Pars Today

18 Temmuz 1994 tarihinde Buenos Aires'te Arjantinli Yahudilere ait büyük bir bina bombalı saldırıya uğradı.

Saldırıda 85 kişi hayatını kaybetti, 300'den fazla kişi yaralandı. Bu trajik olaydan yıllar sonra, İsrail'in yoğun çabalarıyla İran aleyhine birçok belge ve tanıklık ortaya atıldı. Bu delillerin açıkça sahte ve uydurma olduğu ortaya çıksa da, Siyonistler ve Arjantin'deki ajanları tarafından İran İslam Cumhuriyeti'ni suçlu gösterme çabaları bitmedi.

Patlama, İsrail-Arjantin İkili Derneği (AMIA) ve Arjantinli-İsrail Cemaatleri Birliği (DAIA) adlı iki merkezde gerçekleştiği anda, İsrail rejimi bombayı hızla İran'a bağladı ve ardından Buenos Aires'teki İran Büyükelçiliği önünde düzenlediği çok sayıda protesto ile medya ortamını yoğun propagandasıyla etkilemeye çalıştı.

Davayla görevli Siyonist yargıç "Juan José Galeano" adında bir Arjantinli federal yargıçtı. Ancak Galeano'nun İran İslam Cumhuriyeti ve İranlı uyruklu kişilere karşı sahte bir dava hazırlaması, bu davada tanıklık yapmaları için rüşvet vermesi ve diğer eylemleri nedeniyle 11 resmi suçlamaya maruz kalan Galeano, 2 Ağustos 2006 tarihinde Arjantin Yüksek Mahkemesi tarafından görevinden alındı ve avukatlık lisansı iptal edildi.

Galeano'nun görevden alınması, 11 yıl boyunca AMIA davasını elinde tuttuğu süre boyunca İran İslam Cumhuriyeti'ne ve İranlı uyruklu kişilere karşı yönelttiği tüm suçlamaların sahteliğinin açık bir göstergesiydi. Elbette Galeano, AMIA davası ile ilgili Arjantin Yargı Sistemindeki nüfuzlu İsrail akımının tek temsilcisi değildi ve onun görevden alınmasıyla İran aleyhine suçlama süreci sona ermedi.

Galeano, soruşturma sırasında birkaç kişiyi, İran'ın bombalamalara karıştığı yönündeki hipotezini desteklemek için gizli kimliklerle ifade vermeleri için zorladı. Bu kişiler arasında AMIA davasının avukatlarından biri ve bazı firari İranlılar da vardı. Galeano, 8 ila 10 yıl arasında AMIA davasıyla ilgili dört masum Arjantinli subayı hapiste tutmanın yanı sıra, çalıntı araba satıcısı bir kişiye 400.000 dolar rüşvet verdi. Bu kişi, mahkemede Lübnan Hizbullah'tan İran tarafından bombalama emri verilen unsurlara kamyon sağladığını itiraf etmesi için rüşvet aldı.

Bu Arjantinli yargıç, 2003 yılında İran'ın eski Buenos Aires Büyükelçisi Hadi Soleimanpour da dahil olmak üzere 8 İranlı diplomatın uluslararası tutuklama emrini de verdi. Bu emir, Soleimanpour'un 17 Ağustos 2003 tarihinde İngiltere'nin Durham kentinde tutuklanmasına yol açtı. Ancak, Galeano tarafından sunulan delillerin İngiliz mahkemeleri tarafından kabul edilmemesi nedeniyle, Soleimanpour 22 Eylül'de kefaletle serbest bırakıldı ve nihayet 22 Kasım 2003 tarihinde İngiliz mahkemesi, İran'ın eski Buenos Aires Büyükelçisi'nin suçsuz olduğuna dair kesin bir karar verdi ve davayı resmi olarak kapattı.

Bu yasal karar, Galeano tarafından İranlı diplomatın AMIA davasındaki suçluluğunu kanıtlamak için İngiltere mahkemesine sunulan 6.000 sayfalık belgelerin sahte ve uydurma olduğunu ve Siyonistlerin Arjantin Yargı Sistemine nüfuz ettiğini gösteren en açık belgelerden biridir.

