Şiraz’ın Tarihi Camileri; Işık, Renk ve Maneviyatın Sahnesi
https://parstoday.ir/tr/news/iran-i284290-Şiraz’ın_tarihi_camileri_işık_renk_ve_maneviyatın_sahnesi
Parstoday – İran’ın derin tarihinin kalbinde, Şiraz şehri İran kültürünün canlı bir hazinesi gibi parlıyor; onun manevi ruhu, sadece ibadet mekânları olmaktan öte mimari şaheserler olan camilerinde akıyor.
(last modified 2025-10-13T04:45:41+00:00 )
Ekim 13, 2025 06:40 Europe/Istanbul
  • Şiraz’ın Tarihi Camileri; Işık, Renk ve Maneviyatın Sahnesi

Parstoday – İran’ın derin tarihinin kalbinde, Şiraz şehri İran kültürünün canlı bir hazinesi gibi parlıyor; onun manevi ruhu, sadece ibadet mekânları olmaktan öte mimari şaheserler olan camilerinde akıyor.

Şiraz’da farklı yüzyıllarda inşa edilmiş yapılar, sanatsal dönüşümün, dini coşkunun ve zamanla süregelen diyalogların etkileyici bir anlatısını sunar. Parstoday’in PressTV’ye dayandırdığı habere göre; İslam’ın kadim köklerini yansıtan eski Cuma Camii’nden, ışık ve rengin şiirsel bir oyunuyla tanınan ve Kaçar dönemi mücevheri olan Nasirü’l-Mülk Camii’ne kadar, Şiraz’ın dini mimarisi izleyeni benzersiz bir yolculuğa çıkarır.

Her cami, kendi estetik özellikleri ve tarihsel anlatısıyla Şiraz’ın zengin dokusunun bir parçasıdır; bu şehir yalnızca bahçeleri ve şiiriyle değil, İslam sanatı ve maneviyatın önde gelen merkezlerinden biri olarak da tanınır. Her çini, her kemer, her sütun iman ve yaratıcı dehânin hikâyelerini fısıldar.

Eski Şiraz Cuma Camii

Şiraz’ın Eski Cuma Camii, bazen Atik Camii olarak da adlandırılır, bu şehrin manevi ve mimari tarihinde temel taşlardan biridir. M.S. 894 / H. 281’de Sapa’riyân (Saffarîler) döneminde inşa edilen bu yapı, İran’daki en eski İslam eserlerinden biridir. Eşsiz mimarisiyle, bu mukaddes mekân özel bir konuma sahiptir.

Bu camide en dikkat çeken bölüm “Ḵudây‑ḫāne” ya da “Darü’l‑Meṣḥef” olarak bilinen kare biçimli gizemli yapıdır. 8. yüzyılda Şeyh Ebû İshâk İnco döneminde, ünlü şair Hâfız’la çağdaşlık eden bu yapı, avlunun ortasında yer almıştır.

Bazen “İkinci Kâbe” olarak nitelendirilen bu yapı; Kur’ân’ın okunduğu, yazıldığı ve korunduğu mukaddes bir mekândır. Köşelerinde dört minaresi vardır, taş ve beton işçiliğiyle caminin geniş avlusunda ibadet ve ilmî derinlik sunar.

Caminin kuzey girişi “On İki İmam Kapısı” (Darü’l‑İmâmeler Kapısı) olarak bilinir; Şiî İmamların isimlerini içeren çinilerle süslüdür. Bu bölüm, Safevî döneminde yapılan büyük onarımların eseridir; mukarnas kemerler ve mozaik kitabeler, farklı dönemlerde kutsal sanatların sürekli desteklenmesini gösterir.

Nasirü’l‑Mülk Camii

Kaçar döneminin benzersiz dev eserlerinden olan Nasirü’l‑Mülk Camii, sadece ibadethane olmanın ötesine geçerek bir renk, ışık ve form senfonisine dönüşmüş; çini süslemelerindeki hâkim pembe tonuyla “Pembe Cami” adıyla da anılır.

Bu camii, Mîrzâ Hasan Ali Han Nasirü’l‑Mülk adına inşa edilmiş ve önde gelen mimar Muhammed Hasan Memâr tarafından on iki yılda tamamlanmıştır. Çini işleri ve mukarnas süslemeleri açısından İran’ın en değerli camileri arasında sayılır. Bu yapı, İslam mimarisindeki süsleme idealizminin doruklarından biridir.

