Muhabirler; terör mağdurları
(last modified Sat, 10 Jun 2017 11:15:07 GMT )
Haziran 10, 2017 14:15 Europe/Istanbul
  • Muhabirler; terör mağdurları

Dünya bir çok kriz ve tehditle karşı karşıya olduğu son dönemde terör tüm dünyayı ve beşeriyeti tehdit eden en ciddi tehlike olarak duruyor. Terör şiddet ve işkence ve tecavüz ve dini ilkeleri kötüye kullanmak gibi türlü yollara başvurarak ülkelerin barış, güvenlik ve istikrarını tehlikeye atıyor ve bu yüzden bu şom afetle mücadele için uluslararası dayanışma ve işbirliği kaçınılmaz görünüyor.

Geçen hafta Afganistan’ın başkenti Kabil’de düzenlenen terör saldırısı onlarca şehit ve yaralı geride bıraktı. Bu saldırıda Press TV’nin Kabil muhabiri de şehit düştü. Patlama sırasında Press TV ofisine gitmekte olan şehit Habibullah Hüseyinzade, patlamanın şiddeti yüzünden hemen olay yerinde şehit düştü. Şehidin naşı ilkin kimliği bilinemeyen şehitlerin arasındaydı ve ancak altı gün sonra kimliği tespit edildi.

Press TV kanalı bir bildiri yayımlayarak muhabirinin şehadeti dolaysıyla ailesine, yakınlarına, arkadaşlarına ve meyda ailesine başsağlığı diledi.

Press TV bildirisinde şu ifadelere yer verildi: Batı ve bölgedeki malum devletlerin açık gizli destekleri ile gerçekleşen ve masum insanların huzurunu ve güvenliğini hedef alan bu tür terör saldırıları Press TV ve diğer bağımsız medya organlarının gerçekleri yansıtma yönündeki kararlılığını etkileyemeyecektir. Habibullah Hüseyinzade şehit arkadaşları Maya Nasır, Serna Şeyyim ve Ferhad Takaddusi kafilesine katıldı. Onun anıları, fedakarlıkları, şecaati ve emeği ebediyen kalacaktır.

Habibullah Hüseyinzade’nin şehadetinin ardından İran devlet radyo televizyon kurumu dış yayınlardan sorumlu Başkan yardımcısı da Kabil terör saldırısını şiddetle kınadı ve genç arkadaşımızın şehadeti dolaysıyla ailesine ve medya mensuplarına başsağlığı dileğinde bulundu.

Gerçekte Afganistan dünyada Suriye’den sonra muhabirler için en tehlikeli ülkedir. Afganistan’da özellikle 2016 yılında hayatını kaybeden yerli ve yabancı muhabirlerin sayısının yüksek olması, Afganistan’da medya mensupları ciddi tehlike ve tehdit altında olduklarını gösteriyor. Taliban, El-Kaide, IŞİD ve diğer silahlı teröristler son yıllarda muhabirlerin ölümünden sorumlu olan canilerdir. Habibullah Hüseyinzade de geçen Çarşamba günü Kabil’de yaşanan bir patlamada hayatını kaybeden muhabirlerden biriydi.

Kabil’de intihar eylemi 31 Mayıs 2017 Çarşamba günü Vezir Ekberhan semtinin Zenbek kavşağında düzenlendi. Bu saldırıda 80 kişi hayatını kaybetti, 400 kişi de yaralandı. Afganistan içişleri bakanlığı sözcü yardımcısı Necip Daneş, patlama 30 aracı param parça edecek kadar güçlü olduğu açıkladı. Patlamada ayrıca binaların ve mağazaların camları bir km çapında bir alanda kırıldı. Patlamada İran İslam Cumhuriyeti haber ajansı IRNA bürosunun camları da kırıldı ve İran’ın Kabil büyükelçiliği binası ve büyükelçinin rezidansı da hasar gördü.

2016 yılı, Afganistan’da muhabirler için facia boyutunda bir yıl oldu. Bu yılda 15 muhabir çeşitli hadiselerde hayatını kaybetti. Gerçi Afganistan’da bundan önceki yıllarda da muhabirlerin durumu pek iyi değildi ve 2001 yılından beri yaklaşık 63 yerli ve yabancı muhabir Afganistan’da hayatını kaybetti. Bu rakam dünyanın diğer ülkeleri ile karşılaştırıldığında korkunç bir rakam olduğu anlaşılıyor.

Geçen sene Afganistan’da muhabirlerin kötü yılı Kabil’de Asya Hirat TV kanalı Başkanı Amanullah Atai’nin öldürülmesi ile başladı. Daha sonra Haziran ayında Taliban yedi medya çalışanını katletti ki Afganistan’da medya ailesi için en korkunç bir hadise sayılırdı. Bundan sonra ve yıl sonuna kadar Hüseyin Emiri, Zeyneb Mirzayi, Mehri, Meryem İbrahimi, Muhammed Ali Muhammedi, Muhammed Nasir Müddesir, Haksar, Zebihullah Temenna, Hüseyin Muhammedi, Muhammed Yakup Şerafet, Muhammed Hüseyin Zehir ve Nimetullah Zehir, Afganistan’ın çeşitli bölgelerinde ve ayrı ayrı terör eylemlerinde katledildiler.

Bu durum oldukça kaygı vericiydi, öyle ki dünyada ifade özgürlüğünü savunan 108 teşekkülden oluşan Ifex adlı uluslararası örgüt Kabil yönetiminden bu ülkede ölen muhabirler ve medya çalışanlarının dosyaları hakkında neler yaptığını açıklamasını istedi.

