Nisan 07, 2024 15:56 Europe/Istanbul
  • Güvenlik Konseyi'nde Ceyş el-Zulüm’ün terör eyleminin kınanması ihtiyacı

İran İslam Cumhuriyeti'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi, bu örgütün Güvenlik Konseyi'nden İran'ın Sistan ve Belucistan eyaletindeki son terör eylemini kınamasını istedi.

Siyonist rejimin, Suriye'nin başkenti Şam'da İran İslam Cumhuriyeti'nin diplomatik mekanlarına düzenlediği ve 7 İranlı askeri danışmanın şehit olmasına yol açan menfur terör saldırısından yalnızca iki gün sonra, Siyonist rejimi de dahil olmak üzere yabancılar tarafından desteklenen sözde Ceyş El Adl isimli terör örgütü, 3 Nisan 2024 Çarşamba günü geç saatlerinde Sistan ve Belucistan eyaletinin Çabahar ve Rask şehirlerinde bir dizi koordineli terör saldırısı gerçekleştirdi.

İran'ın Birleşmiş Milletler Büyükelçisi ve Daimi Temsilcisi Emir Said İrevani

 

Eş zamanlı eylemde teröristler, İslam Devrim Muhafızları'nın Rask ve Çabahar'daki karargahını ele geçirmeye çalıştı ancak İran'ın güvenlik savunucularının direnişi nedeniyle başarısız oldular. Bu çatışmada 18 terörist ve silahlı suçlu öldürüldü. Bu saldırılarda 10 İran güvenlik gücü şehit olurken, 44 sivil de yaralandı.
Anlaşılan Ceyş el-Zulüm terör örgütünün son saldırılardaki hedeflerinden biri, Siyonist rejim adına İran üzerindeki baskıyı artırarak Tahran'ı Siyonistlerin son suçlarına yanıt vermekten caydırmaya çalışmaktı. Son terör saldırısı da yeni bir gerilim dalgasının ortasında gerçekleşti. Siyonist rejim savaş uçakları, 1 Nisan Pazartesi günü İran'ın Şam Büyükelçiliği'nin konsolosluk binasına saldırarak aralarında iki üst düzey komutanın da bulunduğu yedi İranlı askeri danışmanı şehit etti. Bu suçun ardından İran, bu saldırıya kesin bir yanıt verilmesi gerektiğini vurguladı, Tahran'ın vereceği yanıtın türüne ilişkin tahminlerin gündeme getirildiği sırada, Çabahar ve Rask'ta terör saldırıları meydana geldi. Dolayısıyla Sistan ve Belucistan'daki terör saldırılarının hedeflerinden birinin, Tahran'ı Siyonist rejimin Şam'da işlediği suça yanıt vermekten caydırmaya yönelik baskıyı yoğunlaştırmak olduğu şüphesi güçleniyor.
İran'ın Birleşmiş Milletler Büyükelçisi ve Daimi Temsilcisi Emir Said İrevani, Cuma günü yerel saatle Güvenlik Konseyi'ne ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'ne yazdığı bir mektupta, bu yazışmanın yakın zamanda  İran İslam Cumhuriyeti topraklarında gerçekleşen menfur ve korkakça terör saldırısının ardından yapıldığını, bu korkunç saldırının, İsrail rejiminin Suriye Arap Cumhuriyeti'nin başkentinde İran İslam Cumhuriyeti'nin diplomatik mekanlarına düzenlediği alçak terör saldırısından sadece iki gün sonra meydana geldiğini kaydetti.
Mektupta şöyle deniliyor: "İran İslam Cumhuriyeti, bazı yabancı ülkeler tarafından desteklenen terör örgütü Ceyş el Adl'ın  masum İranlı sivillere ve işçilere karşı,   şiddet ve terör eylemlerinin uzun geçmişi göz önüne alındığında,  Güvenlik Konseyi'nden bu iğrenç terör eylemlerini şiddetle kınamasını talep etmekte ve Güvenlik Konseyi'nin 16 Aralık 2023 tarihli basın açıklamasında (SC/15534) kararlı birlik ve tutumunu gösterdiği gibi, terörizmin her türlü biçimi ve tezahürüyle mücadele etme taahhütleri doğrultusunda uygun tedbirleri alacaktır."
 İslam devriminden sonraki yıllarda edinen tecrübeler, düşmanlar ve onların terörist ajanlarının, bu devrimin ideal ve hedeflerinin gerçekleşmesini engellemek ayrıca birlik ve istikrarı bozmak için her zaman İran’da terör ve şiddet dahil çeşitli yöntemlere başvurduklarını gösteriyor.
Aslında İran İslam Cumhuriyeti, dünya ülkeleri arasında terörün en büyük mağdurlarından biridir zira bugüne kadar 17.000'den fazla İranlı vatandaş ve yetkilisi terör saldırılarında şehit olmuştur. Bu, İran halkına ve yetkililerine karşı gerçekleştirilen tüm terör eylemlerine rağmen, uluslararası toplumun bu olayların tekrarlanmasını önlemek için her hangi bir etkili ve pratik önlem almamış olmasını ve teröristleri destekleyen rejimler de her daim bu girişimlerdeki rollerini inkar ettiklerini gösteriyor.
Bölgedeki terör örgütleriyle mücadelenin öncülerinden biri olan İran İslam Cumhuriyeti'nin, bu alandaki çabalarını sürdürme kararlılığı açıktır./