Eğer Peygamber Efendimiz Hayatta Olsaydı Bugün Neler Düşünürdu?
Pars Today- Hz. Hüseyin'in (a.s.) Kerbela'daki tutumu ve öğretilerinin günümüzdeki İslam direniş hareketlerini nasıl etkilediği ele alınıyor. Makalede şu noktalara değiniliyor:
Hz. Hüseyin'in (a.s.) şehadeti ve Kerbela'da dökülen kan, tarihe özgürlük ve insanlık ölçütü sunmuştur. Bu sayede hak ile batılı ayırt etmenin yolunu göstermiştir.
Hz. Hüseyin (a.s.), sadece Müslümanların (Şii ve Sünni) değil, Hristiyanlar ve Hindular gibi diğer dinlerin müminlerinin de kimliğini yeniden tanımlayan ve derinleştiren kapsamlı bir tarihi kimlik tanımlamış ve savunmuştur.
Bazı araştırmacılar, Ehl-i Beyt mezhebinin ve Şiiliğin doğuşunu Muharrem ayının onuncu günü olarak görmektedir.
Kerbela'dan sonra, zulme ve yozlaşmaya karşı İslam direniş hareketleri de farklı bir renk kazanmıştır. "Her gün Aşura ve her yer Kerbela'dır" meşhur sözü de bu bakış açısını yansıtmaktadır. Bu durum, İran İslam Devrimi'nde, Batı Asya'daki direnişlerde ve özellikle de Filistin halkının İslam ve iman direnişinde somutlaşmıştır.
Bu bağlamda, Şehid "Murtaza Mutahhari", Hicri Kameri 1390 yılının Aşura günü Siyonizm'e karşı yaptığı tarihi nutukta şunları söylemiştir:
"Tanrı katında ve Resulullah'ın yanında değer kazanmak mı istiyorsun? Hatta dünya milletleri nezdinde de değer kazanmak, hem Doğu Bloku senin hesabını yapsın hem de Batı Bloku, kaderini eline almasın ve senin adına karar vermesin istiyorsan; emri bil maruf ve neh-yi münker yap, dayanışma ve hemderdlik göster, İslam kardeşliğini dirilt, bilgisizlikten, zayıflıktan ve umursamazlıktan kaçın. Bu bilgisizlik ve umursamazlık programları niçindir? Bilmemek, anlamamak, bilmemek, zayıf olmak ve güçsüz olmak içindir. Eğer Peygamber-i Ekrem (s.a.s.) hayatta olsaydı, bugün ne düşünürdü? Yemin ederim ki Efendimiz (s.a.s.) bugün mukaddes türbesinde Yahudilerden titriyor. Bugün Peygamber-i Ekrem'in (s.a.s.) ve Hüseyin bin Ali'nin (a.s.) kalbini kanatan olay budur. Kendimize ve Hüseyin bin Ali'nin (a.s.) yasına değer vermek istiyorsak, şu soruyu düşünmeliyiz: eğer İmam Hüseyin (a.s.) bugün hayatta olsaydı, yas töreninde ne gibi sloganlar atmamızı istedi?Şüphesiz derdi ki: Benim için yas tutmak ve göğsünü dövmek istiyorsan, bugünkü sloganın Filistin olmalı. Bugünkü Şimr, İsrail Başbakanı Moşe Dayan'dır. Şimr bin üç yüz yıl önce öldü, bugünkü Şimr'i tanı."
Harekete Geçiş: Peygamber Efendimizin Şeriatini Kurtarmak
Hz. Hüseyin (a.s.), şehadetiyle şeriati korumuş ve şeriati koruyarak İslam ümmetinin kimliğinde birliği muhafaza etmiştir. Yezid'e karşı çıkmış olmasına rağmen savaşı başlatmamıştır. Kendisine biat edilmesi için davet edildiğinde daveti kabul etmiş, davet edenler kendisine sırt çevirdiğinde ise Medine'ye dönmeye karar vermiştir. Yolunu kapattıklarında ise savunmaya geçmiştir.
Hz. Hüseyin (a.s.), Kerbela Savaşı'nda Temim bin Kahtibe'nin "Ya Ali oğlu, savaşa ne zamana kadar devam edeceksin?" sorusuna şu cevabı vermiştir: "Ben mi size savaş açtım? Yoksa siz bana savaş mı açtınız? Ben mi size yolu kapattım? Yoksa siz mi bana yolu kapattınız ve kardeşlerimi ve çocuklarımı siz mi öldürdünüz?"
Bir Şüpheye Cevap
Muaviye'nin oğlu Yezid, Medine valisi Velid bin Ukbe'ye "Hüseyin biat etmezse gecikmeden kafasını kesin" diye talimat vermiştir. "Kafasını kesme" politikası Yezid'in tedbirsizliğinin sonucuydu, İmam'ın hareketinin sonucu değildir. Çünkü Yezid, bu emri Medine'deki ajanına verdiğinde Hz. Hüseyin (a.s.) tarafından henüz bir hareket yapılmamıştı. Dolayısıyla "Muhammed'in torununun (a.s.) çıkışı fitne ve fesadın örneklerinden biridir" veya "Genel olarak Hüseyin büyük bir hata yapmıştır çünkü çıktı; zira şehadetiyle İslam ümmeti zayıflık, ayrılık ve ihtilafa düşmüş ve günümüze kadar devam eden bir anlaşmazlığın temelini atmıştır" sözleri yanlış olacaktır. Bu sözlerin yanlışlığı o kadar açıktır ki Ehl-i Sünnet alimleri de buna itiraz etmiş ve reddetmişlerdir.