Seyyid Hasan Nasrullah’ın konuşmasındaki iki önemli konu
Lübnan Hizbullah hareketi lideri Seyyid Hasan Nasrallah'ın Gazze savaşına ilişkin ikinci konuşması Şehitler Günü münasebetiyle 11 Kasım Cumartesi günü yapıldı. Lübnan Hizbullah’ı Genel Sekreteri'nin ilk konuşmasından bir hafta sonra yapılan bu konuşmanın iki yeni noktası vardı.
Seyyid Hasan Nasrallah'ın sözlerindeki ilk nokta, Siyonist rejimin Gazze'ye karşı savaşta hiçbir şey başaramamasıdır. Siyonist rejimin Gazze Şeridi'ne karşı yürüttüğü savaşın üzerinden 38 gün geçti. Bu savaşın sonucu Gazze halkının soykırımı, hastanelerin, sağlık merkezlerinin, yerleşim alanlarının, mülteci kamplarının ve genel olarak sivillerin yaşam yerlerinin bombalanmasıdır. Şimdiye kadar uluslararası birçok kuruluş ve şahsiyet, Siyonist rejimin Gazze'ye karşı savaş suçu işlediğini söyledi.
Siyonist rejim hem askeri açıdan ve hem sivil açıdan bu savaşı kaybetmiş sayılıyor. Askeri açıdan Siyonist rejimin bu savaştaki hedefleri esirleri kurtarmak, Hamas’ı yok etmek ve kendi askeri ve istihbarat itibarını tekrar kazanarak haysiyetini iade etmekti. Fakat Gazze’ye vahşi saldırısının üzerinden 38 gün geçerken Hamas’ın elindeki Siyonist esirleri serbest bırakamazken, işgal edilen Filistin topraklarında Netanyahu kabinesinin esirleri kurtarmadaki beceriksizliğine itiraz gösterileri düzenleniyor.
Diğer yandan Siyonist rejim bu vahşi saldırısında Hamas hareketini yok edemezken Hamas hala Siyonist rejim ile savaşmakta ve işgal ordusuna kayıplar dayatmaktadır. Üstelik korsan rejimin istihbarat ve askeri itibarı ihya edilemezken, işgal edilen topraklardaki güvenlik düzeyi de önemli oranda zedelenmiştir. Öyle ki Gazze ve işgal toprakları arasındaki ortak sınıra yakın birçok yerleşim alanı boşaltılmış ve birçok yerleşke sakini de bir daha buraya geri dönmemek üzere bölgeyi terk etmiş bulunuyor.
Hizbullah hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah Gazze savaşında yaptığı ikinci konuşmasında şöyle dedi: Bugün İsrail en güçlü tugayını Gazze’ye göndermiştir ve bu da onların yenilgisinin belirtisidir, zira hiçbir getirisi olmamıştır... ve zafer için hiçbir bileşenleri bile yoktur.
Lübnan Hizbullah hareketi Genel sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah’ın önceki gün yaptığı konuşmasının ikinci konusu savaş meydanı ile ilgiliydi. Seyyid Hasan Nasrullah kendi muhataplarına hitaben bu önemli ve stratejik konuya işaretle şöyle dedi: “Gözleriniz meydanın üzerinde olsun, konuşmalara değil. Eylemde bulunan, meydandır. Konuşan ise meydandır.”
Bu konuşmalar Lübnan Hizbullah hareketi genel sekreterinin ve genel olarak direnişin, Siyonist rejimin cinayetlerinin durdurulması için diplomasiye asla umut bağlamadığını gösteriyor. Amerikalılar siyonist rejimin cinayetlerini durdurmak için yapılan çalışmaları tamamen engelliyorlar, Arap ülkeleri pratik eylem yerine duyuru siyasetine yönelmişler, BM genel sekreteri bu cinayetlere karşı duruş sergilemesine rağmen şimdiye kadar siyonistlerin cinayetlerini sonlandırma gücünden yoksun olduğunu göstermiştir.
Seyyid Hasan Nasrullah açısından bu savaşın kaderi, meydanda belirlenecektir. Buna ilaveten Hamas savaşçıları ve Filistin’deki diğer direniş gruplarına ilaveten, Yemen ordusu, Lübnan Hizbullah’ı, Irak ve Suriye direniş grupları da bu savaşta hazır bulunuyorlar. Filistinliler, Yemenliler ve Lübnan hizbullah’ı Siyonist rejime karşı savaşıyorlar ve Irak ve Suriye direnişi de Amerika’ya karşı eylemde bulunuyorlar. Buna rağmen şimdiye kadar direniş, bu savaşta gücünün sadece bir bölümünü kullanmıştır ve esasen savaşın yayılmasını engellemeye çalışıyor. Fakat eğer savaşın bir başka yöne kayması gerekirse, direnişin siyonistler ve Amerikan mevzilerine daha fazla saldırı düzenlemeleri gerekirse, bundan asla çekinmeyecekler.