İsrail'in Sahte İddialarının Açığa Çıkması

Dava sorumluluğu Kanicou Correal adında bir yargıca devredildiğinde, bu dosyanın içeriğinin ve İran'a yönelik suçlamaların sahte olduğu açıkça ortaya çıkmış olsa da, 31 Mayıs 2006 tarihinde Arjantin hükümeti, AMIA ve DAIA Siyonist dernekleri ve kurbanların ailelerinden oluşan yeni bir grubun baskısı altında, AMIA bombalama zanlılarının beraat kararını bozmak için bir istinaf mahkemesi oluşturdu. Ancak ilginçtir ki, mahkeme davacıların ve avukatlarının sözlerini dinledikten sonra, önceki beraat kararını ve Arjantin hükümeti ve Juan Galeano aleyhine suçlama kararını onayladı ve bir kez daha Siyonist kurumların sahte iddialarını çürüttü.

Uluslararası Ceza Mahkemesi (Interpol) Üyelerinin İran Lehine Oy Vermesi

Arjantin'in 2004 yılında bu konudaki karar vermeyi Eylül 2005'te Interpol'ün yıllık genel kuruluna erteleme kararı almasından sonra, bu sefer de Interpol Başkanı, Arjantinli yargıcın AMIA davasında hukuka aykırı davrandığını açıklayarak, bazı İranlıların bu patlamaya karıştığına dair tüm suçlamaları ve söylentileri reddetti. Bu toplantıda 100 Interpol üye ülkeden 95'i İran lehine oy kullandı.

Her halükarda, Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail'in Arjantin hükümeti üzerinde bu konuda siyasi baskı yaptığı birçok kişi tarafından kabul edilmektedir.

Tek Bir Belge Bile Sunulmaması

AMIA tartışması dünya çapında çok fazla gürültü koparsa da, dava için birkaç yargıç değiştirilmesine rağmen, tüm ilgili mahkemelerde İran aleyhine hiçbir somut delil veya belge bulunamamıştır.

Hukuk dışı ve Tamamen Siyasi Sebeplerle Bu Dosya Açık Tutuluyor

Ancak her zaman İsrail, İran tarafından baskı altına alındığında AMIA davasını yeniden gündeme getirmeye çalışıyor ve Amerika Birleşik Devletleri gibi bazı büyük dünya güçleri de bu davanın canlı tutulmasına ve İran'ın bazı uluslararası kuruluşlar tarafından baskı altına alınmasına yardımcı oluyor.

Öte yandan, bir ülkenin kısa bir zaman diliminde aynı bölgede iki bombalı saldırı gerçekleştirmesi kabul edilemez. Sadece bu operasyonların zamanlaması uygun değildi, aynı zamanda yeri de daha iyi ve daha fazla haber değeri olan İsrail büyükelçilikleri gibi birçok ülkede olabilirdi.

Siyonizmin Yüksek Nüfuzu

Savunma Bakanlığı'ndaki görevinden sonra Stratejik Savunma Merkezi Başkanı olarak atanan General Vahidi, yaptığı bir röportajda bu davanın nasıl ele alındığına dair bir genel bakış sunmuştu.

Araştırmalarına göre, Arjantin İran ile ilişkilerini geliştirmeye çalıştığında veya İsrail çocuk katliamları ve suçları nedeniyle uluslararası baskı altındayken, bu büyük yalanın peşine düşmüştür. Hatta Arjantin, İsrail'den belge talep ettiğinde bile hiçbir belgeye sahip olmadılar ve Amaya'dan önce İsrail'e karşı başka bir patlama meydana geldiğinde Arjantin "Neden bunu takip etmiyorsunuz?" diye sordu. Elbette dünyada da kimse Siyonistlerin bu sahte davasını kabul etmedi. Siyonistler Arjantin'de büyük bir nüfuza sahip.

MEK Teröristleri

Ayrıca Arjantin İşçi Sendikaları Birliği Başkanı Alia'nın birkaç yıl önce yaptığı açıklamaya göre, Arjantin halkı "AMIA" konusunun gerçeğini keşfetmeye ilgi duyuyor, ancak ona göre Siyonist lobinin ve MEK gibi organize anti-İran grupların yoğun propagandası gerçeğin ortaya çıkmasını engelliyor. Araştırmalarına göre, Amerikan yetkilileri bu konuya şaşırtıcı bir şekilde müdahale ediyor ve hatta kendi görüşlerine karşı çıkan yargıçları görevden alıyorlar.