Pezeşkian: ABD ve Avrupa, İran’ın güvenini kazanmak için samimiyetlerini kanıtlamalı

Parstoday – İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Çarşamba günü Fransa Cumhurbaşkanı ile yaptığı telefon görüşmesinde şunları söyledi: “Samimiyetini kanıtlayıp güven oluşturmaya çalışması gereken taraf İran değil, ABD ve Avrupa’dır; onların samimiyetlerini kanıtlayarak İran İslam Cumhuriyeti’nin güvenini kazanmaları gerekmektedir.”

Parstoday’in Seda ve Görüntü Ajansı’na (IRIB) dayandırdığı habere göre, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkian, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile yaptığı telefon görüşmesinde, Fransız mevkidaşının ABD ile müzakerelere ilişkin açıklamalarına yanıt vererek, Tahran ve Washington arasındaki geçmiş görüşmelere değindi ve şunları belirtti: “İran, defalarca, Devrim Rehberi’nin fetvası ve kendi güvenlik ve savunma doktrini çerçevesinde kesinlikle nükleer silah elde etmeyi hedeflemediğini açıklamıştır. Ne yazık ki, İran’ın sahte gerekçelerle nükleer silah yapma girişiminde bulunduğu iddiasıyla artan baskı ve yaptırımlara maruz kaldığını görüyoruz.”

Pezeşkian şöyle devam etti: “İran İslam Cumhuriyeti’nin temel yaklaşımı şudur: Yanlış anlamaları mantık ve diyalog ile çözebileceğimiz yerde güç ve tehdit kullanmak sorunu çözmez, aksine farklılıkları ve uçurumları derinleştirir.”

İran Cumhurbaşkanı ekledi: “İslam Cumhuriyeti her zaman diyalog ve işbirliğini memnuniyetle karşılamıştır, ancak bugün güven tesis etme adına karşı tarafın İran’ın haklarına saygı göstermesi ve kendi haksız taleplerini dayatmaması gerekmektedir.”

Telefon görüşmesinde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da İran’ın geçmiş görüşmelerde varılan anlaşmalara uymak ve bazı engelleri kaldırmak için attığı somut adımlar nedeniyle İran Cumhurbaşkanı’na teşekkür etti.

Fransa Cumhurbaşkanı, ayrıca, İran ile Batılı ülkeler arasında net bir sonuca ulaşabilecek yeni bir müzakere çerçevesi oluşturmak için çaba göstereceğini belirtti ve şöyle dedi: “Etkileşimlerimizin ve görüşmelerimizin şeffaflık ve güven oluşturma doğrultusunda devam etmesi gerekmektedir. Böylece anlaşmaya varabilir, yaptırımları kaldırabilir ve karşılıklı ilişkileri geliştirebiliriz.”