Neden Hz. Mehdi’yi Bekleyenler En Üstün İnsanlardır?
Parstoday – İmam Seccad (as), İmam Hüseyin’in oğlu, her dönemin en iyi insanlarını, Hz. Mehdi’nin (a.s) zuhurunu bekleyenler olarak tanımlamıştır.
“Kemalü’d-Dîn” adlı eserin 1. cildinin 320. sayfasında İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her dönemin en iyi insanları, Hz. Mehdi’nin (a.s) zuhurunu bekleyenlerdir.” Bu kısa ama derin ifade, İslam düşüncesinde temel bir anlam taşır; Mehdi’nin (a.s) kurtuluşunu beklemek sadece bir ruh hali değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi ve ilerleme yoludur. Parstoday’de bu hadis detaylıca açıklanmıştır.
Bekleyiş; Sadece Bir Arzu Değil
İslam kültüründe, insanlığın kurtarıcısı olan Hz. Mehdi’nin zuhurunu beklemek, hareketsiz kalmak anlamına gelmez; aksine ilahi ideallerin gerçekleşmesi için hazırlık, hareket ve çaba demektir. Kur’an yorumcusu Allâme Tabatabai, “el-Mizan” tefsirinde bekleyişi “Allah’ın vaadinin gerçekleşmesine hazırlık hali” olarak tanımlar ve bunu gerçek iman göstergesi sayar.
Ehlibeyt’in Bakış Açısına Göre Bekleyenlerin Özellikleri
Gerçek bekleyiciler, zulme karşı sessiz kalmazlar, ahlaksızlığa kayıtsız değildirler ve zorluklar karşısında umutsuzluğa düşmezler. Onlar, umutla aydınlık bir geleceğe bakar, adalet, ahlak ve maneviyat yolunda ilerlerler. İmam Sadık (a.s) buyurur: “İyi haber bekleyen kişi, sanki imamın saflarında savaşmış gibidir.” Bu benzetme, bekleyişin cihat gibi sabır, gayret ve basiret gerektiren kutsal bir görev olduğunu gösterir.
Bekleyişin Bireysel ve Toplumsal Etkileri
Bekleyiş, insanı umutsuzluktan kurtarır, ona aktif bir umut verir. Bekleyen kişi, Allah’ın vaadinin gerçekleşeceğine inanarak kendini ve toplumu geliştirme yolunda ilerler. Böyle bir kişi sadece kişisel hayatında ahlaklı ve sorumlu olmakla kalmaz, sosyal alanlarda da etkin ve değişim yaratan olur. Öte yandan, bekleyiş kültürünün yerleştiği toplum dinamik, adalet arayan ve ahlak odaklı olur. Böyle bir toplum, ilahi kurtarıcının zuhuruna ve adaletin hüküm sürmesine zemin hazırlar.Sonuç olarak, gerçek bekleyiş iman ile amel, ideal ile gerçeklik, birey ile toplum arasında bir köprüdür. Böyle bir bekleyiş, insanı her dönemin en iyisi yapar; tıpkı İmam Seccad’ın (a.s) dediği gibi.