Batılıların İran’ın Nükleer Programına Yönelik Suçlamaları ve Yalanları
(last modified Sat, 08 Mar 2025 12:30:05 GMT )
Mart 08, 2025 14:30 Europe/Istanbul
  • Batılıların İran’ın Nükleer Programına Yönelik Suçlamaları ve Yalanları

İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Irakçi, Batılıların İran’ın nükleer programına yönelik suçlamalarına ve yalanlarına tepki göstererek, "İran'ın barışçıl nükleer programı askeri saldırılarla yok edilemez." dedi.

Seyyid Abbas Irakçi, Cuma günü (7 Mart), İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkelerin dışişleri bakanları toplantısı kapsamında Cidde'de Fransız haber ajansına verdiği röportajda, "Trump yönetimi maksimum baskı politikalarını sürdürdüğü sürece, İran nükleer programıyla ilgili ABD ile müzakerelere yeniden başlamayacaktır." ifadelerini kullandı. 
İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanı Seyyid Abbas Irakçi ayrıca, "İran’ın nükleer programı askeri saldırılarla yok edilemez, bu bir teknolojidir ve bu teknolojiye ulaşmış bulunuyoruz. Zihinlerde ve beyinlerde yer etmiş bir teknolojiyi bombalamak mümkün değildir." dedi. 
İran İslam Cumhuriyeti, ABD ve Batı’nın taahhütlerini yerine getirmemesi ve verdikleri sözlerden dönmesine rağmen, barışçıl nükleer programını geliştirmeye devam etmekte ve uluslararası topluma olan bağlılığını ve sorumluluğunu kanıtlamaktadır. 
ABD ve müttefikleri, İran’ı nükleer silah elde etmeye çalışmakla suçlarken, İran yetkilileri bu suçlamaları sürekli olarak reddetmiş ve İran’ın nükleer programının tamamen barışçıl olduğunu vurgulamıştır. 
İran, BERCAM olarak bilinen kapsamlı ortak eylem planı müzakereleri sürecinde ve ABD’nin 2018 yılında hiçbir sebep göstermeden nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilmesinin ardından da diyalog ve diplomatik çözümler temelinde barışçıl yaklaşımını sürdürmüştür. Buna karşılık, ABD ve İngiltere, Fransa, Almanya’dan oluşan Avrupa troykası taahhütlerine aykırı bir tutum sergileyerek İran’ın barışçıl nükleer programına karşı suçlamalar ve yalanlar yaymaya devam etmektedir. 
İran İslam Cumhuriyeti, haksız ve yasa dışı ABD yaptırımlarının kaldırılması amacıyla müzakerelere katıldığını defalarca açıklamış ve İran’ın çıkarlarını somut şekilde güvence altına alacak, yaptırımlar etkili bir şekilde kaldırılmadan ve gerekli garantiler sağlanmadığı sürece yeni bir anlaşmaya varılmayacağını vurgulamıştır. 
İran, ABD’nin aşırı taleplerine boyun eğmeyeceğini defalarca vurgulamış ve Avrupa taraflarının yükümlülüklerini yerine getirmekteki gecikmeleri nedeniyle, nükleer taahhütlerini BERCAM nükleer anlaşma çerçevesinde beş aşamada azaltma adımları atmıştır. Bunlar arasında, BERCAM anlaşmasında belirlenen zenginleştirilmiş uranyum ve ağır su stoklarıyla ilgili üst sınırların kaldırılması da yer almaktadır. 
Müzakerelerin devamı ve bir anlaşmaya varılması açısından İran için en önemli konu, Batılı tarafın taahhütlerini yerine getirmesidir. Ancak şimdiye kadar ABD ve Avrupa troykası bu yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınmıştır. Bunun yanında, Beyaz Saray'a bağlı medya organları da İran’ın barışçıl nükleer programına karşı olumsuz propaganda yapmaya devam etmektedir. 
ABD'nin yaptırımları sürdürmesi, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nda (UAEA) İran aleyhinde kararlar çıkarması ve İran’a karşı maksimum baskı politikalarını diplomasiyle birlikte yürütmesi, Washington'un güven artırıcı adımlar atmadığını göstermektedir. Aksine, bu tutum, ABD’nin müzakerelerde aşırı taleplerde bulunduğunu ve BERCAM’ı aşan isteklerde bulunduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Ancak İran Dışişleri Bakanı’nın da belirttiği gibi, İran’ın nükleer programı askeri saldırılarla da durdurulamaz. 
İran, uluslararası platformlarda ABD ve Batılı müttefiklerinin İran karşıtı propagandalarına ve barışçıl nükleer programı hakkındaki yalanlarına karşı mücadele etmeye devam etmektedir. 
İran Dışişleri Bakanı’nın açıklamaları, İran’ın stratejik yeteneklerini savunma ve koruma kapasitesinin yüksek olduğunu ve Batılı ülkelerin yürüttüğü propaganda savaşlarının İran’ın bu alandaki ilerleyişini sekteye uğratamayacağını ortaya koymaktadır. 
İran’ın nükleer teknolojisi yerli ve milli kabiliyetlere dayanmaktadır ve bu gelişim asla durdurulmayacaktır.