Türkiye Güçlerinin Afrin'e Girmesi ve Önündeki Sorunlar

Türk Silahlı Kuvvetleri'den yapılan açıklamada, Afrin şehir merkezinin TSK ve ÖSO tarafından kontrol altına alındığı belirtildi.

TSK ve ÖSO'nun Suriye'de yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı'nın 58. gününde Afrin ilçe merkezi ele geçirildi. Türkiye Genelkurmay Başkanlığı'nın Twitter hesabından yapılan açıklamada, "Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Afrin şehir merkezinin kontrol altına alındığı belirtilmiştir. 

Çanakkale anma töreninde konuşan AKP Genel Başkanı ve Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, "Afrin saat 08:30 itibariyle tamamen ele geçirildi. Afrin şehir merkezinde terör örgütünün paçavraları değil huzurun ve güvenin sembolleri dalgalanıyor" ifadesini kullandı.

Bölgeden alınan haberlere göre Türkiye silahlı Kuvvetleri ÖSD güçleri ile birlikte dün Pazar günü sabah saatlerinde Suriye'nin kuzeyinde yer alan Afrin şehrinin üçte ikisinin kontrolünü ele geçirerek şehrin merkezine ulaşmayı başardılar. Öte yandan Afrin şehri yetkilileri son günlerde Türkiye ordusunun saldırıları sonrası Afri şehri halkından 150 bin kişinin can güvenliğini garantiye almak amacıyla en az 150 bin kişinin kendi evlerini terk ederek güvenli bölgelere gittiğini açıkladılar.

Bilindiği üzere Türkiye ordusu güçleri, PYD'nin de PKK'nin bir uzantısı olduğu ve terör örgütünü yok etmek bahanesiyle geçtiğimiz 20 Ocak 2018 tarihinde sözde Özgür Suriye Ordusu ÖSO güçleri ile birlikte Suriye'nin Afrin bölgesine yönelik "Zeytin Dalı" adı altında askeri saldırı başlatmış ve 59 gündür bu operasyonu sürdürmektedir.

Türkiye silahlı kuvvetlerinin Afrin şehir merkezine girdikleri bu dönemde Türkiye'nin bir sonraki adımının ne olacağı sorusu gündemdedir. Acaba Türkiye ordusu Afrin harekatına sor mu verecek? Yoksa bu operasyonu başka bölgelere de yayarak devam mı ettirecek?

Afrin harekatının ilk günlerinde Ankara yetkilileri yaptıkları açıklamalarla bu harekatın sınırlı olacağını ve hedeflerinin terör örgütünü yok etmeyi planladıklarını, bunun için de operasyonun sadece sınırlı bir bölgede yapılacağını belirtmekteydiler. Elbette görüş sahipleri Ankara yetkililerinin bu açıklamalarının daha ziyade Suriye topraklarına girdiği ve Kürtlere yönelik operasyon başlattığı için gerek ülke içinden ve gerekse Türkiye dışından Ankara yönetimine yöneltilen baskı ve eleştirilerin dozunu azaltmak için yapıldığını belirtmekteydiler. Ancak Operasyonun ilerlemesi ve artık Afrin şehrinin de Türkiye güçlerince ele geçirilmesi meselesi dikkate alınarak Türkiye yetkilileri artık Afrin operasyonunun genişletilerek devam edeceğini ve Menbiç ve Fırat'ın doğusunda da sürdürüleceğine yönelik açıklamaları gelmektedir. Türkiye tarafın'dan Afrin bölgesine aktarılan silah ve askeri teçhizatın miktarı da bu yöndeki açıklamaları teyit etmektedir.

Türkiye meseleleri uzmanı Aaron Stein bu konuyla ilgili olarak şunları yazıyor: "Türkiye yakın bir gelecekte Kuzey Suriye'de göz diktiği bölgelerin önemli bir bölümünü ele geçirecektir ve Türkiye güçlerinin yakın bir gelecekte Suriye topraklarını boşaltacakları düşünülmemektedir" dedi.

Aslında Türkiye'nin bu girişimi bir taraftan uluslararası kanun ve kuralların hiçe sayılması ve Suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğünün ihlali olduğu gibi diğer yandan Türkiye ordusunun Suriye içindeki varlığının artmasıyla Türk askerlerinin ve bölgenin sivil halkının can kaybı da artabilir.

Türkiye'nin bu önemli meseleyi dikkate alması gerekmektedir ki Türkiye'nin Suriye topraklarındaki varlığının devam etmesiyle bölge ülkelerinin bu ülkeye bir saldırgan ve işgalci ülke olarak bakmaları ihtimali çok yüksektir. Bu mesele aynı zamanda kendi içindeki bir takım muhalefet ve krizleri de körükleyebilir.

Bunun için de İnsan hakları meselesinin yanı sıra Suriye devletinin egemenlik hakkına ve bölgesel çıkarlara dikkate etmek Türkiye'nin Suriye'deki girişimlerinde dikkate alması gereken en önemli ihtiyaçtır.