Dış cephesi camiye girerken izleyene nefes kesici bir sunudur. “İnci Tak” (Tak‑ı Motamayez) adı verilen ana giriş, alçak bir eyvan içine yerleştirilmiş, zarif gül ve zambak motifli yedi renkli çinilerle bezenmiştir; Şiraz’ın gül rengine bir selamdır.

Gerçek harika ise caminin batı taraftaki ibadet salonunda ortaya çıkar; sabah ışığı vitray pencerelerden geçerek, İran halıları ve narin çini motifleri üzerindeki kıvrımlara yansıyan bir renk yelpazesi oluşturur. Bu ışık oyunları geçici gökkuşaklarını, bitkisel motifli yüzeylerde dans ettirir ve mekânı sanatî ve manevî açıdan eşsiz bir atmosfere çevirir.

Sonuç olarak, Nasirü’l‑Mülk Camii; estetiği ve sanatkârlığı ile eşsiz bir şaheserdir; Kaçarların görkem arzusuyla ışık özünü ilâhî ve sanatsal bir araç olarak kullanmış bir yapı.

Vekil Camii

Vekil Camii, 18. yüzyılın sonlarında Kârim Han Zend tarafından yaptırılmış olup, o dönemin güçlü ve iddialı mimari vizyonunun somutlaşmış hâlidir. “Vekil” adı, Şiraz’da o dönemdeki kültürel gelişme ve siyasi istikrar dönemini hatırlatır.

Bu cami, mimari bileşenlerindeki ihtişam ve büyüklükle; sanatsal ve tarihsel değeri yüksek bir dini kompleks olarak tanınır.

Mimari tasarımı, şehir içi sınırlamalara akıllıca cevap verir; caminin girişi 90 derecelik açılı bir dizaynla oluşturulmuş olup, geniş avluyu kıble doğrultusuna hizalar ve Vekil Çarşısı ile de uyum gösterir. Bu çözüm, olağanüstü geometrik beceriyi ortaya koyar.

Bina ruhu, iki ana mekânda tezahür eder: Güney Eyvanı altındaki geniş salon, 48 adet tek parça taş sütunla desteklenmiştir; bu sütunlar, gösterişli burmalı motiflerle işlenmiş ve yüksek tuğla tonozları taşır. Kıble yönündeki çini işli mihrabı ise yedi renkli ve etkileyici bir manevi ışık sunar.

Bu salonun yanı sıra bütün mermerden tek blok olarak yapılmış minberi de dikkat çekicidir; 14 basamaklı bu minberin üretimi oldukça masraflıydı; Kârim Han’ın şöyle dediği anlatılır: “Saf altından minber yapmak daha ucuza gelirdi.” Bu söz, o dönemde sanata verilen değeri açıkça gösterir.

Kuzey yönündeki İnci Eyvanı, iki 20 metrelik çinili minare ile çevrelenmiş; doğudaki kış bölümündeki sütunlu yapı da kompleksi tamamlar. Fransız arkeolog Madam Diolafo’e bu camiyi ziyaret ettiğinde, “her bir çini parçası Batı’nın en iyi sanat eserleriyle kıyaslanabilir” demiştir.

Vekil Camii, gerçekten de Zend hanedanının mimari tutkusunun, hem manevi derinlik hem de sanatsal parlaklıkla harmanlanmış kalıcı anıtıdır.

Meşîr Camii

Meşîr Camii, Kaçar döneminin öne çıkan dini yapı örneklerinden biridir ve 19. yüzyılda İran’ın zarif estetik anlayışını simgeler. Bu camii, Abû’l‑Hasan Han Meşîrü’l‑Melk’in isteği üzerine inşa edilmiştir.

Şiraz’ın tarihî Sange‑Siah mahallesinde, Şah‑Çerağ türbesine yakın konumda yer alır ve Şiraz’ın dini turizm cazibe noktalarından biri olma potansiyeline sahiptir. Sanatsal değeri, ince ve özenli çini işçiliğinde kendini gösterir; detaylarıyla göze hitap eden motifler bu camiyi İslam süsleme sanatlarına ilgi duyanlar için özel bir mekân haline getirir.