Siyonizmle mücadelede İran'dan birlik mesajı
(last modified Thu, 14 Dec 2017 05:25:10 GMT )
Aralık 14, 2017 07:25 Europe/Istanbul
  • Siyonizmle mücadelede İran'dan birlik mesajı

İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) Kudüs gündemi ile İstanbul’da toplanan olağanüstü Liderler zirvesinde konuşan İslami İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Filistin meselesinin İslam Dünyasının son 100 yılda kanayan yarası olduğunu belirterek, Amerika’nın büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararının altında yatan nedenleri açıkladı ve bölgenin bazı rejimlerinin Amerika ve İsrail'e yakınlaşma politikalarının bunun sebeplerinden olduğunu bildirdi.

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani aslında bölgede oluşturulmak istenen İran korkusundan kaynaklanan şeytani planlar çerçevesinde bazı ülkelerin son dönemde Amerika ve işgal rejimi İsaril ile ilişkilerini pekiştirmelerine temas etmekte.

Amerikan Başkanını böylesine küstahça bir uygulamaya iten sebeplere değinen Cumhurbaşkanı Ruhani, ‘’Bana göre bu kararı teşvik eden şeylerin başında gelen, bazı ülkelerin Siyonist rejimle irtibat ve işbirliği ve birliktelik yaratma çabasıdır. Bunlar Siyonist rejime karşı gelmek yerine Amerika ve Siyonistlerle birlikte Filistin geleceği için bazı tavsiyelerde bulunuyorlar ve bunların tavsiyelerine kulak asılması durumunda Siyonistler sonsuza kadar Filistin’e musallat olacaklar’’ dedi.

Bir takım gerici bölge rejimi ve bölge dışı aktörlerce icra edilmekte olan İslam dünyasının tefrika içinde olma ve parçalanma politikası, İslam dünyasının asıl meselesinin Filistin'in kurtarılışı değil de İran'ın bölgede ve dünyada artmakta olan gücünden korkmak üzerine kurulmuş ve insanlar çocuk katili, zalim, işgalci, bölgenin tek nükleer gücü siyonist İsrail rejiminden korkmak yerine İran'dan korkmaları gerektiğini insanlara telkin etmeye çalışmaktadır. Bu yanlış muhasebe ise bölgede bağımlı bazı yönetimlerin siyonist İsrail rejimi ile mücadele hususunda görüş birliği ve vahdet içinde olmayı koruma yerine Telaviv'e yakınlaşma fikrine düşmüş ve bununla da İslam dünyası zayıflatılmak istenmiştir.

Bunun en somut ve belirgin örneği ise Bahreyn Alı Halife rejimi tarafından, siyonistlerle görüşmelerde bulunmak ve onlara teslimiyetlerini bildirmek için bir heyetin işgal altındaki Filistin topraklarına gönderilmesiydi. Bahreyn rejimi aslında bu karar ve tutumu ile müslümanların yanında yer almak yerine Filistin intifada hareketine sırtından bıçaklama yolunu seçmiştir.

Tüm bunlara rağmen dünkü İslam İşbirliği Konferansı oturumunda Kudüs’ün Müslümanların ilk kıblesi ve üçüncü kutsal mekanı olduğunu ifade eden Ruhani tüm İslam ülkelerinin Filistin meselesi etrafından birlik ve dayanışma içinde olmaları zaruretini hatırlatarak, ‘’Mevcut şartlarda İslam Dünyasının Siyonistler karşısındaki tutumu çok önemlidir. Eğer bazı konularda ihtilaflarımız varsa da Filistin’i savunmak konusunda bir ihtilafımız olmamalı. İslam Dünyasının tüm sorunları diyalog ile çözülebilir. Sadece İslami vahdet ile İslam Ümmeti ve Kudüs’ü daha iyi savunabiliriz’’ ifadesini kullanmış ve müslümanları, İslam devletlerini Filistin ekseni etrafından birlik ve dayanışma içinde olmaya davet etmiştir.

Cumhurbaşkanı Ruhani ayrıca işgal altındaki topraklarda Filistin halkının kıyam ve intifada hareketinin devam ettiğine de vurgu yaparak şu ifadeleri dile getirdi: ‘’Kudüs, Filistin’in itibarı ve hüviyetidir ve son günlerde Filistinli mücahitlerin Amerika ve işgalci Siyonistler aleyhindeki kıyamı, Filistinlilerin içi boş planlara bel bağlamadıklarını ve kendilerinin haklarını almak istediğini göstermektedir. İslam ülkeleri Amerika’nın Kudüs kararına hızlı tepki vermişlerdir ve bu oturumun düzenlenmesi de İslam ülkelerinin Amerikan başkanının yanlışını doğru algıladıklarının göstergesidir’’ 

Ruhani ülkeleri öyle bir ortamda barışa davet ediyor ki bu hafta İslami Şura meclisi oturumunda ülkenin yıllık genel bütçe tasarısını meclise sunarken yaptığı konuşmada Tahran-Riyad ilişkilerinin normalleşmesi konusunda iki şart ileri sürmüş olup, Suudi rejiminden siyonist rejimle olan gizli ve aleni ilişkilerini kesmesi ve Yemen halkına yönelik bombardımanı sürdürmeyi sonlandırmasını isteyerek ancak bu durumda İran'ın Arabistan'la ilişkilerini normalleştirebileceğini bildirmişti.

Bu kez İran Cumhurbaşkanı İslam İşbirliği Teşkilatı Konferansı zirvesinde öyle bir ortamda İslam ülkelerinin birlik ve dayanışma içinde Filistin meselesinin savunulmasını istemekte ki daha önceden bu birlikteliğin ön şartlarını da açıklamış bulunmaktadır. Yani birlik ve dayanışma içinde olmanın en önemli şartlarından birinin İslam ülkelerinin işgalci siyonist İsrail rejimi ile olan tüm gizli ve aleni ilişkilerin kesilmesi olduğunu ve ancak bu durumda Filistin ve Kudüs'ün gerçek manada müdafaa edilebileceğini bildirmiştir.

Hasan Ruhani ayrıca bu konuşmasında Filistin ve Kudüs meselesinin önemini hatırlatarak İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei'nin de defalarca vurguladığı gibi Filistin'in İslam aleminin en öncelikli meselesi bildirerek, ‘’Filistin meselesi İslam dünyasının ilk konusu haline gelmelidir. IŞİD’in Suriye ve Irak’ta hezimete uğraması ile birlikte Siyonist rejimin ve özellikle bu rejimin elindeki nükleer silahları tehlikesinden gafil olmamalıyız’’ demiştir.

Şimdi bu vahdet mesajı İslam dünyasını ne ölçüde pratikte birleştirecek ve bu konferans müslüman ülkelerin Filistin konusunda ne kadar duyarlı olduklarını ise bakıp görmek gerekir.