İsfahan Ulu Camii: İnancın ve Mimari İhtişamın Canlı Bir Anlatısı
https://parstoday.ir/tr/news/iran-i283006-İsfahan_ulu_camii_İnancın_ve_mimari_İhtişamın_canlı_bir_anlatısı
Parstoday – İsfahan Ulu Camii, İran’ın en önemli dini ve mimari yapılarından biridir. Bu cami, bin yılı aşkın süredir İslam sanatını, siyasi tarihi ve manevi dönüşümü bünyesinde barındırmaktadır.
(last modified 2025-09-20T05:49:26+00:00 )
Eylül 20, 2025 08:29 Europe/Istanbul
  • İsfahan Ulu Camii: İnancın ve Mimari İhtişamın Canlı Bir Anlatısı

Parstoday – İsfahan Ulu Camii, İran’ın en önemli dini ve mimari yapılarından biridir. Bu cami, bin yılı aşkın süredir İslam sanatını, siyasi tarihi ve manevi dönüşümü bünyesinde barındırmaktadır.

  • İnşa ve Gelişim

İsfahan Ulu Camii, 8. yüzyılda inşa edilmiştir. Parstoday’in Press TV’ye dayandırdığı habere göre, yüzyıllar içinde şehrin genişlemesiyle birlikte cami de sade bir "şebistan" (kapalı ibadet salonu) yapısından dört eyvanlı görkemli bir komplekse dönüşmüştür. Bu mimari gelişim, daha sonraki İran camileri için model teşkil etmiştir.

  • Bin Yıllık Mimari Evrim

İlk etapta cami, Arap şebistanı planında yapılmıştı: dikdörtgen bir salon, alçı sütunlar, düz bir tavan, açık bir avlu ve bir minare. Abbasiler döneminde, cami hem dini hem bilimsel bir merkez haline gelmiş, binlerce kitaplık bir kütüphaneye ev sahipliği yapmıştır. Ünlü tarihçi İbnü’l-Esîr, bu camiyi zamanının en büyük ve en güzel camilerinden biri olarak tanımlar. Ancak cami, 1121 yılında çıkan bir yangında ağır hasar görmüştür.

Caminin mimarisinde esaslı değişiklik, Selçuklu döneminde (11. ve 12. yüzyıllar) ve 1051 yılında İsfahan’ın başkent ilan edilmesiyle başlamıştır. Kuzey ve güney yönlerine iki büyük kubbe eklenmiştir: Güney kubbesi, Hâce Nizâmülmülk; kuzey kubbesi ise Tâcü’l-Mülk tarafından yaptırılmıştır. Güney kubbe, ana mihrap alanını barındıran ve Sasani tarzı dört eyvan planında inşa edilmiştir. Kuzey kubbe ise geometrik tuğla işçiliği, çift kabuklu yapısı ve hassas ağırlık dağılımıyla Selçuklu mimarisinin zarafetini yansıtır.

İsfahan Ulu Cami

 

1120’li yıllarda, ilk şebistan planı yerini dört eyvanlı plana bırakmıştır. Bu tasarımda, avlunun dört bir yanındaki yüksek eyvanlar iç ve dış mekânları bütünleştiriyor ve ibadetlerin merkezi avluya taşınmasını sağlıyordu. Bu plan, İran cami mimarisinde kalıcı bir örnek haline gelmiştir.

  • Sonraki Hanedanların Katkıları

İlhanlılar döneminde, batı eyvanı, 1310 yılında vezir Muhammed Savi tarafından inşa edilen alçı mihraplı bir şebistana dönüştürülmüştür. Mihrabın üzerindeki sülüs hattı ile yazılmış kitabeler, Hz. Ali ve Ehl-i beytin 12 imamından (a.s) bir hadis içermektedir.

14. yüzyılın sonlarında, Muzafferiyan doğu cephesine küçük bir medrese eklemiş, Timuriler ise camiye renkli çinilerle yeni bir estetik kazandırmıştır. 1447 tarihli bir vakfiye kitabesi, caminin kışlık bölümünde yer almakta ve Sultan Muhammed Bahadır’ın adını taşımaktadır.

Safevîler, 1590’lardan önce camiye sır kaplama çiniler, mukarnas süslemeler ve ince minareler gibi birçok estetik dokunuş eklemiştir. Şah I. Tahmasb’ın kitabeleri, Şii inancının vurgusunu taşımaktadır. Ancak Nakş-ı Cihan Meydanı’na inşa edilen İmam Camii ile birlikte şehrin dini merkezi değişmiş ve Ulu Camii ikinci planda kalmıştır.

  • Mimari Değer ve Kültürel Miras

İsfahan Ulu Camii yalnızca bir ibadet mekânı değil, aynı zamanda İran mimarisindeki yeniliklerin canlı bir müzesidir. Yaklaşık 17.000 metrekarelik bir alana sahip olan bu caminin 2500 metrekarelik merkezi avlusu vardır.

Bu caminin farklı dönemlerde yapılan bölümleri, 8. yüzyıl şebistanı, Selçuklu kubbeleri, İlhanlı mihrabı, Timuri çinileri, siyasi güç, sanatsal yaratıcılık ve dini kimliğin dinamik etkileşimini yansıtır.

Dört eyvanlı planın ilk örneklerinden biri olan bu cami, Tebriz Mavi Camii ve İsfahan İmam Camii gibi yapıları da etkilemiştir. Çift kabuklu kubbeler, sadece İran değil, Batı Asya, Güney Asya ve Orta Asya mimarisinde de etkili olmuştur.

2012 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınması, bu caminin İslam mimarisindeki eşsiz konumunu tescillemiştir. Bugün hâlâ, İsfahan Ulu Camii, bu kadim şehrin kültür, inanç ve mimari zekânın kesişim noktası olma özelliğini taşımaktadır. Her tuğlası, estetiğin, bağlılığın ve yaratıcı ruhun bir hikâyesini anlatır./