İran ile ABD Arasında “İyi Bir Anlaşma” Mümkün mü?
Pars Today – Amerikalı bir siyasetçi kaleme aldığı yazıda, Washington’un İran’la nasıl bir anlaşmaya varabileceğini değerlendirdi.
ABD’nin eski Başkanı Barack Obama döneminde İran’a yönelik ekonomik yaptırımların mimarlarından olan ve şu anda Kolombiya Üniversitesi Küresel Enerji Politikaları Merkezi direktörlüğünü yürüten Richard Nephew, Foreign Affairs dergisinde yayımlanan yazısında İran ile ABD arasında dolaylı görüşmeler yoluyla “iyi bir anlaşma”nın mümkün olup olmadığını ele aldı.
Nephew yazısında, Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü sonrasında Tahran ve Washington’un karşılıklı ve istikrarlı biçimde bir anlaşmaya ilgi gösterdiklerini, tarafların böyle bir sonuca ulaşmak için net motivasyonlara sahip olduğunu belirtiyor.
Yazıya göre, taraflar şimdiye dek birkaç müzakere turunda olası anlaşma çerçeveleri çizmiş durumda: Trump yönetimi, Ortadoğu’ya stratejik istikrarı yeniden kazandırmak ve Trump’ın “anlaşma yapıcı” imajını güçlendirmek istiyor. Öte yandan İran, hâlâ ABD yaptırımlarının baskısı altındayken, ekonomik toparlanma ve bölgedeki müttefiklerinin zayıflamasının ardından gerilimin azaltılması arayışında.
Nephew ayrıca taraflar arasındaki kalıcı anlaşmazlıklara ve müzakereleri zorlaştırabilecek sorunlara değinerek şu ifadeleri kullandı:“Trump her ne kadar nükleer meseleyi hızla çözmek istediğini söylese de, iki taraf arasında yıllardır süregelen temel meseleler, bu süreci zorlaştıracaktır.”
İran ve ABD şu ana dek Umman’ın ara buluculuğunda beş tur dolaylı görüşme gerçekleştirdi. Her iki taraf da görüşmeleri genel olarak yapıcı olarak değerlendirdi. Muskat yönetimi, bu turlarda anlaşmazlıkların çözümüne yönelik bazı öneriler sunmuş durumda.
Ancak ABD’li yetkililer özellikle üçüncü turun ardından, İran’ın Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’na (NPT) taraf olan bir ülke olarak uranyum zenginleştirme hakkı olmadığını savundu ve İran’ın nükleer enerji ihtiyacını üçüncü ülkelerden yakıt ithal ederek karşılayabileceğini iddia etti.
İran İslam Cumhuriyeti ise, barışçıl nükleer enerjiye sahip olma ve zenginleştirme hakkının müzakereye açık olmadığını belirterek, nükleer programını korumakta ve her türlü saldırgan girişime karşı güçlü şekilde savunacağını vurguluyor.