Mayıs 26, 2024 20:49 Europe/Istanbul
  • İran ve Arabistan'ın ilişkileri sürdürme ve güçlendirmede ciddi kararlılığı

Suudi Arabistan, İran'ın şehit cumhurbaşkanı için düzenlenen anma törenine katılmak üzere, kralın özel elçisi başkanlığında ve Suudi dışişleri bakanının da bulunduğu bir heyeti Tahran'a gönderdi. Ayrıca Suudi Arabistan Veliahdı ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Cuma günü Muhammed Muhbir ile yaptığı telefon görüşmesinde İbrahim Reisi'nin şehadeti nedeniyle taziyelerini iletti.

Muhammed bin Salman yapılan telefon görüşmesinde, "Sayın Reisi'nin kaybı hepimizi üzdüğü gibi, Dışişleri Bakanımızla çok dostane bir ilişki içinde olan İran Dışişleri Bakanı'nın kaybı da acı olmuştur." diyerek, “Size taziye mesajı göndermek ve özel elçi ile dışişleri bakanının Tahran'a gelişi, sizinle acınızı paylaşmak için görevimizdi ve bu azizlerin ilişkileri onarmak ve geliştirmek için başlattığı yol, Suudi Arabistan tarafında güçlü bir şekilde devam edecek.” Vurgusunda bulundu.
İran'ın yürütme organı başkanı Muhammed Muhbir de bu telefon görüşmesinde, Seyyid İbrahim Reisi'nin ölümüyle ilgili "Suudi Arabistan Kralı ve Veliaht Prensi'nin nazik ve samimi mesajlarından" ve cumhurbaşkanı ve yardımcılarının anısına düzenlenen törende kralın özel temsilcisinin ve bu ülkenin dışişleri bakanının da bulunmasından dolayı teşekkür etti. Muhbir Reisi gibi halkçı cumhurbaşkanının yokluğunun çok ağır olduğunu belirterek, ülke hareketinin asla değişmeyeceğini, şehit Cumhurbaşkanı döneminde olduğu gibi iki ülke arasındaki güven ortamı ve ilgi ruhunun devam edeceğini söyledi. Görüşmeler karşılıklı olarak, birbirlerini ülkelerine davet etti. 
İran ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi, 13. hükümetin ve bizzat şehit İran cumhurbaşkanı ve dışişleri bakanının dış politika alanındaki başarılarından biri sayılırken iki ülke yetkililerinin açıklamalarından ve yaklaşımlarından da anlaşılacağı üzere her iki taraf da bu değerli mirasın korunması konusunda, bölgenin ve İslam dünyasının ortak çıkarları doğrultusunda güçlendirilmesinde kararlı görünüyorlar.
"Seyyid İbrahim Reisi"nin ülkenin 8. cumhurbaşkanı olarak göreve başlamasından bu yana, 13. hükümetin komşulara ve bölge ülkelerine öncelik veren dış politika çizgileri çizildi. Şehit Cumhurbaşkanı bir konuşmasında “İran İslam Cumhuriyeti’nin komşu ülke ve halklarını kendi akrabaları bildiğini ve dış siyasetinin en önemli ve temel ilkesinin komşularla ilişki düzeyini yükseltmek bildiği ve onların izzetini istediğini” vurguladı.
Şehit Reisi bir başka yerde de diplomasinin bölge halklarının ilişkilerini arttırması ve onların ekonomik, kültür, ilim ve spor alanlarındaki ortaklıklarını güçlendirmesi gerektiğinin altını çizdi. 
13. Hükümetin dış politika yol haritası, komşularla yaşanan zorlukları en kısa sürede çözmek ve özellikle ekonomik alanda ilişkilerin genişletilmesi ve derinleştirilmesinin yanı sıra dengeli ilişkiler kurmaktı. Şehit cumhurbaşkanının hükümetinin bölgesel zorlukları çözmedeki en önemli başarısı, Suudi Arabistan ile yeni bir bağlantı kurmak ve bu ülkeyle ekonomik dahil çeşitli alanlardaki ilişkileri derinleştirmeye ve genişletmeye çalışmaktır.
Bölgeyle gerilimi azaltma politikası doğrultusunda Riyad'la ilişkilerin normalleşmesi, bölgede gerilimin azalması yönünde domino etkisi yaratabilir ve İran İslam Cumhuriyeti'nin Mısır gibi Arap dünyasıyla ilişkileri yavaş yavaş mantık ve barış çizgisine getirebilir. 
Irak, Umman ve Çin'in arabuluculuğuyla elde edilen bu diplomatik ilerleme, bazı analistlerin "Fars Körfezi'nde post-Amerikan döneminin" başlangıcı şeklinde bahsetmesine neden oldu.
İran'ın Suudi Arabistan ve diğer Arap ve Müslüman ülkeleriyle giderek daha fazla bağlantı kurması, Siyonist rejimin Arap ve İslam ülkelerinden uzaklaşmasına neden olabilir; bu yüzden Siyonist rejimin bu iki ülke arasındaki ilişkilerin genişletilmesine açıkça karşı çıkmasının nedeni budur. Bu yüzden Tahran-Riyad ilişkilerinde gerilimi azaltma ve güven inşa etme yolunu durdurmak için birçok kez çaba gösterdi ancak başarısız oldu./