Dışişleri Sözcüsü: Siyonist rejime yanıt verme çerçeve ve modellerimiz bellidir
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, bugün düzenlediği basın toplantısında gündemdeki son gelişmeleri değerlendirdi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, İran’ın Irak toprakları üzerinden Siyonist rejime yanıt vereceğine dair çıkan haberlerle ilişkin olarak “Ülkelerin ulusal egemenliği ve toprak bütünlüğünü desteklemek bizim için bir ilkedir. Siyonist rejimin saldırılarına verdiğimiz cevapların çerçevesi bellidir ve bu rejimin saldırılarına yanıt vermek için tüm maddi ve manevi imkânlarımızı kullanıyoruz." ifadesini kullandı.
Bekayi, "Geçen hafta, gazetecilere yönelik şiddetin sona erdirilmesi için Dünya Günü'ne denk geliyordu. Ne yazık ki, bu yıl boyunca gazeteciler, işgal altındaki topraklar ve Lübnan’da en ağır cinayetlere maruz kaldılar. Dünya kamuoyunu bilgilendirmek uğruna hayatlarını kaybeden tüm özgür ve cesur gazetecileri saygıyla anıyoruz." dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bekayi ayrıca, geçen hafta diplomasi organının aktif olduğunu belirterek, Dışişleri Bakanı Irakçi'nin Suudi Arabistan, Endonezya ve Katar dışişleri bakanlarıyla telefon görüşmeleri yaptığını ve bölgesel meseleler hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.
Bekayi ayrıca Dışişleri Bakanı Irakçi'nin Pakistan'ı da ziyaret edeceğini ifade etti.
Kendisine "Gazze ve Lübnan’da ateşkes olursa İran, Siyonist rejime saldırıdan vazgeçer mi?" şeklinde yöneltilen bir soruya yanıt olarak şöyle dedi: “Her türlü saldırıya karşı tepkimiz kesin ve kararlıdır.”
İsmail Bekayi açıklamalarının devamında şunları ifade etti: “Şu anda asıl sorun, Gazze'deki soykırım ve Lübnan'daki saldırıların devam etmesidir. Bu durum sürdüğü sürece, bölge daha fazla güvensizlik ve savaşın yayılması tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Siyonist rejimin işlediği suçların durdurulması için bölgesel ve bölge ötesindeki tüm girişimleri destekledik.”
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, "tetik mekanizması"yla ilgili iddialara da dikkati çekerek, "Tüm senaryoları değerlendirdik ve kendi tepkimiz konusunda kararımızı verdik. Birleşmiş Milletler kararının mekanizmalarına başvurmak için hiçbir bahane yok. İran, nükleer anlaşmadaki (KOEP) taahhütlerine sadık kalmaya devam etti ve İran'ın aldığı tedbirler, Amerika'nın tek taraflı olarak anlaşmadan çekilmesine karşılık olarak, anlaşma çerçevesinde gerçekleştirildi." dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Almanya'daki İran Başkonsolosluklarından bazı çalışanların (32 kişi) sınır dışı edilmesine dair çıkan haberlerle ilgili olarak, şu ana kadar böyle bir sınır dışı işleminin gerçekleşmediğini belirtti. Son birkaç gün içinde Tahran ve Berlin'de sürekli temaslar yapıldığını ve Almanya hükümetinin bu adımının hiçbir şekilde mazur görülemeyeceğini netleştirdiklerini ifade etti.
Sözcü, Almanya'nın birinci olarak İran'ın yargı yetkisine giren ve ikinci olarak Almanya pasaportu bulunan bir İran vatandaşıyla ilgili olan bu konuya karşı verdiği tepkinin gerekçesiz olduğunu belirtti. Bu kişinin birçok terör suçuna karıştığını, bunlardan birinin Şiraz'da gerçekleştirilen ve 14 kişinin şehit olmasına, 200 kişinin yaralanmasına yol açan bir terör saldırısı olduğunu söyledi.
Bekayi sözlerinin devamında, İran İslam Cumhuriyeti yasalarına göre bu suçun incelendiğini ve yargı sürecinin adil ve şeffaf bir şekilde, mağdur ailelerinin de katılımıyla gerçekleştirildiğini vurguladı.
Umman Dışişleri Bakanı'nın Tahran’a yaptığı ziyarete ilişkin haberi doğrulamayan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bekayi ayrıca, İran ile ABD arasında belirli bir kanal olan ABD’nin Çıkarlarını Koruma Ofisi aracılığıyla iletişim kanallarının bulunduğunu ve çeşitli dönemlerde kullanıldığını belirtti.
Sözcü, İran ile ABD arasında dolaylı görüşmelerin nükleer konuyla ilgili olduğunu, ancak son iki üç haftada yaşanan olayların ardından fiilen askıya alındığını ekledi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, İran ve Türkiye sınırında uyuşturucu maddelerin ele geçirilmesine ilişkin bir soruya yanıt olarak, uyuşturucu meselesinin kendileri ve bölgedeki ülkeler için bir sorun olduğunu, İran'ın, önemli uyuşturucu üreticilerinden biriyle komşu olduğunu ifade ederek, son 10 yıllar içinde uyuşturucu kaçakçılarına karşı mücadelede en fazla şehit veren ülkenin İran olduğunu vurguladı.
Sözcü, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadelelerinin ciddi ve kapsamlı olduğunu, bölgedeki ülkelerle iş birliğini artırmaları gerektiğini ve Türkiye'nin komşu ülkelerden biri olduğunu söyledi. Bu konunun, güvenlik ve asayiş işbirlikleri çerçevesinde ele alınması gerektiğini ve bu konuda ciddi önlemler alınması gerektiğini dile getirdi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Siyonist rejime yönelik silah ambargosu hakkında, böyle bir girişimi mutlaka destekleyeceklerini belirtti.
İranlı üst düzey diplomat, Mısır ve Türkiye'nin Gazze konusunda iki yüzlü tutumları ile Türkiye'deki limanlarda İsrail gemilerinin demirlemesiyle ilgili bir soruya yanıt verirken, "Hiçbir ülkenin yetkilileri tarafından doğrulanmamış medyada çıkan haberler üzerinden tahminlerle pozisyon almayalım." dedi./