Irakçi’nin Ürdün gezisi; İran'ın bölgede istikrar için aktif diplomasisi
(last modified 2024-10-17T13:23:25+00:00 )
Ekim 17, 2024 16:23 Europe/Istanbul
  • Irakçi’nin Ürdün gezisi; İran'ın bölgede istikrar için aktif diplomasisi

Bölge ülkelerinde hakim olan eylemsizlik ortamında Siyonist rejimin saldırılarına karşı koyma sorumluluğunu üstlenen İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Irakçi’ bölgesel istişarelerinin 7. Durağında , İsrail'in yanı başındaki Ürdün'e gitti.

Bölgesel ziyaretlerini devam eden Abbas Irakçi, üst düzey Ürdünlü yetkililerle görüşmek ve fikir teatisinde bulunmak üzere bu ülke yetkililerin resmi karşılamasıyla Amman'a gitti. Ürdün, İran'ın Gazze ve Lübnan'daki savaşı durdurmaya yönelik diplomatik çabalarının devamı doğrultusunda İran dışişleri bakanının bölgesel gezilerinin 7. durağı oldu. Diplomatik bir heyet başkanlığında çarşamba sabahı Ürdün'e giden Seyyid Abbas Irakçi, aralarında Ürdün Kralı ve Dışişleri Bakanı'nın da bulunduğu ülkenin üst düzey yetkilileriyle görüştükten sonra Çarşamba akşamı Mısır'ın başkenti Kahire'ye doğru yola çıktı. İran dışişleri bakanı daha önce Lübnan, Suriye, Suudi Arabistan, Katar, Irak ve Umman'ı ziyaret ederek bu konuda özel istişarelerde bulunmuştu. Irakçi’nin gündeminde Ürdün'ün ardından Mısır ve Türkiye'ye ziyaretler yer alıyor.
Bölgedeki alevlenen durumun çalkantısında İran’ın Gereçek Vaad2 operasyonu ardından Tel Aviv’in olası herhangi bir saldırısına daha güçlü tepki vermesine karşı caydırıcı askeri desteğe paralel olarak İran dışişleri bakanının son dönemde bölgedeki Arap ve İslam ülkelerinin başkentlerine yaptığı bölgesel geziler, Tahran'ın sürekli ve aralıksız diplomasisini gösteriyor.
Bu geziden önce Irakçi, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile Gazze'de devam eden soykırımın ve Lübnan'daki Siyonist rejimin saldırganlığının neden olduğu felaket insani duruma değinen telefon görüşmesinde İsrail rejiminin suç ve saldırılarının durdurulması, Lübnan ve Gazze'ye insani yardım gönderilmesi amacıyla Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nden bu uluslararası örgütün tüm kapasitelerini kullanmasını istedi.
Irakçi, İran'ın bölgede barış ve istikrarın korunmasının gerekliliği konusundaki ilkeli tutumunu yinelerken İran İslam Cumhuriyeti'nin, Siyonist rejimin her türlü macerasına kararlı ve pişman edici bir karşılık vermeye tamamen hazır olduğunu, bölgenin barış ve güvenliğini korumak için de topyekûn çaba gösterdiğini belirtti. 
Dışişleri bakanı Irakçi, bölgede güvensizliğin yayılmasının sonuçlarının sorumluluğunun bu rejime ve onun ana destekçisi Amerika Birleşik Devletleri'ne ait olacağını vurguladı. Bu istişare ve geziler, dış politikanın dinamiklerini ve saha ile diplomasi arasındaki derin bağı gösteren bölgenin çalkantılı ve hassas atmosferinde gerçekleşti.
Bu arada İran'ın komşuları da Amerika'yı Siyonistlere baskı yapmaya ikna etme çabalarını artırdılar. Bölgenin şartları öyle ki, belki de bölge ülkeleri açısından bu savaşta ve tehlikede tarafsızlık politikası çok geçerli bir seçenek değil.
Gazze'deki soykırımın durdurulması, işgal rejiminin Lübnan'a yönelik saldırganlığının sona erdirilmesi ve bölgede savaş kışkırtmasının engellenmesi için bölge ülkelerinin tamamı ellerinden geleni yapma sorumluluğuna sahiptir.
Bazı gözlemcilere göre Abbas Irakçi’nin bu günlerdeki bölgesel gezileri, "diplomasisi mekiği" veya "gidiş-dönüş" diplomasisi olarak bilinen ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger'ın 1970'lerde “Yom Kippur Savaşı” sırasında Batı Asya'ya yaptığı gezileri anımsatıyor olabilir. Batı Asya geleneksel olarak çeşitli bölgesel ve bölge dışı rakiplerin rekabetine sahne olmuştur; bugün bölgedeki asıl çatışma kurallar ve "gündem" savaşıdır. Meydanın bir tarafında Soğuk Savaş sonrası Amerika'nın zayıflayan düzeni, diğer tarafında ise İran merkezli direniş ağının düzeni yer alıyor.
Bu mücadelede ve dış politikasının yöneliminde İran, 13. Hükümetin bölgesel diplomasisinin bir uzantısı olan 14. Hükümetin bölgesel politikası olan stratejisinde, küresel ve bölgesel ilişkilerde diğer bölgesel aktörlerle çatışma, kriz ve nihayetinde savaş olmadan güç, çıkar ve ulusal güvenliğin sağlanmasına dayanmaktan yararlanıyor. /