimleri, ülkedeki 40'ıncı ve 41'inci seçimler olacak. Bu nedenle İran'daki siyasi sistem temelde seçim yapılmasını memnuniyetle karşılıyor ve bunu kendi gücünün unsurlarından biri olarak görüyor. Kelimenin gerçek anlamıyla seçimler Nizamın temel direği, karar almanın ve ülkenin kaderini belirlemenin temelidir. İslami nizam, seçimleri her bir vatandaşın hakkı biliyor ve bu hakkın hiçbir baskı altında ve zorlama olmadan en iyi şekilde kullanılmasını istiyor; zira her insanın kendi ve ülkesinin geleceğini belirleme düşüncesine saygı gösteriyor.
Bir diğer nokta ise; İran İslam cumhuriyetinde seçimler sadece parlamentoyu değil, cumhurbaşkanlığı, Rehberlik Uzmanlar Meclisi, kent ve köy konseyi seçimleri ve diğer yerel seçimleri de kapsıyor. Bu nedenle halk, parlamento üyelerini, cumhurbaşkanını, Rehberlik Uzmanlar Meclisi ve köy ve kent meclisi üyelerini direkt olarak seçerler. Bu nedenle İran'ın siyasi sisteminde halkın önemli bir rolü ve konumu vardır. İslami düzen, yalnızca sistemin otorite düzeyini yükseltmek için değil, aynı zamanda İran halkının insanlık onuruna saygı duymak ve onu korumak için de her zaman halkın maksimum katılımını vurgulamıştır zira İslami nizam, insanların kendi kaderini belirleme hakkına özel önem verirken bunun her insanın en doğal hakkı olarak biliyor.
Bir diğer husus İran seçimlerindeki siyasi rekabetle ilgilidir. İran'da yapılan seçimlerde bireyler ve gruplar arasındaki rekabet, bir yandan sonuçların önceden bilinmediği ve sandıklarda kullanılan oylarla belirlendiği, diğer yandan bireyler ve gruplar arasında gerçek bir rekabetin yaşandığı bir düzeydedir. Örneğin 2016 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kazanan aday, oyların %50'den yalnızca %0.05 fazla oy alarak kazandı. Öte yandan, bölgedeki bazı ülkelerdeki seçimlerde, cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan adayların ya da parlamento seçimlerini kazanan partilerin yaklaşık yüzde 90 oy alması, bu ülkelerde seçim rekabetinin olmadığını, seçimlerin göstermelik ve formaliteden ibaret olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla İran'da halkın seçim sahnesine katılımının temelinin doğru kişileri seçmek olduğu söylenebilir.
Bir diğer önemli konu da, seçim yapan bölge ülkelerinin çoğunda, büyük dünya güçlerine bağlı medya tarafından geniş çaplı bir algı savaşının yürütülmemesidir. Hâlbuki düşmanlar İran seçimleri için planlar yapıyorlar, üstelik onların istihbarat teşkilatları da İran seçimlerini titizlikle izliyor ve medya gücünü kullanarak seçim sürecine müdahale etmeye çalışıyorlar.
Bu yaklaşımın nedenlerinden biri de İran'daki seçimlerin bir siyasi hareket ve düşüncenin iç işlevinden ziyade, dış işlevinde nizamın iktidarına ve iktidardaki siyasi sistemin konumunun gösterişine neden olmasıdır. Dolayısıyla düşmanlar seçim kurumunu zayıflatarak İslami nizamın gücünü hedef almaya çalışıyorlar.