Dinî Aktivistlerin Dinler Arası Diyaloğu Güçlendirmedeki Gerekliliği / İran, Dinlerin Başarılı Bir Birlikte Yaşama Örneğidir
(last modified 2024-09-24T15:44:21+00:00 )
Eylül 24, 2024 18:44 Europe/Istanbul
  • Dinî Aktivistlerin Dinler Arası Diyaloğu Güçlendirmedeki Gerekliliği / İran, Dinlerin Başarılı Bir Birlikte Yaşama Örneğidir

Pars Today- Tahran Ermeni Patriği Konseyi Başkanı, dinler arası diyaloğun günümüz dünyasının barış yönündeki hareketindeki önemine vurgu yaparak, "Karşılıklı etkileşim ve anlayış, din ve kültür alanının ötesinde olumlu sonuçlar doğuracaktır." dedi.

İran, birkaç bin yıllık kültürü ve medeniyeti sayesinde, farklı teistik dinler için barışçıl bir birlikte yaşama örneği olarak kabul edilmektedir. İran İslam Cumhuriyeti, kurulduğu günden itibaren ilahi dinlere önem vererek bu alanda etkili bir rol oynamaya çalışmıştır. Hristiyanların, antik çağlardan beri, Roma İmparatorluğu’nun zulümlerine ve baskılarına rağmen İran’da güvenlik ve refah içinde yaşadıkları da bilinmektedir. İran'da halen canlı ve güçlü bir şekilde var olan konulardan biri, dinler arasındaki birlik ve yakınlık meselesidir.

Pars Today'in haberine göre, Tahran Ermeni Patriği Konseyi Başkanı, "Ruben Karapetyan," bu bağlamda ve birliğin haftası vesilesiyle dinler arası diyalogun önemini şöyle ifade etti: "Bugünün dünyasında bazıları, fitne ve anlaşmazlıkları yayarak insanları günlük yaşantılarında manevi değerlerden ve ahlaki ilkelerden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Böyle bir ortamda, dinî aktivistler doğru adımlarla dinlerin en temel isteği olan barış ve dostluğa ulaşabilir ve dinler ile toplumların ortaklıklarını daha fazla açığa çıkarabilirler."dedi.

Resmi olarak İran'ın dini İslam olsa da, İran toplumunun olgunluğu sayesinde farklı dinler ve azınlıklar bu ülkede aktif olarak varlık göstermektedir. Bu durum, İslam dininin genişliğini ve İran'ın hoşgörülü kültürünün diğer dinlerle etkileşimde bulunma kapasitesini göstermektedir. İslam İnkılabı Liderinin şehitlerin, gazilerin ve dinî azınlıkların aileleriyle yaptığı sık sık görüşmeler de, teistik dinlerin takipçilerine duyulan saygının bir göstergesidir.

İslam devrimi, kuruluşundan itibaren çağdaş dünyada dini ve ilahi ahlakı yeniden canlandırma peşindedir. Bu düşünce ve perspektif, İran'daki teistik dinler arasında dayanışma ve birlikteliğin doğmasına neden olmuştur. Oysa bazı Batılı toplumlarda, ifade özgürlüğü kavramını kötüye kullanarak, çeşitli dinlere karşı aşağılayıcı ve şiddet içeren eylemler gerçekleştirilmiştir. Geçen yıl İsveç ve Danimarka'da Kuran'a yönelik yapılan saldırılar bu tür eylemlerden birkaçıdır. Bu tür eylemlerin, dinler ve farklı ideolojilerin takipçileri arasındaki sosyal gerginliği artırma ve bölünmeyi yayma potansiyeli bulunmaktadır.