Uluslararası Ifex örgütü Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani’ye yazdığı açık maktupta Gani’den uluslararası bir talep olan bu konuya açıklık getirmesi için bir rapor sunmasını istedi. Ifex’in verilerine göre 2006 ila 2017 yılları arasında dünyada 900 muhabir ve medya çalışan öldürüldü, ki faillerin %90 kadarı ceza almadan kurtuldu.

Afganistan’da faaliyet yürüten muhabirlerin merkezi ise 2001 ila 2016 yılları arasında bu ülkede 72 muhabir ve medya çalışanı öldürüldüğünü ve katillerin cezalandırılmadığını belirtiyor.

Uluslararası Ifex örgütü Eşref Gani’ye yazdığı mektupta muhabirleri öldürenlerin cezadan muaf tutulma kültürünün oluşması bu tür suçların tekrarlanma ihtimalini arttırdığını belirterek bu yüzden cezadan muafiyet dünyada ifade özgürlüğünü ve bilgiye özgürce ulaşma hakkını tehdit eden en büyük tehlike olduğunu vurguladı.

Öte yandan sınır tanımayan gazeteciler örgütü de yayımladığı son raporunda 2016 yılında dünyada 57 muhabir görevini yerine getirirken hayatını kaybettiğini açıkladı. Söz konusu örgüt 2016 yılında Suriye’de 19 muhabir, Afganistan’da 10, Meksika’da 9 ve Irak’ta da 5 muhabir öldürüldüğünü belirtti.

2015 yılında dünyanın çeşitli bölgelerinde 67 muhabir hayatını kaybetmişti. Bu veri, gazetecilerin ve muhabirlerin Suriye, Irak, Libya, Yemen, Afganistan ve Brundi gibi çok tehlikeli ülkelerden çıktıklarını yansıtıyor. Sınır tanımayan gazeteciler örgütü muhabirlerin savaşzede ve krizzede ülkelerden çekilmesi bilgi ve habere ulaşmayı ciddi engelle karşı karşıya getirdiğini belirtiyor.

Sınır tanımayan gazeteciler örgütü Afganistan’da öldürülen hemen hemen tüm muhabirler sırf mesleklerini yaptıkları için hedef alındığını kaydediyor.

Elli yıl önce 1966 yılında El Hayat gazetesi genel yayın yönetmeni Kamil Merve Lübnan’da suikaste uğradı. İmam Musa Sadr bu gazetecinin şehadetinden sonra gazetecilik ve özgürlük ilkesine saygı doğrultusunda hala tazeliğini ve cazibesini koruyan önemli bir konuşma yaptı. Biz de başta Habibullah Hüseyinzade  olmak üzere tüm medya şehitlerini saygı ile anarak bu konuşmanın bazı bölümlerini gözden geçirmek istiyoruz.

Kardeşler, özgürlük beşeri tüm yetenekleri ve kapasiteleri harekete geçirmek için en üstün mekanizmadır. Hiç kimse özgürlükten mahrum bırakılan bir toplumda hizmet edemez, yeteneklerini harekete geçiremez, ilahi muhibetlerini geliştiremez. Özgürlük beşeri imkanları beşeri camiaya hizmet etme yolunda kullanmanın en iyi yöntemidir. Özgürlük, insan kerametini tanımak ve insana iyimser bakmaktır. Oysa özgürlüğün yokluğu insana kötümser bakmak ve kerametini hiç saymaktır. Özgürlük, gazetecinin hakkıdır ve toplumu bunu ona sunması gerekir. Özgürlük, gazetecinin işini sonuçlandırması yönünde bir hizmettir, toplumun her şeyi öğrenmesi için bir hizmettir. Özgürlüğü ancak özgürlükle koruyabilirsiniz. Özgürlük, söylenenlerin aksine asla kısıtlanamaz, sonlandırılamaz. Tam özgürlük, hakkın ta kendisidir, Allah tarafından verilen bir haktır ve sınırı yoktur. hakiki özgürlük dış baskılardan ve iç baskı etkenlerinden kurtulmaktır. İmam Ali’nin –s– tabiri ile hür insan şehveti terk eden insandır.

İmam Musa Sadr konuşmasını şöyle sürdürüyor:

Kardeşler gazeteciye hakaret etmemeli, baskı uygulanmamalı, yoksulluğa sürüklenmemeli, tehdit ve suikaste maruz bırakılmamalıdır. Suikast hedefe ulaşmak için en kötü ve hezimete uğramış bir yöntemdir. Hedef ne olursa olsun ve her ne adar büyük olursa olsun suikastı haklı gösteremez. Sahtekarlık, namertlik ve suikast İslam dini ve insanın mantığı ve vicdanı bakışında suçtur.

Ey Ebu Cemil, Allah seni rahmet etsin, sen ölümü kucakladın, ancak ölüm asla yok olmak demek değildir. Ölüm mümine göre yerden göğe intikal etmek ve kısıtlamalardan sıyrılıp ebediyete ulaşmaktır. Ölüm, zincirleri kırmaktır. Kur'an'ı Kerim’in de belirttiği üzere ölüm yok  olmak değil, yaratılmaktır. Hakiki yaşam ölümden sonra başlar. Ölüm ve ölümden sonraki hayat değişimin ve gelişmenin ve tekamülün ta kendisidir. Hiç bir değişim ölümsüz gerçekleşmez. İnsanın hakiki tekamülü ancak içinde yaşadığı aşamayı geride bırakması ile mümkün olur. İnsan vücudundaki hücrelerin düşünceye dönüşmesi ancak ölümden sonra mümkündür. Ölüm, kemale erme yolu ve ebedileşmenin başlangıcı ve hakikati keşfetme yoludur.