Netanyahu son konuşmasında İran'la ilgili nasıl bir plan ortaya koydu?
Parstoday- Son bir yılda Gazze ve Lübnan'a saldırarak onbinlerce masum insanı katleden Siyonist rejimin başbakanı, İran toplumuna gönderdiği bir mesajda üstü kapalı olarak İsrail ile savaşmayı bırakmalarını istedi.
Siyonist rejimin Başbakanı Binyamin Netanyahu son zamanlarda yayınladığı bir video mesajında, eşi benzeri görülmemiş bir şekilde "Kadın, Yaşam, Özgürlük" sloganıyla iki yılı aşkın bir süredir İran'daki ayaklanmaların sona eren Batı projesini anarak İran'daki Batı eğilimli insanları etkileme umuduyla bir mesaj gönderdi.
Netanyahu bu mesajında "Kadın, yaşam, özgürlük!" ifadesini dile getirerek örtülü bir şekilde İran halkından yollarını değiştirmelerini istedi.
Bu mesaj, özellikle bu gürültülü projenin sloganına doğrudan gönderme yapması nedeniyle İran'da kısa sürede yaygın tepkilere neden oldu.
Batı ve Siyonist rejimin İran'a müdahale çabaları
Parstoday'in haberine göre son yıllarda Amerika, İngiltere, Almanya, Fransa'nın yanı sıra Siyonist rejimin de aralarında bulunduğu bazı batılı ülkeler, İran'a baskı uygulama ve kaos çıkarma yönünde koordineli planlar yapıyor.
Bu ülkeler ekonomik konulara odaklanarak koşulları huzursuzluk yaratmaya uygun bir platform sağlayacak şekilde tasarlamaya çalıştılar.
Hş takvimle Şehriver 1401'de Kürt etnik grubuna ve dini azınlıklara mensup İranlı bir kız olan Mahsa Emini'nin polis gözetiminde ölümü, söz konusu ülkelerin medya ve istihbarat teşkilatları için bu kızın öldürüldüğüne dair medyanın yalan haberler İran'da bir huzursuzluk dalgasının tetiklenmesi için bir fırsat oluşturdu.
Aslında bu olay, Batı ülkelerinin medya programlarının ve ortak operasyonlarının uygulanmasının koşullarını sağladı ve bazı uluslararası kanalların geniş çapta ve bilinçli olarak protestoları başlatması, teşvik etmesi ve propaganda yapması için bir bahane haline geldi.
Kapsamlı propagandaya ve Batı bağlantılı medyanın çabalarına rağmen protestolar hızla sona erdi ve İranlıların sahadaki geniş varlığı, protestocular arasında teröristlerin ve İsrail destekli silahlı güçlerin bulunmasından kaynaklanan bu ayaklanmaların kapsamını daraltmayı başardı.
Lübnan'ın El Meyadin kanalı bunun hakkında şunu yazdı:
"İran'daki ayaklanmalarda rol oynayan taraflar arasında Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya, Kanada, Belçika, Avusturya, Avustralya, İzlanda, İtalya ve Siyonist rejim yer aldı."
Netanyahu'nun son mesajına sosyal medyadan gelen tepkiler; "İsrail'in Açığa Çıkan Planı"
Netanyahu'nun son dönemde İran halkına yönelik bu mesajı, İranlılar tarafından alay konusu olmasına rağmen, sosyal medyada yaygın tepkilere yol açtı.
X platformundaki İranlı kullanıcılar bu mesajın Siyonist rejimin komplolarını ve İran'da kaos yaratma planlarını açığa vurduğu şeklinde yorumladı.
Siyasi aktivist olan "Hüseyin İbrahimi" isimli kullanıcılardan biri şunları yazdı:
"Bu necis katil, bu şeytani iblis bu gece kadınlardan, hayattan ve özgürlükten bahsetti. Şeytanın gerçek yüzü ortaya çıktı ve herkes için hüccet tamamlandı."
Bu sosyal kullanıcı Netanyahu'nun sözlerini, Siyonist rejimin İran'daki huzursuzluktaki rolünün açık bir işareti olarak değerlendirdi.
X sosyal medyanın bir diğer İranlı kullanıcısı "Mustafa Gorci" de Siyonist rejimin Başbakanı'nın açıklamalarını, bu rejimin direniş güçleri karşısında yenilgiye uğratılmasının ve Netanyahu'nun İran'daki isyan sırasında yüzündeki maskenin kaldırılmasının bir işareti olarak değerlendirerek şunu yazdı:
"Netanyahu nihayet maskesini çıkardı ve kadın, hayat ve özgürlük isyanlarına katıldı. Kuzey cephesindeki yenilgi ve ardı ardına gelen başarısızlıklardan sonra artık popülist sloganlara yöneldi. Bundan sonra tesettür konusunda İsrail'in parmak izleri bulunacak."
"Kadın, Hayat ve Özgürlük" projesinin Siyonist rejimin dış politikasındaki rolü
İranlı kullanıcıların ve analistlerin Netanyahu'nun mesajına tepkisi çoğunlukla Siyonist rejimin ve bazı Batılı hükümetlerin isyan hareketinin "Kadın, Hayat, Özgürlük" sloganlarını öne çıkarması üzerine yoğunlaşarak İran'daki bu toplumsal talepleri, özellikle Batı Asya'daki son gelişmeleri dikkate alarak ve Z kuşağına odaklanarak siyasi ve güvenlik hedeflerini ilerletmek için bir araç olarak kullanmaya çalışıyorlar.