“İsrail’in dostlarına güvenmiyoruz!” İran neden Tahran-Washington müzakerelerinde BAE’ni sildi?
İranlı bir uzman, BAE'nin İsrail ile yakın ilişkilerinin, ABD'nin mektubuna cevap vermedeki güvensizliğin en önemli nedeni olduğunu belirtti.
ParsToday - İranlı bir uzman, Birleşik Arap Emirlikleri'nin Siyonist rejimle yakın ilişkilerinin, İran'ın Amerika'nın İran ile müzakereler için gönderdiği mektuba cevap vermemesindeki en önemli güvensizlik nedeni olduğunu belirtti.
Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı'nın diplomatik danışmanı Enver Gargaş, bir süre önce resmi bir heyetin başında Tahran'a gelerek İran Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Arakçi ile görüştü. Gargaş bu görüşmede, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump tarafından İslam Devrim Lideri İmam Hamenei’ye gönderilen mektubun metnini İran Dışişleri Bakanı'na teslim etti.
ParsToday'in haberine ve "Haber Online" sitesine göre, siyasi analist Resul Selimi bir analizinde şunları yazdı: İran'ın Trump'ın mektubuna BAE aracılığıyla cevap vermemesinin en önemli nedenlerinden biri, bu ülkenin Siyonist rejimle yakın ilişkileri nedeniyle duyulan güvensizliktir. BAE daha önce Abraham Anlaşmaları'nı imzalayarak İsrail ile ilişkilerini normalleştirmişti ki bu, Tahran'ın bakış açısına göre bölgedeki asıl düşmanıyla aynı safta olmak anlamına geliyor ve bu ilişkiler, Abu Dabi'nin Tahran için tarafsız bir arabulucu olamayacağı anlamına gelmektedir.
- BAE'nin Arabuluculukta Sınırlı ve Güvenilmez Geçmişi
Selimi şunları ekledi: İran ve ABD arasında arabuluculuk konusunda uzun ve başarılı bir geçmişe sahip olan Umman'ın aksine, BAE'nin bu alanda pek deneyimi yoktur ve daha çok bir diplomatik aracıdan ziyade bir ekonomik aktör olarak tanınmaktadır. Uzmanlar, Trump'ın mektubunu iletmek için BAE'nin seçilmesinin muhtemelen Abu Dabi'nin İran nezdindeki konumundan ziyade Washington ile yakın ilişkileri nedeniyle olduğunu söylüyorlar. Aslında, BAE son on yıllarda İran ile bölgesel rekabetlere, özellikle Büyük Tunb, Küçük Tunb ve Bumusa’dan oluşan üç ada üzerindeki anlaşmazlıklara daha çok dahil olmuştur.
- İç Siyasi ve Stratejik Mülahazalar
Söz konusu siyasi uzmana göre, İran'ın BAE'yi kullanmama kararı iç mülahazalardan da kaynaklanmaktadır. Trump'ın askeri tehditleri ve nükleer gerilimlerin haberlerin ön sıralarında yer aldığı bir ortamda, İsrail'e yakın bir ülkeyle herhangi bir işbirliği, İran içinde siyasi eleştirilere yol açabilir.
- Umman'ın Tarafsızlığı ve Bağımsız Dış Politikası
Analizde şu ifadelere yer verildi: Umman, BAE'nin aksine tarafsız bir dış politika izlemekte ve bölgesel rekabetlere karışmaktan kaçınmaktadır. Bu ülke sadece İran ile ilişkilerini sürdürmekle kalmamış, aynı zamanda Abraham Anlaşmaları gibi İran karşıtı ittifaklara katılmaktan da kaçınmıştır. Bu tarafsızlık, Umman'ın Hürmüz Boğazı'ndaki coğrafi konumuyla güçlenmektedir ki buranın istikrarı hem İran hem de ABD için hayati öneme sahiptir. Bu siyasi uzman, Umman'ın sahip olduğu konumu nedeniyle gerginlikleri azaltmak için güçlü bir motivasyonu olduğunu ve bu motivasyonun diplomatik itibarını artırdığını savunmaktadır.
- İran ile Tarihi İlişkiler ve Karşılıklı Güven
Selimi sözlerine şöyle devam etti: İran ve Umman arasındaki ilişkiler İslam Devrimi öncesine dayanmaktadır ve yaptırımlar döneminde bile korunmuştur. Umman, İran-Irak Savaşı sırasında tarafsız kalmış ve Tahran'ın Arap ülkeleriyle ilişkilerini iyileştirmesine yardımcı olmuştur. Bu karşılıklı güven, Umman'ı İran için doğal bir seçenek haline getirmiştir.
Siyasi analist Resul Selimi, Umman'ın BAE yerine tercih edilmesinin, İran'ın dolaylı diplomaside bağımsızlığını koruma stratejisinin bir parçası olduğunu belirtti. İran'ın bu kararla, Amerika veya müttefikleri tarafından dayatılan kanallara boyun eğmeyeceğini gösterdiğini ve bunu Amerika'nın baskılarına karşı eşit bir duruş sergilemeyi hedefleyen "aktif diplomasi" olarak gördüğünü ifade etti./