Trump’ın İsrail’in İran’a Saldırısındaki Rolünü İtiraf Etmesinin Ardından Tahran’ın Talebi Nedir?
https://parstoday.ir/tr/news/iran-i285844-trump’ın_İsrail’in_İran’a_saldırısındaki_rolünü_İtiraf_etmesinin_ardından_tahran’ın_talebi_nedir
Parstoday – Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, İsrail’in İran’a saldırısındaki rolünü itiraf etti.
(last modified 2025-11-08T07:01:03+00:00 )
Kasım 08, 2025 08:58 Europe/Istanbul
  • Trump’ın İsrail’in İran’a Saldırısındaki Rolünü İtiraf Etmesinin Ardından Tahran’ın Talebi Nedir?

Parstoday – Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, İsrail’in İran’a saldırısındaki rolünü itiraf etti.

Parstoday’in haberine göre, İran’ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi ve Büyükelçisi Amir Said Iravani, ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail’in İran’a saldırısındaki rolünü itiraf etmesinin ardından Cuma günü BM Genel Sekreteri ve Güvenlik Konseyi Başkanına yazdığı mektupta şunları belirtti: “ABD’nin en üst düzey yetkilisi tarafından yapılan bu suç itirafı, uluslararası hukuki sonuçları olan ve ABD’nin bu saldırgan eylemlerden sorumluluğunu ve kusurunu inkar edilemez şekilde kanıtlayan açık bir delildir. ABD ve İsrail rejimi, masum insanların öldürülmesi, sivil mülklerin ve altyapının geniş çapta tahrip edilmesi ve İran’ın nükleer barışçıl tesislerinin kasıtlı olarak hedef alınması dahil, bu saldırganlıkların tüm sonuçlarından tamamen ve müştereken sorumludur.”

İran’ın üst düzey diplomatı ayrıca şunları ekledi: “Bu durum, İran İslam Cumhuriyeti’nin mevcut tüm uluslararası hukuki yolları kullanarak ABD ve yetkililerinin tam olarak hesap vermesini sağlama ve zararların tazmini, ölenler ve yaralananlar için tazminat talep etme hakkını bir kez daha teyit etmektedir.”

ABD Başkanı Donald Trump, Perşembe günü yaptığı açıklamada, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarında doğrudan müdahalede bulunduğunu itiraf etti. Trump, İsrail’in İran’a saldırısına atıfta bulunarak “tam kontrol” sahibi olduğunu ve “İsrail önce saldırdı. Bu saldırı çok çok güçlüydü. Ben sorumluydum” dedi.

Trump, daha önce bu saldırılara herhangi bir müdahaleyi reddetmişken, İran daha önce saldırının ABD yetkilileriyle tam koordinasyon içinde gerçekleştiğini defalarca belirtmişti.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, sosyal medya platformu X’te Trump’ın açıklamalarına yanıt olarak şunları söyledi: “Bu itiraf, ABD’nin İsrail’in İran’a yönelik sebepsiz saldırısında doğrudan müdahalesinin ve aktif işbirliğinin inkar edilemez bir kanıtıdır ve aynı zamanda ABD’nin uluslararası hukuku ihlal eden bu yasa dışı eylemdeki sorumluluğunu açıkça kabul etmesi anlamına gelir.” Bekayi, ABD’nin “hesap vermesi ve sorumluluk üstlenmesi” gerektiğini vurguladı.

Trump’ın İran’a yönelik İsrail saldırısındaki doğrudan rolünü itiraf etmesi, İran’ın taleplerinin hukuki meşruiyetini güçlendirmiş ve uluslararası takibin önünü açmıştır. Bu itiraf, uluslararası hukuk açısından geçerli ve inkar edilemez bir belge olarak kabul edilmekte ve ABD’nin İran’a saldırıdaki doğrudan sorumluluğunu kanıtlamaktadır.

Hukuki açıdan bu durum, ABD’nin BM Şartı’nı, özellikle de zor kullanımı veya tehdit etmeyi yasaklayan 2. maddenin 4. fıkrasını açıkça ihlal ettiğini gösterir ve tüm üye ülkeleri diğer ülkelerin egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve siyasi bağımsızlığına saygı göstermeye çağırır. Ayrıca, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı gözetimindeki İran’ın barışçıl nükleer tesislerine yapılan saldırı, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT) çerçevesinde uluslararası yükümlülüklerin ihlali anlamına gelir.

Bu nedenle İran, mektubunda bu itirafın yalnızca önceki ABD yetkililerinin açıklamalarını geçersiz kılmakla kalmadığını, aynı zamanda ABD ve İsrail’in uluslararası sorumluluğunu takip etmek için hukuki bir temel oluşturduğunu vurgulamaktadır. Uluslararası hukukta devlet sorumluluğu ilkelerine göre, yasa dışı eylemlere katılan her devlet, verilen zararı tazmin etmekle yükümlüdür. İran, bu ilkelere dayanarak ABD ve İsrail’in sivil ölümler, altyapı yıkımı ve bölgesel güvenliği tehdit eden eylemler karşısında tam olarak hesap vermesini talep etmektedir.

Ayrıca İran, BM Şartı’nın 51. maddesine göre “doğal meşru savunma hakkını” vurgulayarak, saldırılar devam ederse karşılık verme hakkını saklı tuttuğunu ilan etmiştir. Bu yaklaşım hem hukuken savunulabilir hem de uluslararası kurallar çerçevesinde tamamen meşrudur.

Özetle, Trump’ın itirafı İran için hukuki bir dönüm noktası olup, uluslararası kurumlarda diplomatik, hukuki ve hatta yargısal adımlar için zemin oluşturabilir. Bu fırsat, Güvenlik Konseyi için uluslararası hukukun açık ihlallerine karşı sessiz kalmayacağını gösterme sınavıdır.