İran'ın bölge ve Filistin krizlerini çözmeye yönelik etkili stratejileri
İran İslam Cumhuriyeti, son yıllarda Filistin meselesi de dahil olmak üzere bölgesel ve uluslararası gelişmelere etkili çözümler üretmektedir.
İran İslam Cumhuriyeti son yıllarda bölgesel ve uluslararası gelişmelerde her zaman etkin rol oynamıştır. Bölgesel ilişkiler ve işbirliğinin önemine güvenmek ve dış müdahaleyi önlemek, İran dış politikasının değişmez ve temel ilkelerinden biri olmuştur. İran İslam Cumhuriyeti, komşularıyla siyasi, ekonomik ve kültürel işbirliğinin yanı sıra güvenliğin de genişletilmesine öncülük etmiş, bölgede istikrar ve güvenliğin tesis edilmesinin ancak bölge ülkelerinin katılımıyla ve yabancıların müdahalelerinin engellenmesiyle mümkün olduğunu belirtmiştir.
Filistin'deki gelişmeler İran'ın dış politikasının önemli bir parçasını oluşturuyor ve İranlı yetkililer, Filistin de dahil olmak üzere bölgesel krizden çıkmanın tek yolunun Filistinliler ve bölge için etkili ve sürdürülebilir bir çözüm bulmak olduğunu her zaman vurguladılar.
Gazze'deki savaş ve Siyonist rejimin Filistinli kadın ve çocukları öldürme suçları, İran'ın Filistin'e yönelik tutumunu ve politikasını doğruluğunu ortaya çıkardı. İran İslam Cumhuriyeti, yerinden edilmiş Filistinliler de dahil olmak üzere işgal altındaki topraklarda yaşayan herkesin katılımıyla referandum yapılmasının önemini vurgulamıştır. İşgal altındaki toprakların gerçek sahipleri bu referandumu düzenleyerek Filistin'in kaderine ilişkin görüş ve dileklerini beyan etmelidir.
İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamanei, Amerikan üniversitelerinin öğrencilerine yazdığı mektubunda şunları vurguladı: Filistin, Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudilerden oluşan, uzun bir geçmişi olan bir halkın ve Siyonist kapitalistlerin bulunduğu bağımsız bir topraktır. Dünya Savaşı'ndan sonra İngiliz hükümetinin yardımıyla birkaç bin terörist yavaş yavaş bu topraklara getirildi; şehirlerini, köylerini işgal ettiler; 10 binlerce insan öldürüldü ya da komşu ülkelere sürüldü; evleri, pazarları, çiftliklerini ellerinden aldılar, gasp edilen Filistin topraklarında İsrail adında bir devlet kurdular. Gaspçı İsrail rejiminin en büyük destekçisi olan Amerikan hükümeti, ilk İngiliz yardımından sonra rejime siyasi ve ekonomik destek ve silah yardımını sürdürdü ve hatta affedilemez bir dikkatsizlikle nükleer silah üretmesinin önünü açtı. Ona bu şekilde yardımcı oldu.”
İran İslam Cumhuriyeti, Filistin halkının meşru haklarını savunma konusundaki ilkeli tutumunun yanı sıra, bölgedeki diğer ülkelerle ve İslam dünyasıyla işbirliğini ve istişarelerini de artırdı. İran Dışişleri Bakan Vekili Ali Bakıri Keni, Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Ataf ile Gazze savaşındaki son gelişmeler ve Siyonist rejimin suçları hakkında yaptığı telefon görüşmesinde, İslam ülkelerinin acil ve ortak harekete geçmeleri gerektiğini vurguladı.
İran'ın İslam İşbirliği Teşkilatı'nın olağanüstü toplanması yönünde açıkladığı öneride, işgalci rejimin Filistin halkına karşı işlediği suçların durdurulması ve Gazze'ye yardımın artırılması yer alıyor. 7 Ekim 2023’te başlayan Aksa Tufanı operasyonu sonrası bölgede yaşanan gelişmeler; İran'ın Filistin krizinin çözümündeki haklı ve etkili yaklaşımı her zamankinden daha fazla ortaya çıkardı.
İran'ın dış müdahalelere karşı çıkması, bölgesel işbirliğine verdiği önem ve İslam dünyasının önemli kapasitelerini kullanmasına dair vurgusu ve yaklaşımı yabancıların komplolarını ve sinsi hedeflerini boşa çıkaracak, dolayısıyla siyasi ortam yaratacak etkili faktörler arasında yer alıyor. Böylece Filistin krizi dahil bölge krizlerinin çözümüne ve istikrarın tesisine katkı sağlayacak./